BÖLÜM 21 : HAVUZ

30K 1.8K 1.1K
                                    

SINIR 1K VOTE 1K YORUM 🩸

Parmaklarımla sarmaladığım, hemen avucumun içerisinde duran telefonumda gördüğüm isim kaşlarımın çatılmasına sebep olurken, aklımda dönüp dolaşan senaryolara engel olamıyordum. Beren ile tuvalette yaşadığımız anlar bir bir zihnime kazınırken, kaşlarımı çatarak bakışlarımı bir saniye olsun telefonun üzerinden çekemiyordum.

Gözlerim hemen karşımdaki yatakta oturan Ata'ya kaydığında çatık kaşları ve şüpheci bakışlarıyla beni süzdüğünü fark ettim. Onun bana böyle bakması diken üstünde olmam için yeterli bir sebepken, bedenimin gerilmesine engel olamıyordum. Bakışları bedenimde kurduğu etkiyi sonuna kadar hissettiriyordu.

İstemsizce yutkunarak bakışlarımı ondan kaçırdım ve tekrardan telefona döndüm. Hala çalmaya devam eden telefona karşılık en sonunda dayanamayarak aramayı cevaplandırdım ve telefonu kulağıma götürdüm.

"Efendim Beren." Söylediğimle bakışlarım tekrar Ata'ya kaydığında çatık kaşlarının düz bir hal aldığını görerek derin bir nefes aldım. Bakışlarının yumuşamasıyla içim bir nebze olsun rahatlarken, huzursuzca olduğum yerde kıpırdandım.

Beren'in şu an neden beni aradığını gerçekten çok merak ediyordum. Bir yandan merak duygusu içimi sarıp sarmalarken, diğer yandan da içimde oluşan gerginliğe bir türlü engel olamıyordum. Bu saatte araması garibime gitmişti.

Tuvalette yaşananlardan sonra onunla bir daha muhattap olmayacağımızı düşünürken, şimdi neden beni arıyordu bu kadın?

"Seninle konuşmam gereken bir şey var. Lobideki büyük havuzdayım, buraya gelebilir misin? Çok önemli." Söyledikleriyle kaşlarım daha da çok çatılırken içimde oluşan kuşkuya engel olamadım. Her şeyi açık açık konuşmayı çok istiyorken, karşımda oturan adam bütün laflarımı yutmama sebep oluyordu.

Keskin bakışlarını bir saniye bile üzerimden çekmezken, onun bu bakışları diken üstünde olmamı sağlıyordu.

"Ne konuşacaksın? Şu an müsait değilim." Son söylediğimle bakışlarım Ata'nın yüzünde gezinirken, dudağının kenarını kıvırdığını görmemle yüzüm kızardı. Yüzünde oluşan o ifade utanmam için yeterli bir sebepken, bunu umursamamaya çalışarak dikkatimi Beren'e verdim.

"Gerçekten önemli. Emin ol, bir daha benimle muhattap olmazsın." Söylediklerine karşılık sesli bir şekilde nefes vererek gözlerimi devirdim. Beren'in o muşmula suratını görmeyi hiç istemiyordum ama ne diyeceğini gerçekten çok merak ediyordum.

"Tamam, geliyorum." Telefonu kulağımdan uzaklaştırarak aramayı sonlandırdım ve yerde duran bakışlarımı Ata'ya çevirdim. Çekingen bir şekilde ona bakıyorken, ne diyeceğimi bir türlü seçemiyordum. Ben neden bu adamdan çekiniyordum?

"Benim ufak bir işim çıktı. Fazla sürmeden geri dönerim Ata Bey." Söylediklerime karşılık başını onaylar anlamda aşağı yukarı sallamasıyla ne yapacağımı bilemeyerek olduğum yerde durdum. Bu adamın varlığı bütün dengelerimin şaşması için yeterli bir sebepti. Hiçbir şey yapmasa bile aklımı karıştırmayı bir şekilde becerebiliyordu ve bu benim sinirlerimi bozuyordu.

Beni bu denli etkisi altına alması hoşuma gitmezken, elimden de hiçbir şey gelmiyordu.

"Valizlerin kapının önünde." Yaptığı açıklamayla başımı aşağı yukarı sallayarak hızlı adımlarla kapının önünde duran valizlerime ulaştım ve valizlerimi odanın içerisine sürükledim.

MASKELİ BALO +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin