∞
Gülümseyerek Robert'ın papyonunu düzeltti Annabel, başını kaldırıp kendine duygu dolu bakışlar atan ikinci babasına baktı. Onu gerçekten çok sevmişti Annabel, hep. Robert da Annabel'i öyle. Hayatının en zor yıllarında bir baba sevgisini aratmamak için elinden gelen her şeyi yapmıştı. Onu çok seviyordu.
"Çok güzelsin, prensesim." Dedi Robert gülümseyerek.
"Sen de çok yakışıklısın, prensim."
"Vay." Dedi şaşkınlıkla Robert. "Sanırım bu bir ilk."
"İlk ve sondu, o da bugünün hatrına." Dediğinde Annabel, güldü Robert. Heyecanlı olduğu her halinden belliydi. Bunu gizleyemiyordu. "Hey, sakin ol. Burada sadece biz bizeyiz."
"O kadar belli oluyor mu?" Diye sordu Robert masum bir tonda.
"Biraz."
"Korkulacak bir şey yok. Sakin olmalıyım. Tony beni bunca zaman öldürmediyse şimdi de öldürmez." Annabel güldü ve uzanarak Robert'ın yanağına küçük bir öpücük kondurdu. "Sen yine de dikkatli ol, babamın işi belli olmaz. Saatli bomba gibi geziyor ortada, sana patlamasın."
"Aman ne güzel." Dedi Robert. Saatine baktı. "Zaman niye geçmiyor, daha beş dakika bile olmamış."
"Bir saat daha sık dişini. Hadi ama on beş yıl bekleyen adam sen değil misin?"
"Öyle bir şey değil o." Dedi Robert. Ellerini ben suçsuzum der gibi kaldırdı Annabel. "Sadece bir saat daha sabredeceksin. Sonra her şey bitmiş olacak tamam mı? Gecenin keyfini çıkar."
"Bella'nın yanına gitsem olur mu?"
Başını iki yana salladı Annabel. "Annem seni içeri almaz. Burada kal. Tamam mı Rob?"
Sıkıntılı bir nefes aldı Robert. Annabel ona sıkıca sarıldı. "Seni seviyorum, Edward."
Güldü Robert. "Ben de seni seviyorum, Reneesme."
"Bu kızın gitmesi gerek çünkü Bella Stark onu her an öldürebilir." Dedi Annabel geri çekilip. "Yanından ayrılmamamı söyledi ama ben iki saattir buradayım. Bella Halama bakayım sonra yine uğrarım yanına, tamam mı?"
Robert bunu her ne kadar istemese de başıyla onayladı. Zaten zaman geçmiyordu onun için bir de Annabel gidince ne yapacağını bilmiyordu. Annabel aynadan kendine baktı ve saçlarını düzeltti. "Kaçtım ben." Dedi ve deniz kıyısındaki lüks düğün salonunda Robert'a ait olan odadan çıktı. Bella'nınkine doğru yöneldi.
Sabahtan beri koşuşturmaca içindeydi. Bir de bunların arasına babasını teselli etmek de eklenince, Bella'nın evlenmesini her ne kadar aksini iddia etse de asla istemiyordu Tony, onun için zor geçen bir gün oluyordu. Daha düğün başlamamıştı bile ama mutluydu Annabel yine de. İkinci anne ve babasıydı onlar, mutlulukları onu da mutlu ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐋𝐄𝐆𝐀𝐂𝐘 • 𝐒𝐭𝐞𝐯𝐞 𝐑𝐨𝐠𝐞𝐫𝐬
FanfictionTony Stark ve Natasha Romanoff'un bu dünyaya bırakabilecekleri en büyük miras kızları Annabel'di. Bir Black Widow olarak yetişmiş, babasının mirası olan demir zırhı giydiğinde ise damarlarındaki tutku alevlenmişti.