•| Annabel Stark |•
"Hemen o yatağa geri dön yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim."
Annabel ağlamamak için kendini zor tuttu ve arkasını dönüp kollarını göğsünde kavuşturmuş ona kendinden emin bakışlar atan annesine baktı. Natasha geldiklerinden beri onu ya uyumaya ya da yatmaya zorluyordu ve Annabel bu durumdan oldukça sıkılmıştı.
"Yatağa dedim!"
"Ama anne aralıksız on iki saattir burada kıpırdamadan yatıyorum lütfen bırak artık beni."
"İyileşinceye kadar hareket dahi etmeyecek ve kendine zarar vermeyeceksin. Yorgunsun ve sırf inadından direniyorsun, ben senin annenim Annabel. Her hareketinin nedenini biliyorum."
"Gerçekten çok sıkıldım. Yatmaktan sırtım yatağa yapıştı. Lütfen biraz yürüyeyim, ha? Ne dersin?"
"Hayır, akşam yemeğine kadar yataktan çıkmak yok." Dedi Natasha otoriter sesiyle.
"Yemek istemiyorum, yürümek istiyorum."
"Yatağa gidiyor musun, gitmiyor musun?" Dedi Natasha tek kaşını kaldırarak.
"Gitmezsem?" Diye sordu Annabel şirince.
Natasha da aynı şekilde gülümsedi ve kızının yanına ilerleyip bileğini kavradı. Kolundaki kendi geliştirdiği saati çevik bir hareketle aldı. "Zırh bende kalır."
"Hayır, bunu yapamazsın." Dedi Annabel gözlerini kocaman açarak.
"Evet yaparım." Dedi Natasha. "Hatta yaptım bile." Deyip saati kot pantolonun cebine koydu.
"O cadıyı elime geçirdiğim an kafasını koparacağım, beni düşürdüğü hallere bak." Dedi ve söylene söylene sarsak adımlarla yatağa ilerledi Annabel.
Sinirle inledi ve yatağa oturdu. Ayakkabılarını birbirine sürterek çıkardı ama hemen buna pişman oldu. Yarası acımıştı. Gözleri dolduğunda dişlerini sıktı ve derin bir nefes alıp gözlerini kapattı.
"Koca bebeğim benim." Dedi ve eğilerek Annabel'in ayakkabılarını ayağından çıkardı Natasha. "Sıkıldığını biliyorum ama yapacak bir şey yok. Bu odanın içindeyken bile kendine zarar veriyorsun ve dışarı çıktığında rahat durmayacağını biliyorum. O yüzden beni anlamak zorundasın." Dedi, elini Annabel'in bacağına koyup hafifçe doğruldu ve kızının yanına oturdu. "Anlıyorsun değil mi?"
Kafasını salladı Annabel. "Anlamak istemiyorum. Çok sıkıcı. Kitabım yok, uykum yok, oğlum yok. Zaman geçirebileceğim hiçbir şeyim yok."
"Uyku var." Dedi Natasha. "Uyumalısın. Yemekten sonra Bella ve Robert gelecek, o zaman onlarla biraz vakit geçirmene izin vereceğim."
"Söz mü?"
"Söz." Dedi ve gülümsedi Natasha. "Hadi şimdi üzerini değiştirelim." Annabel üzerindeki pijamalardan dışarı çıkmak için kurtulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐋𝐄𝐆𝐀𝐂𝐘 • 𝐒𝐭𝐞𝐯𝐞 𝐑𝐨𝐠𝐞𝐫𝐬
FanfictionTony Stark ve Natasha Romanoff'un bu dünyaya bırakabilecekleri en büyük miras kızları Annabel'di. Bir Black Widow olarak yetişmiş, babasının mirası olan demir zırhı giydiğinde ise damarlarındaki tutku alevlenmişti.