-6-

18.3K 465 99
                                    

Okul yolu eve yaklaşık yirmi dakika uzaklıktaydı.Hasan abi beni okula her gün götürmek ve okuldan almakla yükümlüydü.Bu hoşuma gitmiyordu, eski okulumda olsa sanırım okulun en popüler kızı ben olabilirdim ama burada şartlar öyle değildi. Herkes benim gibi şöförüyle geliyordu.Ben bu muyum diye düşünüyorum. Aslında artık sormam gereken soru Ben kimim, kime dönüştüm?

Yaşadığım hayat bu değildi açıkcası. Şimdi bambaşka bir yerde ne yaşadığımı bile bilmiyordum bir de o kahrolası gözleriyle başıma çok dert açacağını bildiğim Kuzey vardı.

Yeni arkadaşlarım Işık ve Emre mesela, sanki yıllardır arkadaşmışız gibi hissettiriyorlar. Sürekli mesajlaşıyoruz hatta bir grubumuz bile var ama ben sanki hafızamı kaybetmiş ve normalde yaşadığım hayatıma sıfırdan başlıyor gibi hissediyordum.

Hayat bize hiç ummadığımız anda bir fırsat çıkarırdı ve biz o fırsatı anında kullanırdık. Sadece anlık mutluluğun verdiği neşe zamanla bir sancıya dönüşürdü ama biz onu istesek de göremezdik. Durmamız gerektiğinde durmadığımız ve sevmememiz gerektiği yerde ise sevdiğimiz için kaybederdik hep. Ben şu an bunun olmasından korkuyordum.

Ben böyle derin düşüncelere dalmışken Hasan abinin sesiyle irkildim.
"Lina hanım, geldik." geldiğimizi farketmemiştim bile. Arabadan hızla inip sınıfa doğru yürümeye başladım.

Sınıfa girdiğimde Emre ve Işığı ayakta görünce gülümsedim. "Günaydın." dediğimde onlarda güler yüzle karşılık verdi. "Günaydın Lina, biz ders başlamadan kahve içelim diyoruz hadi gel sende." Emrenin bu çağrısı iyi olmuştu zaten daha ayılamadığım için başım çatlayacak derecede ağrıyordu. Kahve her derde devaydı benim için.

Kahvelerimizi içerken Işığa Kuzeyle ilgili bir şeyler sormak istiyordum ama kimseye söylememem için gözümü bayağı bir korkutmuştu. Ben nasıl birini bu kadar kafaya takacak kadar umursuyordum, bunu da çözemiyordum. İçimde anlamsız bir karmaşa vardı.

Pis işler dediğinde uyuşturucu kullandığını biliyor muydu acaba. En iyisi sormamaktı, akışına bırakacaktım ve bu yeni şehirde başıma bela almaktan şiddetle kaçınacaktım.

"Gidelim hadi, birazdan ders başlar." diyerek sabah sabah kimya dersi konuşmasını bitirdim.
"Ben lavaboya gidiyorum kızlar, sınıfta görüşürüz." dedi Emre. Kafasını olumlu bir şekilde sallayıp yanımızdan ayrılınca Işık beni kenara çekip; " Lina, eğer bir sıkıntın varsa konuşabiliriz biliyorsun değil mi?" diye sordu. Nereden anlamıştı acaba? hiçbir şey de belli etmemiştim. Bu kızın hisleri müthiş derecede iyiydi. İnsanın sadece yüzüne bakarak bir sorun olduğunu kolayca çözebiliyordu.

"Hayır canım, sadece bu yeni hayatıma alışmaya çalışıyorum başka bir şey yok. Yine de bir durum olursa ilk seninle konuşurum söz." beni anladığını bakışlarıyla ifade edince kol kola girip sınıfa doğru ilerlemeye başladık.

Sınıfa girdiğimde gözlerim onu aradı ama gelmemişti geçen sefer okula kimse benden önce gelemez dediğine göre bugün gelmeyecekti. Birinci ders başladı hala gelmedi. Neden onu merak ediyordum ki ukala, emirleriyle insanları bastırıp üstün görünmeye çalışan herifin tekiydi. Kendi iç savaşlarım beni sıkmaya başladığında başka şeyler düşünmeye çalışarak kafamı meşgul ettim.

Kimyadan da nefret ederim bi an önce bitsin de çıkalım diye kara kara düşünürken öğretmenin "Lina, hadi gel bu soruyu sen çöz." Demesiyle irkildim. Hayır şuan olmaz dinlemedim bile tahtaya çıkıp rezil olmak istemiyordum.
"Şey, açıkcası ben pek dinlemedim." ne diyordum ben ya. Daha ilk zamanlarda göze batmak için uğraşıyor gibiydim.
"Peki, Yağmur sen gel." dediğinde derin bir nefes çekip sessizce bıraktım. Bir laf sokma seansı geçmediği için rahatlamıştım.

Ruhumun Yansıması Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin