•| Natasha ve Tony |•
-New York, Amerika | Mart, 2006 -
"Jarvis, söylediklerimi anladın değil mi?"
"Anladım patron, beni bir çim biçme makinesine dönüştürme tehditinizden sonra sizin tarafınızdayım. Umuyorum ki babanızın aklına da bu fikir gelmez."
"Umalım da öyle olsun Jarvis." Annabel gülümsedi, Tony ve Natasha'nın evinin kapısının önünde durdu. Yani daha önce hiç gelmediği evinin.
"Pekala Jarvis. Görelim marifetlerini." Kapı açıldığında Annabel gülümsedi. "Bir ara bana hatırlat da senin ana kartını yenileyelim."
"Çok naziksiniz efendim."
"Bana yolu tarif etmek ister misin Jarvis?"
"Asansöre binip üçüncü kata çıkın efendim. Sağdaki büyük beyaz kapı." Annabel asansöre ilerleyip üçüncü kata çıktı. Yarım saat kadar önce New York'a inmişlerdi. Bella ev almak için Tony'nin evinin yakınlarındaki yerleri araştırmıştı. Ama kaçık abisi evinin on kilometre yakınındaki tüm yerleri satın almıştı. New York'a geleceklerini onlara söylememişlerdi. Bu yüzden Annabel eve gizlice girip sürpriz yapmak istemişti. Bella ve Robert, Annabel'i evine bırakmışlar kendileri de bir otele yerleşmişlerdi.
Annabel eve gizlice girecekti, annesi ve babasına sürpriz yapacaktı. Bu konudaki iş birlikçisi ise Jarvis'ti. Annabel, anne ve babasını 4 aydır görmüyordu. Onları çok özlemişti. New York'ta olduğunu gördüklerinde ikisi de kızacaktı ama bu böyle devam edemezdi. Tony ve Natasha da bu günün geleceğini biliyordu.
Asansör durduğunda Annabel indi ve Jarvis'in tarif ettiği kapının önünde durdu. Kapı hafif aralıktı. Annabel kapının önünde durup içeriyi dinledi. "Keşke şu an burada olsaydı." Dedi Tony. Annabel kendinden bahsettiğini hemen anlamıştı. Gülümsedi.
"Bazen onun hayatını mahvettiğimizi düşünüyorum Tony." Annabel kapıdan hafifçe başını uzattı. Anne ve babası yatak başlığına dayanmış denize karşı olan yataklarında geceyi izliyorlardı. Dalgın gözüküyordu ikisi de.
"Neden?"
"Normal bir anne ve babası olabilirdi. Ödevlerine yardım eden, onu parka götüren... Ne bileyim." Dedi ve başını ovaladı Natasha. "Bildiğim tek bir şey var. O da bizim iğrenç birer ebeveyn olduğumuz, Tony."
"Haklısın..." Dedi Tony iç çekerek. "Onu hak etmiyoruz." Başını Natasha'ya çevirdi. "Ama onsuz bir hayat düşünemiyorum. Her ne kadar hak etmesek de o bizim kızımız olduğu için çok şanslıyız." Kendi kendine güldü Tony. "Ne kadar bencil bir adamım değil mi? Kızımın hayatını mahvediyorum ama yine de onsuz yaşayamayacağımı düşünüyorum."
"Bencil değilsin. Bunun adı bencillik değil, sevgilim." Dedi ve başını Tony'nin omzuna yasladı Natasha, Tony de Natasha'nın başına bir öpücük kondurdu. "Sen benim hayatımda gördüğüm en fedakar adamsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐋𝐄𝐆𝐀𝐂𝐘 • 𝐒𝐭𝐞𝐯𝐞 𝐑𝐨𝐠𝐞𝐫𝐬
FanfictionTony Stark ve Natasha Romanoff'un bu dünyaya bırakabilecekleri en büyük miras kızları Annabel'di. Bir Black Widow olarak yetişmiş, babasının mirası olan demir zırhı giydiğinde ise damarlarındaki tutku alevlenmişti.