15. Bölüm

2K 207 48
                                    

BURAK

Öğlene doğru Suriye sınırından içeri girdik. Karargaha yirmi kilometre kaldı. Yol boyu çaresizlik içinde evlerinden, yurtlarından ayrılmak zorunda kalan bu çaresizliği izlemek, içimdeki insanlığımı incitiyor. Öyle perişan, öylesine garip düşmüşler yollara, içler acısı halleri.

Yol boyu çoluk çocuk TSK konvoyuna el sallıyor. Umut onlar için Türkiye Cumhuriyeti, Türk Askeri demek. Konvoy yavaşladığı sıra camdan başımı çıkarmış etrafı izlemeye başladım. Bir kız çocuğu el sallayarak

"Allahın eskeri selamun aleykum" dedi, gözlerinin içi gülüyor.

Buralarda adımız bu. Karşılıklı el sallıyoruz. Benim gözlerim çıplak ayaklarında yavrucağın. Dağınık saçlarında, kirli yüzünde, kaybettiği çocukluğunda. Hiç oynayamadığı oyuncağında, sobası tüten geride bıraktığı evinde. Yatamadığı yatağında, oturmadığı sofrasında. Nasıl denir ki el kadar çocuğa, nasıl anlatılır merhametini yitirmiş insanların soğukkanlılığı. Utanır insan olan, onun ellerinden çocukluğunu, oyuncağını, yarınını çalmaya. Kanlı ellerinden, çürük yüreğinden, vicdansızlığından, vurdumduymazlığından, insanlığından utanır. Onu bu yollara yalın ayak düşürmekten utanır insan olan. Hani biz düşünebilen herkesi insan sanıyoruz, insan olan herkesin de düşündüğünü sanıyoruz ya, işte orada yanılıyoruz.

On beş dakika kadar sonra karargâha vardığımızda koşar adım karşılandık. Zira dün yazılımını tekrar yüklediğimiz "Türk gözü" adındaki yeni kalkanımız dört gözle bekleniyor. Büyük gizlilik altında geliştirilmiş ve tamamlanmış bu yeni araç düşmanın korkulu rüyası oldu bile. On gün boyunca düşmana aman vermedik.
Otuz saat kadar havada kalıp, on kilometre çapında bir alanı kapsayan
sistem, savaş uçakları, radar tespit ve kontrol uçakları, keşif uçakları, stratejik ve taktik uçaklar, taktik, operasyonel-taktik balistik füzeler, orta menzilli balistik füzeler, hipersonik hedefler ve diğer gelişmiş hava saldırısı araçlarını imha etmek üzere bizim ekip tarafından tasarlandı. Tek batarya ile çalışıyor. Tek eksik yanı on kilometre ile sınırlı olması.

Büyük gizlilik altında geliştirdiğimiz bu araç, kem gözlerden sakınarak korunuyor. Çünkü bir çok istihbarat ajanı kokusunu almış, peşine düşmüş bile. Bu ilk deneme uçuşlarında beklediğimizden daha da memnun sonuçlar aldık. İki saate kalmadan beraberinde yenileyip getirdiğimiz üç Türk Gözü semalarda yerini alacak. Bu da artık şehit vermeyeceğiz demek oluyor. Asım Binbaşı emirler vermeye başladı bile. Getirdiğimiz parçaları Türk Gözlerine monte etmek üç dört saatimizi alacak.

"Hey be gözünü sevdiğim komutanım. Şimdi düşman düşünsün. Bizim kartalları saldık mı göğe kaçacak delik arayacak deyyuslar." dedi Bekir onbaşı. Keyfi yerine gelmiş olan Asım Binbaşı,

"Yavuklusuna kavuşmuş
delikanlılar gibi coştun Bekirim bakıyom da." diye karşılık verdi. Bekir onbaşı gözlerinin içi gülerek.

"Yavuklum olsa bu kadar sevinmezdim kavuştuğumuza komutanım. Kartal gözü mübarek." dedi ve eğilip makinayı öptü.

"Oğlum bırak yarenliği acelemiz var. Uçakların bakımı tamam mı? Bizim iki saatlik işimiz var. Ondan sonrası sizde Yakup" diye seslenen Asım Binbaşıya,

Yakup teğmen,

"Her şey hazır komutanım. Dünden beri dört gözle sizi bekliyoruz " diyerek cevap verdi.

"Gavurlar neye uğradıklarını şaşıracak yine komutanım. İflağını sökecez valla." Bekir'in resmen gözlerinin içi gülüyor.

Hepimizde bir heyecan işe koyulduk. Iki saat olmadan Türk Gözümüz göklerde. Hem de üçü birden.
Artık yapılacak tek iş aşağıdan komutları verip, gelen verileri değerlendirip merkeze aktarmak.
Mehmet'le karargâhtaki odada kahve içiyoruz. Bir yandan da verileri giriyoruz. Mehmet masasından kalkıp

SEVDİM KOMUTANIM. (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin