Birkaç gündür kitapçıyı ben açıp ben kapatıyordum.Sonay'ın vizeleri başlamıştı.Kendisi gece yarılarına kadar ders çalışıp 2-3 saatlik uykudan sonra kaldığı yurttan sınavına zor yetişiyordu.Gelmemesi için çok ısrar etmeme rağmen sınavlarından sonra doğruca buraya geliyordu atom karıncam.Arkadaki masalardan birine geçip dükkanın sakin vakitlerinde ders çalışmaya çalışıyor yoğun saatlerimizde ise müşterilerimiZle ilgileniyordu..O kadar düzgün yetiştirilmiş o kadar güzel kalpli bir çocuktu ki herhalde bir kızkardeşe sahip olsam bu Sonay olsun isterdim.
Önceki akşam müşteriler çekilince kapımızın önündeki masamızda oturup beraber plak dinledik bir süre.Uzun uzun beni inceleyip hiç huyu olmadığı halde :
-Artık daha iyisin değil mi abla diye sordu.
Şaşırdım .Bir süredir gün boyu beraber vakit geçiriyor olmamıza rağmen benim hakkında pek bir şey bilmiyordu.Tanıştığımız ilk dönemlerde tutulduğum ağlama krizlerine denk geldiğinde bile sadece içmem için su getirip sakinleşene kadar ellerimi tutmuş, yanımda beklemişti.Ama hiç soru sormadı.
İlk defa o akşam elimde kadehim,batmak üzere olan akşam güneşinin yüzümü ısıtmasına izin verirken o soruyu sordu işte.Artık daha iyi miydim?
Cevap vermedim kafamı geriye yatırıp gözlerimi kapattım ,bana eşlik eden huzurla çalan şarkının sözlerini mırıldandım:
Bitti denen başlamak
Ve gözlerini açmak yeniden
Belki de sevinçle kucaklaşıp
Başlarız kaldığımız yerden
Gözlerimi açtığımda Sonay gülen gözlerle beni seyrediyordu.Biz o akşam ve ondan sonraki günlerde bu konuyu hiç konuşmadık.Ama ikimizde biliyorduk o masada ben ona:
-Daha iyiyim Sonay dedim O da
-İyi ol ablacığım diye cevap verdi.
Ve biz hiç konuşmadan söyledik tüm bunları.
***
Sonay'ın son sınav günü ve ben dükkanda yine tektim .Sanırım birazdan da yeni sipariş ettiğimiz kitap teslimimiz yapılacaktı.Saat 8 gibi kitapçıyı açıp temizliğimi yaptım.Gelen ikramlıklarımızı dolaba yerleştirdim.Erken saatlerde gelen birkaç sürekli müşterimle ilgilendim ortalık sakinleştiğinde kahvemi ve kitabımı alıp kapımızın önündeki masamıza kuruldum.Ancak bana haram olan tüm huzur kırıntıları gibi bu da hemen bozuldu ve kitap kargomuz teslime geldi.Kargo çalışanı acelem var dedi gak dedi guk dedi kitap kolisini ayaklarımın dibine bırakıp kaçtı gitti.Ben bir kaçıp giden üçkağıtçı kargo elemanına bir ayağımın dibindeki koliye bakıp öylece ortada kaldım.Önce açıp parça parça götüreyim dedim sonra hadi cengaver sen bunu tek seferde taşırsın dedim .Ben öyle kitap kolimle bir süre bakıştan sonra kıyısından köşesinden ayağımla kutuyu yokladım.Ama mümkün değil ceset gibiydi mübarek .Kafamda deli sorularla koliciği keserken arkamda bir nefes hissettim.İrkilerek aniden arkamı döndüğümde janti takım elbisesiyle uzun boylu esmer bir adamla karşılaştım:
-Pardon rahatsız etmiyorum değil mi?Yardıma ihtiyacınız var galiba diye sordu karşımdaki jön bey.
