-20-

17.6K 294 76
                                    

Merhaba canlar, yeni ve heyecanlı bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz, lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın❤️ medyada Lina var.

Lina'nın gözünden
Kuzeyin beni dürtmesiyle ağır basan uykumdan uyandım. Kaç saattir uyuduğumu bilmiyordum ama gözlerimi bu denli zor açabilmem, uzun bir süre uyuduğumu anlamama yetmişti. Kısık gözlerim aralandığında karşımda Kuzeyi görmek içimde bambaşka bir his doğurmuştu. Onu öyle görmek beni yine hülyalara götürmüş, ruhumu ferahlatmıştı.

Uyandırdığına üzülmüş gibi bir ifadeyle yüzüme bakıyordu. En sonunda sıranın üstünden kendimi kaldırdım ve uzandığım yerde doğruldum. O sırada öğretmenimin suratıma sinir dolu bir ifadeyle baktığını farkedince hemen defterimi açıp dinliyormuş gibi yapmaya başladım. O kadar ağır işliyordu ki gözlerimi hemen saate diktim. Ama maalesef daha dersin bitmesine yarım saat vardı. Derin bir nefes alıp oflayarak geri verdim. O sırada Kuzey de masum bir ifadeyle karşımda durmuş beni izliyordu.
"Uykunu alabildin mi?" Hafifçe kafamı salladım.
"Eh, aldım sayılır kaç saattir uyuyorum?"
"Üç." Üç saattir uyuduğuma hayatta inanmazdım, sanki bir saat falan uyumuş ve sonunda zorla uyandırılmıştım.
"O kadar uyudum mu ya?"
"Evet, güzel uyudun." Güzel kelimesini yine kendi açımdan değerlendirmek içten içe gülümsememe sebep oldu.
"İyi bakalım." deyip kızaran yüzümü diğer yöne çevirdim.

Arka tarafıma dönüp Emre ve Işığa baktığımda ikiside hayattan bezmiş bir şekilde öğretmenin tahtaya yazdıklarını izliyorlardı.
"Sonunda uyandın kız, ne uykusu bu kadar?" Emre sırıtarak suratıma bakıyordu. Bende o kadar sersemlemiştim ki, ona sarhoş gibi bakıyordum.
"Bilmiyorum ya, gece o salak kuzenim yüzünden uyuyamadım ki."
"Doğru diyorsun valla, onla nasıl takılmışım kendime inanamıyorum." dedi Işık elleriyle sırada ritim tutuyordu.
"Nereden bilecektin ki, ben bile ne zamandır aynı evde yaşamamıza rağmen daha yeni farkettim, çocuk tam bir şeytan çıktı."
O sırada öğretmenin "Şşşt." diyerek bizi uyarmasıyla önüme döndüm ve sabırsız bir şekilde dersin bitmesini bekledim.

Çıkış zili çaldığında hemen ayaklanıp hızla çantama defterimi ve kalemlerimi doldurdum. Kuzey sadece kalemle geliyordu okula, çocuğun hiçbir şey umurunda değildi.
Emre ve Işığa döndüğümde onlar da hazır bir şekilde çıkmayı bekliyorlardı.
"Hadi çıkalım." dedim ve sıradan kalktım.
"Bana bakın, sakın arabada dikkat çekcek bir şey yapmayın. Çok sessiz ve sakince takip edeceğiz. Bizi asla farketmemesi lazım tamam mı?" diyerek emir verir bir ifadeyle bize bakıyordu Kuzey.
"Tamam, hadi gidelim." dedi Emre elini Işığın omuzuna atıp.

Okuldan çıktığımızda Kuzey ve ben hızla arabaya gittik. Biz arabayı çalıştırıp hazırda bekleyecektik, Emre ve Işık da Aytaçın çıkmasını bekleyip, bize haber verip öyle geleceklerdi. Acayip derecede stresliydim, göreceklerimden ve duyacaklarımdan çok korkuyordum. Umarım tahmin ettiğim kadar kötü şeyler görmezdik. Stresten mideme öyle bir kramp girmişti ki, ağrıdan yerimde duramıyordum.
"Noldu?" Kuzey kaşları çatılmış bir şekilde yüzümü inceliyordu.
"Midem ağrıdı; sanırım heyecandan." dedim. Ellerini naif bir şekilde saçlarımda gezdirdi.
"Sakin ol, ne olursa olsun halledeceğiz, kendini sıkma tamam mı?" başımı sallayarak onu onayladım.
"Tamam tamam."
O sırada telefonum çalınca hemen ekrandaki ismi tanıyıp açtım, arayan Emreydi.
"Arabanın oraya doğru geliyor, biz de arkasından geliyoruz hazır olun."
"Tamam, çabuk gelin."
Telefonu kapatıp hemen Kuzeye döndüm.
"Bu tarafa doğru geliyormuş arabayı çalıştır. Emre ve Işık da hemen geliyor."
"Tamamdır."

Hayatımda hiç böyle entrikalı işler çevirmediğim için avuçlarımın içi su gibi terlemişti. Heyecanla bir sağa bir sola bakınırken Aytaç'ın uzaktan geldiğini görünce hemen koltukta sürünüp aşağıya doğru saklandım. Beni şu anda Kuzeyle görmesi pek iyi olmazdı. Kuzeyde garip garip suratıma bakıyordu. Ne yaptığıma pek anlam verememişti açıkcası. Neyse şuan önemli olan o değildi, ona neden saklandığımı daha sonra da söyleyebilirdim nasılsa.

Ruhumun Yansıması Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin