| 15. Bölüm |

4.1K 305 216
                                    

•| Natasha |•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•| Natasha |•

"Nat." Dedi Steve ve büyük elini arkadaşının sırtına koyup sıvazladı ona destek olmak için, çünkü Natasha her an maddi manevi iki anlamda da yıkılacak gibi görünüyordu. "Biraz dinlenmelisin."

Ağlamaktan kızaran yeşil gözlerini arkadaşına çevirdi Natasha ve sonra da başını usulca iki yana salladı.

"Yapabileceğin bir şey yok." Dedi Steve. "Güzelce dinlen ve güçlü ol. Kendin için değilse bile Tony için. Az önce kalp krizi geçirmek üzereydi Natasha, bunu farkındasın öyle değil mi?"

Steve'in bu dediğiyle Natasha sarsılarak ağlamaya başladı. Tony Stark, bir saat kadar önce Annabel'in Maximoff ikizleri tarafından kaçırıldığı kamera kayıtlarını izlerken göğsünün sol tarafında hissettiği şiddetli sancıyla yere yığılmıştı. Kalp krizi geçirmek üzereydi. Bruce'un doğru müdahaleleri ve sonrasında üsse getirttikleri kalp doktorunun tedavisi sayesinde ucuz yırtmıştı.

"Steve..." Dedi şiddetli ağlamasının arasında. "Ben ikisini de kaybetmekten çok korkuyorum."

"Öyle bir şey olmayacak Nat." Dedi Steve. "Kızını kurtarmadan hiçbir yere gitmez o." Dudakları hafifçe kıvrıldı Natasha'nın. Biliyordu ki Tony ölse bile kızını kurtarmak için her nerede olursa olsun geri dönerdi. Her zaman bir yolunu bulurdu.

"Peki ya benim Annabel'im?" Dedi Natasha. "Onlar çok güçlü Steve, baş edemez."

Bu sefer gülen Steve'di. "Merak etme, güzel dostum. Annabel'de o zeka ve inat olduğu sürece on tane Ultron'un üstesinden bile gelir."

"Umarım haklısındır." Dedi Natasha.

"New York'u hatırlıyor musun?" Dedi Steve. "Tony dönene kadar geçidi açık tutmak için beni deliye döndürmüştü. Daha önce Bucky hariç hiç kimsenin beni o kadar sinirlendirdiğini hatırlamıyorum."

Gülümsedi Natasha. "Demek ki o gün Annabel'in öfkesinden tek nasibini alan ben değilmişim." Dedi. "Kendi öz kızım beni elektroşokla bayılttı. 30.000 volt olduğunun altını çiziyorum."

"İnadını kesinlikle Tony'den almış öyle değil mi?" Diye sordu Steve.

"Kesinlikle." Dedi Natasha. "Zaten küçüklüğünden beri Tony'nin karbon kopyası gibi ortalıklarda dolanıyor. Hiç bana benzemiyor ki, karakteri de dahil olmak üzere her şeyiyle tam bir Stark. Bazen Annabel'i gerçekten ben mi doğurdum diye düşünüyorum."

"Güzelliğini senden almış." Dediğinde Steve kendi söylediğine kaşlarını çattı. Neyse ki Natasha bu dediğinin üstünde durmamıştı. Boşluğa bakıp gülümsüyordu. Eskileri düşündüğü her halinden belliydi. Steve ciğerlerine titrek bir nefes çekip, şansına teşekkür etti. Ne demişti öyle?

Kendini pataklama isteğini bastırıp Natasha'ya döndü. "Hadi Nat, seni odana götüreyim."

"Uyuyamam ki. Onlar bu haldeyken nasıl uyurum?"

𝐋𝐄𝐆𝐀𝐂𝐘 • 𝐒𝐭𝐞𝐯𝐞 𝐑𝐨𝐠𝐞𝐫𝐬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin