Oyunbozan TAMAMLANDI) I

15.Vedat Abi

Onur'un Anlatımıyla
Günümüz
Arkamda sinirden elleri yumruk olmuş, gözlerinden alev çıkan kıpkırmızı bir Eda bırakarak Ömer'in kahvecisinden içeriye girdim.Etrafta bizimkilerden kimse yoktu.Cam kenarında iki kişilik bir masaya oturup telefonumu elime aldım.Yolun karşısına baktığımda benim sinir küpünün tasını tarağını toplayıp içeriye girdiğini gördüm.
Hala az önce yaptığım gafın aptallığını üzerimden atamamıştım.Bir anda şirketin adını sorunca boş bulunup Karlı Holding diye atlamıştım .Ama bu güne kadar bana puan kazandıran bu ayrıntı ilk defa bir kadın tarafından olumlu karşılık bulmamıştı hayret.Tabi bunda benim onun kariyerine istemeden yaptığım ufak dokunuşun da etkisi olmuş olabilir.

Eda'nın delirmiş hallerine sırıtarak telefonuma dönüp maillerimi kontrol etmeye başladım.O esnada telefonumun üzerine düşen gölgenin kime ait olduğunu anlamak için kafamı kaldırdığımda karşımda turuncu saçlı,20li yaşlarının başlarında mahcup bakışlı genç bir kız vardı.
-Özür dilerim rahatsız ediyorum.Patrona bakıyordum arkadaşlar size yönlendirdi.
-Benim ,buyur arkadaşım diye cevapladım genç kızı.
Tam olarak ben değildim ama ben sayılırdım .Yani çok da yanlış bir şey söylememiştim.Ha ben ha Ömer.
-Şey ben iş arıyorum.Sanırım burası da yeni açılmış.Garsona ihtiyacınız var mı diye soracaktım?
Bana kocaman gözlerle, merakla bakan turuncu saçlı kıza beklemesini söyleyip baristalardan biri olan Enes'i kenara çektim.Ömer'in garson ihtiyacı için hala görüşmeler yapmaya devam ettiğini öğrenince genç kıza dönüp:
-Evet varmış hemen bugün de başlayabilirsin sanırım deyip kızı Enes'e yönlendirdim.
Çalışan ihtiyacını baristadan öğrenen patron profili kızı her ne kadar şaşırtsa da sözümü dinleyip Enes'in peşinden gitti.
Kafamı tekrar telefonuma gömdüğümde Gökhan'ın dört kez aradığını gördüm.Elimde sigaram kapının önüne çıkarken bir taraftan da Gökhan'ın aramasına döndüm:
-Ne var lan bin defa aramışsın.Çok özledin herhalde.
-Abi bir sorun var?
Hah Gökhan ve mevzulara lök diye yaptığı girişleri. Canım arkadaşım yine tüm gudubetliğiyle telefonun diğer ucunda beni sinir harplerine sokmak için bekliyordu.Bundan kurtuluş yok yüzleşeceksin Onur deyip derin bir nefes alarak meşhur sorumu sordum:
-Yine nasıl bir sorunumuz var acaba Gökhan?
-Onur abi ihaleye soktuğumuz filonun 3 tırı az önce kundaklanmış.
-Oha o nasıl haber lan? Neredesin sen şimdi?Geliyorum hemen oraya diye kükreyerek Gökhan'ın yanına gitmek için koşar adım kahveciden ayrıldım.

İki saat boyunca çalışanlarımızla verdiğimiz ifadelerden sonra karakoldan çıkıp Gökhan'ı doğruca Vedat Abi'nin kebapçısına yönlendirdim.Hee filomuz yanıyor biz kebap derdindeyiz.Yok öyle bir şey.Vedat abi babamın İstanbul'a geldiği ilk yıllarda ona sahip çıkan,işlerinin büyümesinde ona destek olan Adanalı bir abimizdi.Kendisi sosyetenin de sık sık uğradığı tanınan çok da saygı duyulan restorant sahiplerindendir.Biz de ne zaman işler karışsa ,başımız sıkışsa Vedat abinin kapısını çalarız.
Aman yanlış anlaşılmasın emniyet teşkilatına saygımız,güvenimiz sonsuz ama bazen süreci hızlandırmak için konuya el atmak zorunda kalabiliyoruz.
Şimdi mafya ile iş mi yapıyorsunuz diyenler varsa aranızda.Asla diyorum aman ha asla.İş yapmak demeyelim de sevdiğimiz abilerimizin ihtiyaç halinde bize yardım etmelerine izin veriyoruz diyelim.

Filomuzun başına gelenleri Vedat Abiyle paylaşıp onun da fikirlerini aldık.Vedat Abi de ben ve Gökhan ile aynı fikirdeydi. O da bu kundaklama işinin sadece basit bir hırsla yapıldığını düşünüyordu. Birkaç hafta  önce dahil ettiğimiz yirmi bir tırlık filodan sadece üç tanesinin yakılması korkak bir gerizekalının kaybettiği ihalenin intikamını almak istemesinden başka bir şey değildi.Tabi bu showu yapanlar bu hareketin karşılığını da fazlasıyla alacaklardı.Birçok konuda olduğu gibi bunda da Vedat abimizle aynı fikirdeydik.

🥂Hikayemi okuyan arkadaşlarım yıldıza dokunmanızı rica ediyorum efenim🥂