•| Steve Rogers |•
Toplantı bitip herkes odasına dağılırken Natasha'nın gözü Steve'in üzerindeydi. Onunla konuşacaktı ama şimdi değil, önce Tony'nin uyumasını beklemeliydi.
Birlikte odalarına gittiler. Tony duşa girerken Natasha da üstünü değiştirdi. Ne söyleyeceğini aklında toplamaya çalışıyordu. Bunu Steve'in kalbini kırmadan yapacaktı, yani eğer sinirlenmezse öyle yapmayı planlıyordu.
Daha yolun başındayken kızını çekip alacaktı. Onu sevmesine, onun üzülmesine izin vermeyecekti. Çünkü biliyordu ki Steve ve Annabel'in adlarının bile aynı cümle içinde geçmesi Tony'i deli ederdi ve gözü kimseyi görmezdi. Bundan en çok etkilenen de Annabel olurdu, kötü anlamda. Çünkü babasına çok düşkündü ve bunu kaldıramazdı.
Kızının mutlu olma ihtimali Natasha'nın her şeyi göze almasını sağlardı. Steve ile mutlu olacağını biliyordu ve Steve'in onu üzmeyeceğini de. Ama bu durumdan Tony mutlu olmazdı ve mutlu olmazsa mutlu da etmezdi. Babasıyla arası kötü olduğunda Annabel'in gözü aşkı görmezdi. Natasha'nın amacı herkes için çıkmaz olacak bu yolu en başından yok etmekti.
Acımasızlık gibi görünebilirdi ama hayır. Sadece on adım sonrasını hesap ediyordu.
Aslında bunu Steve'den beklemişti, neler olacağını bilecek ve hesap edecek kadar zeki bir adamdı ama aşk gözünü kör etmişti. Annabel'in ise konu sevdikleri olduğunda mantıklı düşünemediğini biliyordu, hele ki daha önce hiç tatmadığı aşk gibi güçlü bir duyguyu tattığında.
İşte bu yüzden Natasha kendince doğru olanı yapacaktı. Kendine bunu yapabileceğiyle ilgili telkinler vererek yatağına döndü. O düşüncelere dalmışken Tony yatağa geldi ve Natasha'ya uyuduğunu düşünerek arkasından sarıldı. Hepsi gerçekten çok yorulmuşlardı.
Natasha, Tony'nin uyuduğunu düşündüğünü fark ederek gözlerini sıkıca kapattı ve uyuyor numarası yaptı, zaten o yetenekli bir kadındı. Bir süre sonra Tony'nin nefes alışlarının düzene girdiğini fark ettiğinde onu uyandırmamaya özen göstererek yataktan kalkıp parmak uçlarında kapıya ilerledi.
"Nereye gidiyorsun?"
Natasha durdu ve uykulu gözlerle kendine bakan Tony'e döndü. "Annabel'e bakacağım."
Kafasını salladı ve tekrar başını yastığa gömüp uyumaya devam etti. Natasha ise Tony durumun üstünde durmadığı için mutluydu. Sessizce çıktı odasından ve Annabel'in odasının kapısını araladı. Koridordan vuran ışık yatağında uyuyan kızının yüzünü aydınlatırken Natasha bir süre onu izledi. İçinde kötü bir his vardı. "Bu yaptığım için ileride bana teşekkür edeceksin. Her şey senin için bebeğim."
Kapıyı kapatıp alt kata indi, Steve'in kapısının önünde durup kapıyı çaldı. Bir süre ses gelmediğinde tekrar tekrar çaldı. En sonunda kapıyı araladı Steve. Uykulu gözüküyordu ve saçları da karışmıştı. "Nat?" Dedi uykulu sesiyle. "Bir şey mi oldu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐋𝐄𝐆𝐀𝐂𝐘 • 𝐒𝐭𝐞𝐯𝐞 𝐑𝐨𝐠𝐞𝐫𝐬
FanfictionTony Stark ve Natasha Romanoff'un bu dünyaya bırakabilecekleri en büyük miras kızları Annabel'di. Bir Black Widow olarak yetişmiş, babasının mirası olan demir zırhı giydiğinde ise damarlarındaki tutku alevlenmişti.