| 30. Bölüm |

2.6K 174 216
                                    

•| Henry Cavill |•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•| Henry Cavill |•

2 Ay Sonra

"Henry, telefonun çalıyor." Dedi Annabel bilgisayar oyunu oynayan Henry'e.

"Henry, sana diyorum!"

Henry hala cevap vermediğinde Annabel oflayarak oturduğu koltuktan kalktı ve saatinde Peter'ın Spiderman kostümüne yaptığı son güncellemeyi gönderdi. Sehpanın üzerinde duran telefonu aldı.

"Kızımdan uzak dur Kal." Dedi ve işaret parmağını tehditkar bir şekilde Pole'e hayran hayran bakan Henry'nin köpeği Kal'a doğru salladı.

Kal üzgün bir mırıltı çıkarıp Annabel'e baktı. Onun ciddi olduğunu gördüğünde oturdu ve kafasını yere koyarak Pole'e bakmaya başladı. Pole de Annabel'e şirince havladı.

Annabel birkaç adım atmıştı ki tekrar arkasını dönüp baktığında Kal'ı, Pole'ün yanında görmüştü. "Kal, ben sana ne dedim?"

Kal yine üzgünce havlayıp Pole'den uzaklaştı ve yine yatarak Pole'e bakmaya başladı. Annabel gülümsedi. "Erkekler."

Pole, Annabel'e tekrar şirince havladığında Annabel üst kata çıkıp Henry'nin oyun odasına girdi. Yabancı bir numaraydı arayan ve ısrarla çalıyordu telefon. Annabel kapıdan oyuna kendini kaptırmış erkek arkadaşına seslendi. "Henry?"

Henry başını oyundan kaldırmadan konuştu. "Sevgilim?"

"Telefonun çalıyor." Dedi ve masaya ilerleyip telefonu Henry'nin önüne bıraktı. O ise hala durmadan oyun oynuyordu, gözlerini bir an için bile monitörden çekmemişti. "Kimmiş arayan?"

"Bilmediğim bir numara." Dedi ve masanın üstüne oturdu Annabel. "Şuna ne zaman ara vereceksin?"

"Şu an bir takım oyununundayım ve insanlar bana güveniyor, bu bitince bırakacağım. Söz veriyorum."

"Bırakmazsan seni oradan zorla kaldıracağımı bilmiş ol."

"Tamam tamam, bu gerçekten son tur söz veriyorum." Dedi gözlerini ekrandan ayırmadan.

Annabel tekrar salona indi. Karnı acıkmıştı ve yemek yemek istiyordu. Tekrar yukarı çıkmaya üşendiği için ona seslendi. "Henry."

"Evet?"

"Yemek söyleyeceğim, ne istersin?"

"Kafana göre takıl, hayatım."

Annabel tekrar kendini koltuğa attı ve ayaklarını sehpaya uzattı. Kendileri için iki porsiyon mantı söylemişti. Kal'ı bıraktığı gibi bulduğunda gülümsedi ve onun başını sevdi. "Aferin benim oğluma."

Kal hevesle Annabel'e baktığında Annabel başını salladı. "Tamam biraz Pole'le oyun oynayabilirsin ama kızıma sarkıntılık edersen kızarım, bilmiş ol."

𝐋𝐄𝐆𝐀𝐂𝐘 • 𝐒𝐭𝐞𝐯𝐞 𝐑𝐨𝐠𝐞𝐫𝐬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin