-31-

17.5K 248 23
                                    

Merhaba ballar, yeni bir bölüm ile karşınızdayım. Oy ve yorum atmayı unutmayın. Medya da Lina var! ❤️

Annem...
Sensiz ne yaşımın ne de yaşamımın bir kıymeti kaldı
Yanında tüm sorunlarımı sanki yel aldı...

Gözlerimi ağır bir şekilde açtıktan sonra kendimi bir sedyenin üzerinde bulmamla yerimden sıçradım. O an aklıma hücum eden acı içimi tek tek parçaladı. "Annem, annem!"diyerek kolumdaki serumu elimle çekip çıkardıktan sonra hızla hastane odasından çıktım. Koridorda hem koşturuyor hem de gözümden akan yaşları silmeye çalışıyordum. Kaç saat uyumuştum bilmiyordum ama havanın karardığını anladığımda uzun bir süredir uyuduğumu farkettim. İçim de öyle bir sancı vardı ki bağırıp ortalığı birbirine katmak aynı zamanda da kendimi karanlık bir odaya tıkıp saatlerce, günlerce ve hatta aylarca durmadan ağlamak istiyordum. İçimdeki acının tarifi yoktu, annem gitmişti ve ben hala inanmakta güçlük çekiyordum. Onu yanımda istiyordum, gitmemesi için canımı bile verirdim ama yeter ki var olsun. Ama artık çok geçti. Her şey bitmişti ve ben bu yükü taşıyamazdım. Bu acı beni delip deşicekti bunu en derinden hissediyordum.

Binanın kapısından kendimi dışarı attığımda karşımda Işık ve Emre duruyordu. Beni gördüklerinde koşarak beni iki yanımdan sarmışlardı. Omuzlarına kafamı gömüp hüngür hüngür ağlamaya başlayınca sırtımı sıvazlamaya başlamışlardı.
"Lina, çok üzüldük gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum. Bu.. bu acı çok tarifsiz. Söz veriyorum seni hiç yalnız bırakmayacağız." Emrenin kelimeleri tekrar tekrar beynime işleyip kalbime batıyordu. Bu bir kabus değil bu çok acı bir gerçekti. Ne yapacağımı bilmiyordum, şu anda tek istediğim annemin yanımda olmasıydı, yaşamasıydı...

Kuzey'in gözünden,
Linaya sabahtan beri ulaşamıyordum ve artık kafayı yemek üzereydim. Işığa gitmiştir belki diye düşünüp telefonumun ekranını açtım ve hemen Işığı aradım. Bir süre çaldı.. ve sonunda açtı.
"Alo, Işık. Saatlerdir Linaya ulaşamıyorum ondan haberin var mı?"
"Kuzey, haberin yok mu? Lina'nın annesi kalp krizi geçirdi Lina geldikten sonra haberimiz oldu bizim de apar topar aceleyle geldik."
"Ne, nasıl iyi mi?"
"Hayır Kuzey, Lina'nın annesi...öldü." dediği anda sendeleyip kendimi koltuğun üstüne bıraktım. İnanamıyordum, Lina'nın annesi ölmüştü ve ben onun yanında değildim.
"Geliyorum, telefonun açık kalsın geldiğimde arayacağım."
"Tamam, görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra hemen internete girdim ve İzmire olan uçak biletlerine baktım. En erken yarım saat sonraya vardı. Eğer hızlı olursam yetişebilirdim. Hemen aldıktan sonra Arın'ı aradım. Bana Linayla ilgili hiç bir şey söylemediği için ona çok kızgındım. Saatlerce telefonumu bile açmamıştı. İkisinin başına bir şey geldi diye kendimi yiyorum bende sabahtan beri. Hemen aradım ve bu sefer ilk çalışta açtı.
"Arın! Neredesin sen sabahtan beri seni arıyorum."
"Kusura bakma Kuzey ya işim vardı biraz açamadım."
"Lina'yı bıraktığında bir sorun var mıydı?"
"Evet bir telefon aldı ve sonra bayıldı. Onu kendine getirdikten sonra eve götürdüm ve İzmire gittiler. Annesi kriz geçirmiş."
"Ve sen bunu bana yeni mi söylüyorsun?"
"O söyler diye düşünmüştüm Kuzey, neden sinirini benden çıkarıyorsun?"
"Annesi ölmüş çünkü ölmüş tamam mı?"
"Ne? Ölmüş mü?"
"Evet, ben bilet aldım İzmire uçuyorum yarım saat sonra."
"Bende geliyorum."
"İyi biletini al. Havaalanında görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra lazım olacak eşyalarımı aldım ve hızla kapıyı kilitleyip arabaya doğru yürümeye başladım. Arabaya geldiğimde hemen atlayıp çalıştırdım ve havaalanına erken varabilmek için son hızda gitmeye başladım. O an tek düşündüğüm Lina'ydı. O bunu kaldırabilecek kadar güçlü biri değildi. Acıdan mahvolurdu, ve ben yanında olamamıştım. Şimdi üzüntüden ne haldedir acaba bir an önce uçağa atlayıp yanında olmam lazımdı. Onu en zor gününde yalnız bırakamazdım.

Ruhumun Yansıması Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin