"Neden elimi tuttunuz?" Söylediğim şey bana bile komik gelirken, Ata duyduğu cümleyle birlikte dudaklarının kenarını kıvırdı. Her zamanki gibi yüzünde oluşan o eğlenen surat ifadesi benim sinirlerimi bozmaya yetiyordu. Telefonunu kapatarak yan tarafında duran yere koyduğunda kısık bakışları bir süre üzerimde gezindi.
"Uykunda adımı sayıklarken, elimi tutmandan mı bahsediyorsun?" Söylediği şey gözlerimin yuvalarından çıkmasını sağlayacak cinsten bir şeydi. Uykunda adımı sayıklarken mi demişti o? Utancımla gözlerimi gözlerinden kaçırarak uçağın içerisinde gezdirmeye başlamıştım. Bu utançla birlikte ellerimle oynamaya başladığımda, söyleyecek hiçbir şeyim olmadığını fark ettiğimde dişlerimi alt dudağıma geçirdim. Bir de üstüne üstlük suçu adama atmıştım!
Ne yani ben uyurken Ata'nın ismini mi sayıklıyordum? Hayır, kabul etmiyorum.
Ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilemez bir halde öylece ellerimle oynarken, gözüm uçağın girişine takıldığında kapının açık olduğunu fark ettim. O an, daha yeni ki anları aklımın bir köşesine atarak Ata'ya döndüm.
"Ne zaman geldik? Geldiysek niye hala inmiyoruz?" Sorduğum sorular karşısında bana kısık gözleriyle baktığında, o an ne kadar yakışıklı olduğunun bir kez daha farkına varmıştım. Bir anlığına yüzüme tebessüm kondurmamla, anında ne yaptığımı sorgularcasına yüzümdeki tebessümü sildim. Ata bu kısacık bir tebessümün üzerine dudağının kenarını kıvırdığında dikkatimin ne kadar çabuk bozulduğunun farkına varmıştım. Bu adam yanımda olduğu sürece hiçbir şey doğru gitmiyordu.
"Uyanmanı bekledim." Şaşkınlıkla kaşlarım havalandığında, Ata'dan böyle bir şeyi beklemediğim yüzüme net bir şekilde yansıyordu. Ne yani burada bunca zamandır benim uyanmamı mı bekliyordu?
Elimi cebime atarak telefonumu aldığımda gördüğüm saatle birlikte gözlerim aralandı. Uçak bir saat önce inmişti ve bir saattir burada oturmuş benim uyanmamı bekliyordu. Bu yaptığı şey karşısında bedenimde gezinen ve bedenime hükmeden kelebeklere engel olamazken içten içe gülümsedim. Yaptığı şeylerle beni şaşırtmayı başarıyordu.
Gözlerim bacaklarıma kaydığında gördüğüm görüntü karşısında ani bir şok yaşadım. Elbisemin toplanarak yukarıya çıktığını, bütün bacaklarımı ve neredeyse gözükecek olan iç çamaşırımı görmemle birlikte ani bir şekilde ayağa kalkarak üzerimi düzelttiğimde, Ata'nın bakışlarını üzerime çekmiştim. Kaşlarını çatarak bana bakan Ata'ya karşılık yüzüme tebessüm kondurarak gözlerimi gözlerine çevirdim.
Benim tebessüm etmemle dudağını yukarı kıvırdığında, gülümsemesiyle birkaç saniye öylece yüzüne baktım. Bir insan gülümseyince bu kadar çekici olabilir miydi? Ata'nın her hali çok çekici ve yakışıklıydı. Yapılı vücudu ve uzun boyu, yüzünün güzelliği ve sert mizacı onu çok çekici kılıyordu.
Patronum hakkında düşündüğüm şeylerin farkına vardığımda utanarak gözlerimi kaçırdım.
Ata da ayağa kalktığında, yanımdan geçerek uçağın merdivenlerine yönelmişti. Peşinden ilerleyerek merdivenlerden indiğimde, ayaklarımın yere basmasıyla içimde oluşan rahatlama hissini kelimelerle tarif edemezdim. Ata'nın beni beklemeyerek bizim için hazırlanan arabaya doğru yürüdüğünü görmemle gözlerimi devirerek hızlı adımlarla peşinden ilerledim. Yavaş adımlarla yürüse bile, bacak boyunun uzunluğu sebebiyle ona yetişemiyordum.
Arabaya ulaştığında tekrar kapımı açmasını beklerken kendi tarafına geçerek arabaya bindiğinde istemsiz olarak gözlerimi devirdim. Bu centilmenliği bir yere kadardı.
Kapımı birinin açmasıyla birlikte, hızlı adımlarla arabaya binerek teşekkür ettiğimde önüme döndüm. Yolculuk boyu Ata'ya bakmamaya özen göstererek sessizliğimi korumuştum. Bu sefer ne Ata ne de ben bu sessizliği bozmak adına hiçbir şey yapmamıştık çünkü birkaç saat önceki olay bize dersimizi vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKELİ BALO +18
Teen FictionAsistan-patron kurgusudur! (Tamamlandı) Dudaklarının varlığını dudaklarında hissediyor, teninin sıcaklığını teninde hissediyordu. Bedeni üzerinde kurduğu hakimiyeti varlığını sürdürürken, kendisini nasıl bir ateşin içine attığın farkında bile değild...