-Halledebilirim teşekkür ederim diye yanıtladım kendilerini.
-Lütfen ,sanırım böyle daha pratik olur deyip cevabımı beklemeden omzuna attığı gibi dükkana taşıdı koca koliyi seyit onbaşı.
Ben de ardından onu takip ettim mecburen tabi.Koli benim dükkan benim sonuçta.Kitapçıdan içeriye girip koliyi bırakması için beyefendiyi yönlendirdim.
-Teşekkür ederim gerçekten çok teşekkür ederim diye ezilip büzülürken nezaketen buyurun kahve ikram edeyim demiş bulundum.
Adam da bunu bekliyor gibi havada kaptı valla teklifi.Ben kendisini dışarıdaki masama yönlendirirken arkasından kahvesiyle pingi pingi onu takip ettim.
Masaya oturduğumuzda O;
-Onur ben bu arada diyerek elini uzattı.
-Eda ben de deyip gülümseyerek uzattığı elini sıktım.Gözlerine baktığımda bir an tanıdık bir bakış yakaladığımı zannettim.
-Kitapçı sizin herhalde Eda Hanım değil mi?
-Evet benim.Bir de çalışanım var beraber çeviriyoz.
-Ne güzel hep böyle sevimli bir mekanım olsun istemişimdir.
-Yaaa .Tarzınız hiç öyle demiyor oysaki diyerek jilet gibi halini işaret ettim.Yaptığım imayı anlamış olacak ki:
-Ah evet.Baba mesleği bizimki lojistik.
-Öyle mi hangisi? Bir dönem banka çalışanıydım çok fazla lojistik firmasıyla beraber çalıştık onun için soruyorum belki biliyorumdur.
Bana neyse hangi lojistik olduğundan adama teşekkür edeceğim diye kırk muhabbet çevirmeye çalışıyorum şurada.
-Karlı Holding bizimkisi.
-Karlı Holding? Onurdu isim dimi?Karlı Holding ceosu Onur Karlı yani? Hararetle sorularımı sıralarken bir anda masadan kalkıp adamın yüzüne doğru eğilmiş olduğumu farkettim.
-Sen O'sun.Beni müdürüme ispiyonlayan şımarık ceo.
-İspiyonlamak demeyelim de.
-Ne diyelim züppe patronun egosu mu diyelim.
-Ooo üslup bu mu?Hayır bilelim de biz de ona göre tavır alalım.
-Sana bu .Ne oldu acıttık mı şımarık Onur Bey.
-Dedi işten kaytarmak için bin yıl sonraya randevu veren bayan profesyonel.
-Bana bak.
-Olur?
İşaret parmağımı yüzüne sallarken bay ego da çoktan ayağa kalkmıştı.Hem suçlu hem pişkin sırık.Oha ne kadar büyük bir adamdı bu ya.
Neyse benim sinirden beynim yanmaya başladı.Bu herife daha fazla tahammül edemeyeceğim.Yüzüne salladığım parmağımı yola çevirip sıktığım dişlerimin arasından:
-Defol buradan diye kükredim.
-Çok kibarsın ,memnuniyetle canım deyip bir süre bakışlarını gözlerime dikti.Dudağının kenarı mı kıvrılmıştı onun?Ben dalga mı geçiyor bu herif benimle diye düşünürken o çoktan yolun karşısına geçip kahveciye girmişti bile.Fazla kafeinden zehirlenirsin inşallah lanet herif.
Aşağıdaki yıldıza tıklamayı unutmayınız efenim.🙏🏻🙏🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyunbozan TAMAMLANDI) I
Humor-Sen O'sun.Beni müdürüme ispiyonlayan... -İspiyonlamak demeyelim de. -Ne diyelim züppe patronun egosu mu diyelim? -Ooo üslup bu mu? Hayallerinin peşinde koşan bir Eda Ve Eda'nın hayallerine salça olan Onur. Eğlenceli ,inatçı bu çiftin...