BÖLÜM 7 : TEKLİF

51.8K 1.7K 437
                                    

Kor gibi yanan alevlerin arasından bir su misali süzülerek çıkacaktı. Küçük panter, çevikliğiyle etrafında dönen dolapların arasından zarar görmeden sıyrılmayı başarabilecekti.

Peki ya, gerçekten başarabilecek miydi?

Kaçtığı alevlerin arasından kıvılcım alarak yanıp tutuşmayı, kendisine zarar vermeyi kendisi tercih etmişti. Başına gelebilecek bütün olayların, fırtınaya yakalanıp, kasırga tarafından sürüklenmesinin, kendisini alevlerin arasına atmasının tek sorumlusu kendisiydi.


Yüzümde soğuk bir ıslaklık hissetmemle gözlerim irice aralandı. Anında yattığım yerden doğrularak sinirle gözlerimi sıkıca yumduğumda dişlerimi sıktım. Ellerimi yumruk yaparak yatağın üzerine bastırdığımda sabır dilercesine hayatı sorguluyordum. Yumduğum gözlerimi açarak tam da tahmin ettiğim kişiyi karşımda gördüm.

"Karya!" sinirle bağırdığım sırada elindeki bardağı komodinin üzerine koyarak önümde durdu ve ellerini önünde bağladı. Aynı Alan'ın yaptığı gibi yüzüne bir gülümseme kondurarak şirinlik yapmaya çalışıyordu ama yemezlerdi. Sabahın köründe yüzüme su fırlatmak da neyin nesiydi?

"Karya, eğer seni boğazlamamı istemiyorsan kaybol." söylediğim şeyle kaşları çatıldı.

"Ne yapayım kızım, sabahtan beri uyandırmaya çalışıyorum uyanmıyorsun." sinirle gözlerimi yumarak sabır dilercesine derin bir nefes aldım. Dün yorgunluktan ölmüştüm ve bu yorgunluğu üzerimden atmaya çalışıyordum. Bu ani uyanış bana hiç de iyi gelmemişti. Pazar günü de rahat bıraksa olmuyor muydu?

"Saat kaç Karya?" eliyle bir saniye işareti yaparak pıtı pıtı adımlarla komodinin üzerindeki telefonumu alarak ekranı bana çevirdi. Gözlerim yuvalarından çıkacakmış gibi olduğunda kalakalmıştım.

13.24

Ben bu kadar uyumuş muydum ya? Normalde bu saate kadar uyuduğum bir gün bile olmamıştı. Telefon ekranındaki cevapsız aramayı görmemle, kimin aradığını görmek istercesine gözlerimi kıstım. Kollarımı zorlukla kaldırmaya çalışarak uzattığı telefonumu aldım ve bildirimlere baktım.

Sosyal medyadaki bildirimleri silerek patronun beni aradığını gördüm.

Kaşlarımın çatılmasıyla beni neden aradığını sorgular olmuştum. Bugünün pazar olduğunu tekrar tekrar kontrol ederek düşünmeye başladım.

"Patron aramış." Karya'nın tepkisini görmek istercesine yüzüne baktım. Benim yaptığım gibi kaşlarını çatarak ellerini beline yerleştirdi ve bana doğru eğildi. Telefonumun ekranına bakarak aramayı görmesiyle alt dudağını büzdü.

"Allah Allah, bu seni arar mıydı ya? Numaranın kayıtlı olduğundan bile şüpheliydim ama..."

Dudağımı büzerek oturduğum yatakta dikleştim ve belim yay gibi gerildi. Kollarımı iki yana açarak esnediğimde bir rahatlama gelmişti. Tekrar oturduğum yerde iki büklüm hale geldiğimde dün yaşadığım şeylerle yüzüm kızardı.

"Seni istiyorum." söyledikleriyle kaşlarım çatılırken gözlerim irice açıldığında Batu, sağ elini koyduğu taşın üzerinden kaldırırken yanağıma yerleştirdi. Büyük eli ve parmakları yanağımı sararken, elinin sıcaklığıyla hareketlenmeyi bekleyen vücudum anında içimde bir şeyleri coşturuyordu. İstemsiz yanağımı eline yaslarken gözlerimi kapattım. Şu an bunları niye yapıyordum en ufak bir fikrim bile yoktu ama vücuduma söz geçiremiyordum. Bazen bazı anlarda hiç istemediğim veya yapamayacağım şeyleri istemsiz yapıyordum ve kendime engel olamıyordum.

MASKELİ BALO +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin