Mesajı okuduğumda şimdiye kadar neredeydin demek geçiyor içimden. O kadar şaşkınım ve sarhoşum ki içimde ki duygular coş derken mantığım sürekli güvenme erkeklerin göz boyamalarına kanma diyor.
''Bir daha böyle bir şey yapmazsanız sevinirim.'' kelimelerini özenle seçtiğim mesajımı gönderdim.
Yazıyor...
''Başa mı döndük. Sizli bizli konuşmalar geri geldi.''
''Ben gerçekten şaşkınım. Her şey çok hızlı ilerliyor. Bu durum hiç normal değil.''
Yazıyor...
''E ne güzel işte bizde kapılalım. Bak eğer ben bu göreve gelmemiş olsaydım inan senin de söylediğin gibi bu kadar hızlı davranmazdım. Otuz yaşındayım. Hiç de küçük sayılmam. Tek eksiğim kaderimi paylaşacak bir hayat arkadaşı. Birbirimizi tanımamız için müsaade edersen, ikimiz için bir fırsat verirsen, her şey çok güzel olabilir. Hiç bir şey için kendimi zorlamıyorum. O çiçeklerde seni etkilemek için değil, içimden geldiği için avuçlarındalar. Lütfen eğer söz verdiğin ya da seni bağlayan biri hayatında yoksa, kendine de bana da bir şans ver.'' okudum. Hemen ardından bir mesaj daha geldi.
''Lütfen...'' yazıyı okuduğumda kararsız bir şekilde
''Bu yakınlaşmamızım adı arkadaş olacaksa tamam. '' mesajı gönderdim
''Peki, öyle olsun bakalım arkadaşım.'' yazmış yanına da göz deviren emoji eklemiş. Ardından
''Şimdi yoldayız. Kısa bir süre sonra telefonumu kullanamayacağım. Kaç gün böyle devam eder bilmiyorum. İnstagramdan istek gönderdim. Madem arkadaşız tam olsun. Ayrıca Mehmet yan yan bakmaya başladı. Mehmet Esra'nın eşi. Sabahtan beri kiminle mesajlaştığımı merak edip duruyor. Pek alışık olduğu bir durum değil. Ben ikisine de bahsetmedim. Esra kuzenim çok fenadır. Çocukluğundan beri etrafıma dişi sinek yaklaştırmaz. Ne olur, ne olmaz konuştuğumuzu anlarsa seni sıkıştırabilir. Yakında kontrole gideceksiniz ya mutlaka karşılaşacaksınızdır. Ağzını arar şimdi senin. Beğenmediği kızlara bekarken nişanlısı olduğumu söylerdi. Evlendikten sonra nişanlı olduğumu söylüyor. Eğer böyle bir şey duyarsan aldırma.'' Üç tane gülen emoji de eklemiş.
''Çok geç'' yazıyorum
''Nasıl yani?''
''Uzun hikaye '' yazıyorum gülücük emojisi ekliyorum.
İnstagram'a gelen isteği kabul ettim. Artık birbirimizin sayfalarını görebiliyoruz. Tekrar mesaj geldi.
''Bir orduya meydan okurken bir tek sana esir düştüm. '' okuyunca gülümsedim, istemeden.
''Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer benimle yeniden tanış olur mu?'' Yazdım.
''Unutuyor musun beni? ''
''Hayır. Seninle defalarca tanışmak istiyorum yalnızca ''
''Bak bu sözlerin bana dünyaları verdi. ''
''Çiçekler çok güzeller, hala kucağımdalar. Çok teşekkür ederim '' yazdım.
''O çiçekler senin yanında sönük kalırlar. Geceleri yıldızlar bana gözlerini hatırlatacak ve benim gözlerime uyku girmeyecek haberin olsun.'' yazdı.
Kucağımdaki çiçeği Selin alıp vazoya yerleştirdi. Konuşmak istiyordu. ''Ablacım biraz sonra '' dedim. Ondan haber alamayacağımı bilmek düşüncesi korku salıyor yüreğime. Kendimi yola çıkmış bir gemiye, iskelede tek başına el sallayan garip gibi hissediyorum. Giden geminin ardından boş bir kayığa atlayıp yakalayasım var. Zor nefesler alıyorum. Bu zamansız gelen duygularla başa çıkmak ne zormuş. Birkaç gün önce varlığından bile haberdar olmadığım birine '' Çabuk gel. Ağlarım yoksa..'' diyesim var. Gözlerine, sesine hasretliğim, sevilmeye hevesim var. Bunca yıl içimde derinlere gizlenmiş karmakarışık duygularla yüzleşmek heyecan vericinmiş meğer.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDİM KOMUTANIM. (Kitap Oldu)
RomanceÇok şey istemedim ben. Sadece sevmek... Pahalı hediyelerin olmadığı, maskesiz, yalın yüzlerin ışığında aydınlanmak, yapmacık tavırların çok uzağında özlediğim kendim olabilmek. Bahar yağmurlarında ıslanmak, yarımken tamamlanabilmek istedim. En de...