Who Do You Want yazılı sahnede yukarıdaki müziği açmanız tavsiye edilir!
SINIR 1.4K VOTE 1K YORUM 🩸
Beynimi esir alan düşüncelerin farkındalığıyla irkildiğimde mavilerim kapıda dikilmiş kadının üzerinde gezindi, sinirle ona baktım. Üzerine giydiği alelade bir eşofman takımı, dağınık saçları ve sıkıntılı bir haliyle kapıda duruyordu. Kahverengi saçları birbirine girmiş, adeta bir aslan yelesini andırıyordu.
Saçlarını dağınık bir şekilde toplamaya çalıştığı buradan belli oluyordu. Bu kadının kim olduğu, neden buraya geldiğini anlamaya çalışıyordum.
Aklıma gelen binbir türlü düşünceyi bir köşeye iteklemek istedim, kötü düşünmek istemedim. Bir türlü bunlara engel olamamam beni daha da çok germeye yeten en büyük etkendi. Sinirle ellerimi sıktım, derin bir nefes aldım. İçimdeki sıkıntı bir türlü dinmek bilmiyor, beni daha da çok stresli bir hale sokuyordu.
Kendimi dizginlemeye çalışıyordum lakin bu pek de mümkün olmuyordu.
Kadın birkaç adımla Ata'ya yaklaştı, boşta kalan kolunu Ata'nın boynuna doladı. Bir eliyle kucağındaki bebeği tutmaya çalışıyor, diğer eliyle Ata'ya sarılıyordu. Kaşlarım kıvrımla havalandı, içimde yıkılan birçok duygunun farkındalığı yaktı beni. Gözlerim şaşkınlıkla ikisinin üzerinde gezindi.
Şaşkınlıkla dona kaldım adeta, bedenim titredi. Gözlerim yaşadığım şokla üzerlerinde gezindi.
Ata kollarını karşısındaki kadının beline doladı, onu kendine çekti. Birbirlerine kısa bir süre sarıldılar, özlemle sarıldılar. İçimdeki fırtınaların oluşturduğu kasırgalar büyük bir yıkıma sebep oldu sanki. Dizlerimin bağı çözülmüş gibi bedenimi taşımakta güçlük çektim.
Dolmaya dünden razı gözlerime engel olmaya çalıştım, şu an olmazdı.
Pişman olmak istemedim. Az önce yaşadığım birlikteliğin bir yalan olmaması için dualar ettim. Beni kandırdığı düşüncesini kafamdan silip atmak istedim. Öyle olmasındı, bunu kaldıramazdım.
"Nasılsın abi?" Son kelime. Söylediği son kelimeydi, içimdeki fırtınaların dinmesine neden olan şey. Bedenimin rahatladığını hissettim, kendimi kasmayı bıraktım. Bütün kötü düşüncelerim aklımdan bir kuş gibi süzülüp gitmişti sanki.
Yanlış bir karar vermediğimin farkındalığıyla huzura erdim, iki saniye önce pişmanlıklarla doluydum oysaki. Derin bir nefes alarak yüzüme ufak bir gülümseme yerleştirdim, buna engel olamadım. Ata'nın kardeşi olduğu gerçeği içimdeki yangınlara su serpti adeta, gerilen bedenim rahatladı.
"Bir şey mi oldu Ceren? Olduysa anlat bana güzelim." Boynuna doladığı kollarını uzaklaştırdı bedeninden Ata. Anında sahiplenici haline bürünüp ellerini kardeşinin yanaklarına yasladı. Ceren'in başını yukarı doğru kaldırdı, gözlerine bakması için zorladı onu.
Yeşilleri kaygı doluydu adeta, kardeşine bir şey olmuş olma ihtimali kaygılandırdı onu. Merak dolu bakışlarını kardeşinin gözlerine dikti, bir cevap beklercesine. İlk defa birine karşı duygularını bu denli gizlemeden konuştuğunu gördüm. Onun bu tavrı hoşuma gitti, sahiplenici tutumu insanın içini ısırıyordu. Sevdiklerine karşı olan tutumu göz yaşartan cinstendi.
Dışarıdan buzdan bir dağı andıran bu adam, sevdiklerine karşı ördüğü bütün duvarları yıkabiliyordu.
"Alp'in abisi trafik kazası geçirmiş, durumu biraz ağır ama hayati tehlikeyi atlatmış. Hastaneye gideceğiz ve bu geceyi orada geçirme ihtimalimiz yüksek. Biliyorsun, Berk daha çok küçük. Onu oraya götürmek istemiyorum. Bugün sende kalabilir mi?" Ata dikkatle dinledi kardeşini, başını onaylar anlamda salladı. Alp diye bahsettiği kişinin kocası olduğu çok bariz bir şekilde belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKELİ BALO +18
Teen FictionAsistan-patron kurgusudur! (Tamamlandı) Dudaklarının varlığını dudaklarında hissediyor, teninin sıcaklığını teninde hissediyordu. Bedeni üzerinde kurduğu hakimiyeti varlığını sürdürürken, kendisini nasıl bir ateşin içine attığın farkında bile değild...