BÖLÜM 20 : GÖMLEK

34.3K 1.8K 1.4K
                                    

SINIR 1K VOTE 1K YORUM 💦

Korku tüm bedenimi sarıp sarmalıyorken, içimde yaşadığım karmakarışık duygular kelimelerle tarif edilemezdi. Bedenim istemim dışında zangır zangır titriyorken, öylece donup kalmış bir halde hiçbir şey yapamıyordum. Gözlerim, sanki gördüklerini görmek istemiyor gibi açılıp kapanıyorken, hissettiğim birçok duygunun arasından seçebildiğim tek duygu korkuydu.

Tüylerimin diken diken olmasını sağlayan, hemen karşımdaki balkonda gördüğüm siyah karartı bedenimin donup kalmasını sağlıyordu.

Kendime gelmeye çalıştığım sırada, bütün oteli inletebilecek kadar yüksek bir çığlık dudaklarımın arasından süzüldü. Her ne kadar kendimi tutmaya çalışsam da istemsiz olarak bu hareketlerde bulunuyordum.

Çığlığım sonucunda gözlerim bir an olsun balkondan ayrılmazken, siyah karartının bir anda yok olduğunu gördüm. Gitmişti.

Hemen yan tarafta duran sandalyenin üzerinde duran ceketimi kollarımdan geçirerek hızlı adımlarla balkona adımladım. Bir yanım korku tohumlarımla tutuşuyorken, balkona gitmememi söylese de o yanımı dinlemeyerek hızlı adımlarla balkona ulaştım.

Kapıyı aralayarak balkona adımımı attığımda çıplak ayağımdan bedenime doğru süzülen soğukluk, bedenimin buz tutmasına neden olmuştu.

Bunu umursamamaya çalışarak birkaç adımla balkon demirliklerine ulaştım ve etrafıma bakındım. Kimse yoktu.

Hala korkuyla titreyen bedenime karşılık ellerimi balkon demirlerine sarmış, balkon demirlerinin soğukluğunun bütün bedenime yayıldığını hissediyordum. Sıkı sıkıya tuttuğum demirler ellerimin beyazlamasını sağlarken, derin bir nefes aldım.

Daha yeni olanlar da neyin nesiydi?

Ya, o gördüğüm silüet?

Bütün bunların mantıklı bir açıklaması var mıydı?

Düşüncelerin içerisinde korkuyla etrafa bakınıyorken, içeriden gelen sesler ile birlikte kaşlarımın çatılmasına engel olamadım. Korkuyla arkamı dönmemle odamın içerisinde gördüğüm birkaç kişiyle kaşlarım çatıldı.

Neler oluyordu burada?

Korkak adımlarla yavaş bir şekilde içeriye doğru adımladım ve balkon kapısından geçtim. Karşımda gördüğüm kişilerle içimdeki korku bir nebze olsun azalırken, rahat bir nefes aldım. Gözlerim, hemen karşımda çatık kaşlarla beni izleyen Ata, Aral Bey, Bala Bey ve Leo'nun üzerinde gezindi.

Aklıma takılan detayla birlikte kaşlarımın çatılmasına engel olamadan kuşku dolu bakışlarımı üzerlerinde gezdirdim.

Odama nasıl girmişlerdi?

O kadar anormal durumların içerisindeydim ki, artık beynimin bana oyun oynadığını falan düşünmeye başlayacak duruma gelmiştim. Başıma gelen şeyler artık beni şaşırtmaktan ziyade korkutuyordu. İçine düştüğüm durumlar, düşününce çok garip seylere dönüşüyordu.

Gözlerim hemen karşımda duran Ata'ya kaydığında, kuşgucu bakışlarla bana baktığını gördüm. Siyah kaşları çatılmış, ne olduğunu anlamaya çalışır gibi gözlerimin içerisine bakıyordu.

"O çığlık sesi senden mi geldi Arden?" Leo'nun sorusuyla bakışlarımı Ata'nın üzerinden çekerek Leo'ya baktım. Başımı aşağı yukarı sallamamla kaşları çatıldı ve öne doğru bir adım attı.

"Ben... Birini gördüm balkonda." Hepsi anlamaz bakışlarıyla bana bakarken, söylediğim şeyi algılamaya çalışıyorlardı. Söylediklerim saçmalık gibi gelse de doğru olan buydu. Neden hepsi bana, kafayı yemişim gibi bakıyordu?

MASKELİ BALO +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin