-36-

17.5K 219 39
                                    

Merhaba canlarım, yeni bir bölüm ile karşınızdayım oy ve yorum atmayı eksik etmeyin. ❤️ Medya da Lina var!

Saat akşam üstü beş olduğunda telefonum çaldı ve heyecanla telefona sarıldım ama arayanın annem olduğunu görünce tekrar bir hayal kırıklığına uğradım. Aynı hayal kırıklığını bir saat önce de Bade arayınca yaşamıştım. Telefonu moralsiz bir şekilde açtım.
"Alo."
"Efendim anne?"
"Kızım neredesin?"
"Işıklardayım anne, bir şey mi oldu?"
"Eve gel artık." sesi tedirgin geliyordu.
"Neden bir şey mi oldu?"
"Baban çağırıyor, seninle bir şey konuşması gerekiyormuş."
"Sen biliyor musun ne konuşacağını?"
"Hayır kızım, sen gel konuşuruz."
"İyi tamam, birazdan geliyorum." deyip telefonu kapatıp cebime koydum. Masadaki kolyeyide alıp cebime sıkıştırdıktan sonra sandalyeyi itip kalktım.
"Ne oldu, nereye gidiyorsun?" diyerek meraklı gözlerle beni süzüyordu Işık.
"Annem aradı, babam benimle bir şey konuşacakmış o yüzden eve gitmem gerek."
"Ne konuşacakmış?"
"Bilmiyorum ki bende, gidince öğrenirim nasılsa."
"Tamam haber ver bize."
"Tamam canım, hadi görüşürüz."
"Görüşürüz." koro halinde görüşürüz dediklerinde sinirim yine bozulmuştu. En azından akşam kutlayalım falan demelerini beklemiştim ama kimsenin umurunda bile değildi. Kendimi çok yalnız hissediyordum bu yüzden doğum günüm ölüm günüme dönüşmüştü.

Işıklardan çıktığımda hızlı adımlarla eve doğru ilerlemeye başladım. Sıkıntı ve stresten resmen başıma ağrı girmişti. Doğum günü bu kadar önemsiz bir şey miydi yoksa ben mi fazla abartıyordum bilmiyordum ama eskiden çok önem verirdim. Badeyle her doğum günlerimizde birbirimize güzel hediyeler alıp koca akşam eğlenirdik. Anlaşılan burada kimsenin pek umurunda değildi ve bu yeni düzene alışmam gerekiyordu.

Evin önüne geldiğimde kapıyı çaldım ama kimse açmadı tam bir kez daha çalacakken aniden açılınca afalladım. Firuze teyze güler bir yüzle beni karşılayınca hızla içeri girdim. Annemin sesi telefonda biraz ciddi geldiği için biraz da olsa gerilmiştim. İçeriye girdiğimde annem koltukta oturmuş kahvesini yudumluyordu. Beni görünce samimi bir şekilde gülümsedi,
"Linacığım, hoş geldin kızım gelsene."
"Hoş buldum anne." diyerek yanına yerleştim.
"Nasıl geçti günün?"
"İdare eder ya, fena değildi." öz annem bile doğum günümü hatırlamıyordu, gerçi nasıl hatırlasın ki öz annemle ilk doğum günüm.
"İyi bakalım." diyerek gülümsedi ve kahvesini içmeye devam etti.
"Babam nerede?"
"Ah, canım babanın işi çıktı da o yüzden gitmek zorunda kaldı." diyerek mahçup bir surat ifadesiyle yüzüme bakıyordu.
"Hadi ya, benimle ne konuşacaktı peki?"
"Bilmiyorum canım, geldiğinde konuşursunuz."
"İyi o zaman, ben odama çıkıyorum duşa girip dinleneceğim."
"Tamam anneciğim." diyerek bana el sallayınca salondan çıkıp merdivenleri çıkmaya başladım. Neredeyse kimse doğum günümü kutlamamıştı ve ne kadar takmamaya çalışsam da gerçekten sinirlerim çok bozulmuştu.

Odama geldiğimde hızla üstümdekileri çıkardım ve duşun altına girdim. Ilık su bedenimden aşağı doğru kayarken gözlerimden bir kaç damla yaş düştüğünü hissettim. Gerçekten üzülmüştüm, annem olsaydı sabah beni elinde kocaman bir çilekli pastayla uyandırırdı. Bu onsuz ilk doğum günümdü ve hiç güzel geçmiyordu, keşke yanımda olsaydı. Eğer o olsaydı bugün bu kadar mutsuz olmazdım aksine yılın en güzel günü diye sevinçten zıplıyor olurdum. Ama ne yazık ki artık hiçbir şey eskisi gibi değildi ve olmayacağına da emin olmuştum. Annem aklıma geldiğinde kendime engel olamamıştım. Suyun altında yere çöküp hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım. Annemle geçirdiğim her doğum günü aklıma geliyor ve içimi derin bir şekilde bıçak gibi deşiyordu. Canım o kadar yanıyordu ki onu ne kadar özlediğimi tekrar anımsadım. Yaklaşık bir sene önce böyle bir şey olacağını söyleseler ve seçenek sunsalar annemi seçerdim. Çünkü o yanımda yokken kendimi tamamen eksik hissediyordum. Annem benim en özel yanımdı ve beni terk edip uzak diyarlara gitmişti. Bunları düşündükçe canım tekrar tekrar yanıyor ve göz yaşlarıma engel olamıyordum.

Ruhumun Yansıması Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin