BÖLÜM 11 : ASANSÖR

38.5K 1.6K 698
                                    

Aklımı kurcalayıp duran düşüncelerin arasında sıkışıp kalmışken, odamda oturmuş öylece bu tatilde ne yapacağımı düşünüyordum. Bunca olan şeyden sonra bir de tatile gidecektik ve orada neler olacağının düşüncesi bile kalbimin sıkışmasına yetiyordu. Ben düşüncelerin arasında kaybolmuşken odama girmiş, karşımda bana cümlelerini sıralayan Beren'in farkında bile değildim.

"Hadi Arden, çıkmıyor musun?" Kısık gözlerim Beren'in üzerinde gezindiğinde, başımı aşağı yukarı sallayarak oturduğum yerden kalktım ve Beren'in yanına adımladım. Birlikte odamdan çıktığımız sırada, herkesi karşımda görmemle birlikte yutkunmadan edemedim. Odadan çıktığım gibi herkesin bakışlarının beni bulmasıyla gerilen bedenime karşılık içimden küfürler savurdum.

Kejo, Ata, Bala ve Aral bey de buradaydı ve hepsinin gözleri direkt olarak benim üzerimdeydi. Gözlerim ilk olarak Ata'yı bulduğunda, gözlerini vücudumda gezdirmesiyle bedenimin ürpermesi bir oldu. Gerilen yüz hatları buradan belli olurken, sinirle yanıp kavrulan gözlerinin üzerimde gezinmesi bedenimde şimşekler çakmasına sebep oluyordu. Bu adamın beni bu denli etkilemesi normal miydi?

Gözlerimi Ata'nın üzerinden çekerek yanlarına doğru adımladığımda, hala gözlerini üzerimden çekmemelerine karşılık derin bir nefes aldım. Zaten gergin olan bedenim bu birkaç bakışın altında daha çok geriliyordu ve bu hiç hoşuma gitmiyordu.

"Önemli eksiğimiz de tamamlandığına göre çıkabiliriz." Kejo'nun söylediğiyle utanarak gözlerimi kaçırdığımda, yanaklarımın kıpkırmızı olduğuna adım kadar emindim. Gözlerim kısa bir süreliğine Ata'ya kaydığında bakışlarının üzerimde olduğunu görüyordum. Suratı her ne kadar ifadesiz olsa da dişlerini sıktığını ve yüz hatlarını gerdiğini görebiliyordum.

Herkes koridora doğru adımladığında Ata'yla ben herkesin gerisinden geliyorduk. Onun büyük adımlarına yetişebilmek için büyük bir mücadele verirken, asansörlerin olduğu kısma geldiğimizde durmasıyla rahat bir nefes vererek yanındaki yerimi aldım. Bakışlarımı Ata'ya çevirdiğimde, yandan bir bakış atarak onu incelemeye başladım. Bakışlarıyla bile herkesi etkileyebilecek bu adam, bütün dengelerimin şaşmasına yetiyordu. Zümrüt yeşili gözleri yüzündeki bütün güzelliğini korurken, kaydırak gibi duran burnu sanki ince ince işlenmiş gibi mükemmel duruyordu.

Bir adam bu kadar çekici olabilir miydi?

Ata sanki bakışlarımı hissetmiş gibi bir anda bana döndüğünde neye uğradığımı şaşırarak başımı önüme eğdim. Kıvrılan dudaklarının varlığını görmeden hissediyorken, güne ne güzel bir açılış yaptığımı sorguluyordum. Asansörün kata geldiğinin uyarısını duymamla, herkesten önce kendimi asansöre atarak en arkaya sinmiştim.

Ata da yanımdaki yerini aldığında, elleri ceplerinde dimdik bir şekilde karşıya bakıyordu. Bakışlarım birkaç saniyeliğine Ata'ya kaydığında, hala yüzündeki gülümsemesini koruyordu.

Diğerleri de asansöre bindiğinde asansörün kapısı kapanmıştı ve herkes önüne dönmüştü. Şu anın bir an önce bitmesi için dualar ederken, Ata'nın yere doğru eğildiğini görmemle bakışlarım ona doğru kaymıştı. Ne yaptığına bakarken bağcığını bağladığını görmemle başımı önüme çevirdim.

O an hiç beklemeyeceğim bir şey olmuş ve Ata'nın eli çıplak bacağımda gezinmeye başlamıştı. Teninin tenime temasıyla anında gerilen bedenimle birlikte gözlerim irice açılırken, gözlerim etrafta gezinmişti. Kimsenin bize bakmadığını görmemle rahatlayan bedenim, elinin hareketiyle birlikte kasılmıştı.

Ayağa kalkarken elini bütün bacağıma sürterek kalktığında dişlerimi dudaklarıma bastırarak sakin kalmaya çalışıyordum. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atarken derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım. Bu adam ne yapıyordu böyle? Beni kalpten götürmeye niyetli gibiydi.

MASKELİ BALO +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin