-2-

20.6K 544 242
                                    

"Ben bir kurbandım. Beni kurban ilan eden kişiler de ailemdi. Ufacık bir kız çocuğuyken duvarlara çarpa çarpa büyümeye mahkum edildim."

💜

Gözlerim ağrıyla sızlarken yadırgadığım yerimde iki yanıma doğru savrulup, dönerek uyandım.

"Lina, hadi tatlım kahvaltı hazır!" Diye seslendi evin yardımcısı Firuze teyze. Aralanmış kapıdan kısık gözlerimle onu süzüyordum. Uyuyor numarası yapmak için fazla büyük olduğumu düşündüğüm için bu anlık gelen fikirden hemen vazgeçtim.

Firuze teyze yaklaşık elli yaşlarındaydı ve sıcacık gülümsemesiyle insanı kendine çekebilme kabiliyeti vardı. O yüzden onu fazla zorlamamak adına onu üstelememeye karar verdim. Sanırım şimdilik bu evde sevebileceğim tek kişi oydu.

"Yok, ben aç değilim." Diyerek nazikçe geçiştirdim. Bu evde canım hiçbir şey yemek istemiyordu. Evimi özlüyordum, okulumu,annemi,Bade'yi. Onlarla şu an güzel bir kahvaltı yapmak yerine burada aç kalmayı tercih ediyordum.

"Aç karnına olmaz kuzum, bir şeyler yemelisin." diye mırıldanırken arkasından  annem olacak Derya Hanım geldi. "Lina, hayatım hadi seni bekliyoruz. Bir saat sonra seni yeni okuluna yazdırmaya gideceğiz." aralanmış kapıdan bana samimiyetsiz bir gülüşle baktı.

Okul mu? hemen mi? Ben daha sizinle düzgün bir ilişki kuramamışken yeni bir okula gitmeye nasıl hazır olabilirdim ki? En son istediğim şey olabilirdi. Birden hayatım değişmişti ve ben bu hıza yetişebileceğimi hiç sanmıyordum. Bütün taşlar yerine oturmuş gibi şimdi de okul çıkmıştı.

"Okula mı?" diyerek kaşlarımı çattım.
"Evet canım, okulu bırakmadığına göre seni yeni okuluna, Atahan kolejine kayıt ettireceğiz." diyerek sevimsizce gülümseyince bende aynı şekilde karşılık verdim. İtiraz etmenin bana hiçbir faydası olmayacağını anlayabiliyordum. O yüzden uzatmadan başımı salladım.
"Off, peki birazdan hazırlanıp inerim." dedikten sonra kafamı yastığa gömdüm. Ne kadar çığlık atmak istesem de rengimi bozmak istemiyordum.
"Peki tatlım." dedi. Ayak seslerinden uzaklaştığını anladığımda yataktan kalktım ve hazırlanmaya başladım. Çok önemsemediğim için dolaptan beyaz bir tshirt ve kot pantolon çıkarıp hızla üstüme geçirdim. Ben gelmeden yeni kıyafetlerim çoktan yerlerini almıştı. Göz ucuyla inceledikten sonra dolabı kapattım.

Lise üçüncü sınıfta başka bir okula başlamak nasıl zor olacaktı bilmiyordum. Yeni insanlar, hem de hepsine yabancıydım. Ben böyle bir hayat istemiyordum, sadece bu olanları bir rüya diye düşünüp eski hayatıma geri dönmek istiyordum, hem de ardıma bile bakmadan.

Okula gitmeden annemin sesini duymak için hemen telefona sarılıp annemi aradım. Yaklaşık üç kere çaldıktan sonra sesini duyduğumda rahatladım.
...
"Anne." dedim heyecanlı bir tonla.
"Kızım, güzelim nasılsın?"
"İyi değilim anne. Lütfen beni burdan kurtar bak ne istersen yaparım. Ben burda yaşamak istemiyorum lütfen." dediğimde dolu gözlerime aldırış etmemeye çalıştım.

"Güzel kızım lütfen böyle yapma sana söz veriyorum o kadar mutlu olacaksın ki, seni gönderdiğim için bana teşekkür edeceksin." sahte bir konuşmadan kesitti resmen.
"Anne, beni anlamıyorsun. Sana burada kalmak istemiyorum diyorum." derken sesim öfkeli çıkmıştı.
"Lina, lütfen anneciğim. Bak şimdi çalışıyorum seni daha sonra arayacağım tamam mı? Üzme beni." dediğinde duygusal bir boşluğa düştüm.
"Peki, öptüm anne.." umutsuzca telefonu kapattıktan sonra aynada solgun duran yüzüme baktım. Sanırım bu benim cehennemimdi ve ben buradan asla kaçamayacaktım.

Kendimi umutsuz hissediyordum, sanki bir yola çıkmıştım ama yürümeyi bilmeyen bir aylık bebek gibiydim. Nasıl adım atacağımı, nasıl ilerleyeceğimi bilmiyordum ve bu durum beni ürkütüyordu. Yeni bir hayata sıfırdan başlamakta böyle bir şey olmalıydı. Belki yapabilirim diyerek kendini ümitlendirmeye çalışırsın ama aslında kandırdığın ilk kişi kendin olursun. Ben kendimi kandırmak istemiyordum ama yaşadıklarım beni bunun için ısrarcı kılıyordu. Kaçsam kaçamazdım ama kalsam başarabilir miydim, hiç bilmiyordum.

Ruhumun Yansıması Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin