MASKELİ BALO +18

BÖLÜM 2 : BAR

Hayat bazen bizi hiç istemediğimiz yerlere getirir, ne yaptığımız hakkında hiçbir fikrimiz olmaz. Kendimizi zamanın akışına bırakmış, hiçbir şeyi düşünmezken buluruz. Tüm gerçekler bir tokat gibi suratımıza çarptığında her şeyin farkına varırız. Acımasızca oynanan oyunların arasından sıyrılmaya çalışırken en dipte buluruz kendimizi. Savunmasız bir zamanda gelen darbelerin ardından karanlığın içine gömülür, en acımasız halimize bürünürüz.

Batu'nun havuzdayken yanımıza gelmesinden sonra birkaç gün geçmişti. Bu birkaç gün içerisinde Kejo ile daha yakın olmaya başlamış, benim yakın arkadaşlarımdan biri haline gelmişti.

O gün Batu sinirlerine hakim olmaya çalışmışmış ve neyse ki büyük bir sorun yaratmamıştı. Kejo'ya sevgilisi olduğumu söyleyerek onu yanımdan göndermiş ve daha sonrasında da beni bırakıp gitmişti.

Batu'dan ayrılmıştım. Dengesiz hareketlerine ve beni görmezden gelişlerine daha fazla katlanmaya niyetim yoktu. Otel gecesinde bana yakınlık kurmaya çalışsa da ona yüz vermemiştim. Gece telefonunu karıştırdığım sırada ise telefon rehberinde gördüğüm "Anka" ismi ondan şüphelenmeme yetiyordu.

Batu'yu hala tam olarak silip atabilmiş değildim. Sevdiğin bir insanı hayatından çıkarabilmek pek de kolay olmuyormuş gerçekten.

Batu yüzünden tatilimizi zehir ederek otelden ayrılmak zorunda kalmış, Karya'nın bütün söylenmelerine maruz kalmıştım.

Batu daha sonrasında Karya ile yaşadığım eve gelmiş benden affetmemi istemişti ama kabul etmeyerek onu evden göndermiştim. Şimdi ise Karya'nın dizinde yatıyor, öylece olduğum yerde olanları düşünüyordum.

"Ben sana her zaman söyledim Arden. Batu sana iyi gelmiyor, yapma diye. O zamanlar hiçbir şeyi görmüyor, kimseyi dinlemiyordun. Sana da kızamıyorum aslında."

Karya'nın söylediklerini duymuyor öylece halıya bakıyordum. Sanki dinliyormuş gibi kafamı sallıyordum. Karya Batu'yu düşünmemem için beni bir yere götüreceğini söylemiş, ben ise ne kadar kabul etmesem de beni zorla ikna etmişti.

"Bunları düşünme artık. Ben kafanı dağıtman için uğraşırken sen bunu zorlaştırma. Akşama hazır ol. Belki biriyle tanışırsın belli mi olur?"

Karya gülerek ellerini çekmiş yanağımı sıkmıştı. İstemsiz güldüğümde başımı iki yana sallayıp Merdivenlere yönelmiştim bile.

"Eski, seksi Arden'i istiyorum ona göre!" Karya'nın arkamdan bağırmasıyla gülerek merdivenleri çıkmış, odama girmiştim. Daha sabah duş almıştım bu yüzden gerek duymayıp aynanın karşısına geçmiş, ellerimle saçlarımı düzeltmiştim. Saçlarımı düzleştirmeye karar vererek düzleştiriciyi almış, ısınmasını bekliyordum. Yüzüme geldiğimde gözlerime kalem çekmiş, bu sefer maskara da sürmüştüm. Dudaklarıma da parlatıcı sürdüğümde düzleştiricinin ısınmış olduğunu düşünerek saçlarımı düzleştirmeye başlamıştım.

Elbiseyi ve ayakkabıları da giydiğimde artık hazırdım. Aynanın karşısında kendimi inceliyor, ellerimi bedenimde gezdiriyordum. Elbise vücudumu sarmış, fiziğimi öne çıkartmıştı. Gözlerim hayranlıkla aynadaki yansımamda geziniyordu.

Karya odaya girdiğinde aynadaki yansımasından gözlerine bakıyordum. O da aynı şekilde aynadan bana baktığında gözleri vücudumu süzmüştü. Yüzünde beğeniyle bir gülümseme oluştuğunda ben de gülümsemiş Karya'ya dönmüştüm. Hızlı adımlarla yanıma ulaştığında bir elimden tutmuş, beni kendi etrafımda döndürmüştü.

"Çok güzel olmuşsun kızım!"

"Sen de çok güzelsin." Söylediğim şeye karşılık otuz iki diş sırıtarak göz kırpmıştı. Yatağın üzerinde duran telefonumu aldığımda birlikte evden çıkmıştık. Gökyüzüne baktığımda havanın kararmış olduğunu fark ettim.