Bazen bazı olaylar tahmin bile edemeyeceğimiz, aklımızın ucundan geçmeyecek sonuçlar doğurur ve bu sonuçlar karşısında kenarda durmuş olayların nasıl bu denli bir düğüm haline geldiğini çözmeye çalışırız. Bu sonuçlar bazen bize zevk verirken bazen de bizi bir uçurumun kenarına sürükleyebilirken, hangi yoldan gideceğimizi bilemez bir halde, karanlığın içerisine gizlenmiş yolları takip ediyorduk. Bu yolların bizi hangi karanlıklara götüreceğini bilmeden.
Aklım sanki işlevini yitirmişçesine durduğunda, ne bir şey düşünebiliyor ne de bir tepki verebiliyordum. Gözlerimi aralayarak kaskatı kesilmiş bedenimle birlikte öylece durmuş, Ata'nın yeşillerine bakıyordum. Bedenim alevlerin içersinde yanarken kalbim sanki bu alevlerin arasından kurtulmak istercesine tüm şiddetiyle atıyordu. Yeni yeni iplerini gevşeterek elime almaya çalıştığım kontrolüm, ellerimin arasından kayıp giderken öylece durmuş olanları izliyordum.
O an, daha bu olanlara karşılık kaskatı kesilmiş vücudum, Ata'nın ellerini çıplak belimde hissetmemle buz tutmuştu. Şaşkınlıkla aralanan gözlerimle Ata'ya baktığımda onun yüz ifadesinde bir değişim olmamasına karşın derin bir nefes aldım.
Büyük elleri ince belimi anında kavrarken, parmakları belimi sıkı bir şekilde sarıyordu. Elinin çıplak bedenime temasıyla içimde oluşan birçok duyguya engel olamazken bakışlarımı da Ata'nın üzerinden çekemiyordum. O an aklıma gelenle birlikte gözlerimi hızlı bir şekilde etrafta gezdirdiğimde, tanıdık kimsenin bizi görmediğine kanaat getirdikten sonra rahatlayan bedenime karşılık gözlerimi Ata'ya diktim.
Diğerleri havuzun diğer ucundaydı ve bu koskoca havuzun içerisinde bizi görmeleri neredeyse imkansızdı. Bunun bilincine vardığımda tam rahat bir nefes alacakken, Ata beni kendine çekerek bedenlerimizin birleşmesini sağlamıştı. Çıplak bedenimin onun çıplak bedenine temasıyla alev alev yanan bedenlerimizin birleşimi, hiç de iyi sonuçlar doğuracağa benzemiyordu. Bunun bilincinde olmam, bedenimin gerilmesine sebep oluyordu.
Hızlı bir nefes çekerek bedenimi gevşetmeye çalıştığımda, Ata üzerime doğru eğilerek yanağını yanağıma sürttü ve kulağıma ulaştı. Bu adamın her hareketi beni neden bu denli etkiliyordu bir türlü çözemiyordum.
"Seni uyardım. Hareketlerine dikkat et." Dişlerinin arasından konuşmasıyla yutkunduğumda aklıma gelen fikirle dudağımda bir gülümseme oluştu. Başını benden uzaklaştırarak kıvrılan dudaklarıma baktığında, şimdi onunla oynama sırası bendeydi.
İki yanımda duran ellerimi Ata'nın göğsünün üzerine yerleştirdiğimde, ellerimin altında olan teninin sıcaklığıyla titreyen bedenime engel olamadım. Elimi göğsüne koymamla birlikte gerilen bedeni hoşuma gitmişti. Daha şimdiden bu oyundan zevk almaya başlamıştım bile.
Ellerim bir süre göğsünün üzerinde kaldığında sıcak teni anında ellerimin ısınmasına yetmişti. Ellerimi aşağı doğru kaydırdığımda suyun içerisine giren ellerime karşılık, ellerim en sonunda karın kaslarına ulaşmıştı. Gördüğüm ama bunca zamandır dokunamadığım kaslarına dokunmanın verdiği heyecanla birlikte, içimde oluşan kıpırtılara engel olmaya çalışıyordum. İçimde oluşan heyecanı bastırmaya çalışarak bedenimi sakin tuttum ve ellerimin hareketine devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKELİ BALO +18
Teen FictionAsistan-patron kurgusudur! (Tamamlandı) Dudaklarının varlığını dudaklarında hissediyor, teninin sıcaklığını teninde hissediyordu. Bedeni üzerinde kurduğu hakimiyeti varlığını sürdürürken, kendisini nasıl bir ateşin içine attığın farkında bile değild...