46.Bölüm Başınız Sağolsun

1.4K 142 169
                                    

Bir yere kadar dayandım hadi iyi olayım kimse kırılmasın dedim ama artık yeter! Bölüm falan yazmıyorum vote az gelirse. En fazla diğer bölümü final yaparım olur biter. Niye boşuna saatlerce yazmaya uğraşıyorum ki aaa pardon ben burada emek vermiyorum değil mi? Doğru.
Benden buraya kadar istediğim sadece 100 vote ya çok büyük bir rakam istemedim sizden.!

Ben diyeceğimi dedim sizde bir vote atın yani parmağımız kopmuyor ya da bir yerlerimizden eksilmiyor.

Dediğim gibi az vote gelirse diğer bölüm FİNAL... 100 voteyi geçirelim lütfen. Çok şey istemiyorum.

Satır başı yorum atabilirsiniz...

H:TAHİR BIRAAK!
T:SONRA NE OLDU DEVAM ET!
S:Aarabayı farketmee-dik. Farkedince heer-şey içiin çook geç-ti. Emmi-yet keme-rini takmamış-tı.

Boğazı sıkıldığından zar zor konuşuyordu. Hazal ne kadar bağırsa vursa bile çekmiyordu ellerini.

H:BIRAK ÖLDÜRÜCEKSİN!
T:NEDEN UYARMADIN LAN! NEDEEN? SENİN YÜZÜNDEN ÖLÜCEK NEFES, ÇOK KAN KAYBETTİ YAŞATIRMIYIM LAN SENİİ!
H:BIRAK BOĞAZINI PİSLİK! O DA KAZA GEÇİRDİ!

En sonunda Serkan'ın bedeni bunu kaldıramadı, nefessiz kaldı ve başı sağ tarafa düşmüş gözleri kapanmıştı...

H:NAPTIN! DEFOOL GİT ODADAN.

Tahir ellerini titreye titreye onun boğazından çekmişti ellerini. Hızla odadan çıktı delirmişti sanki...

Ne yapacağını bilemiyordu, beklemekten başka çaresi yoktu. İçeride sinirden Serkan'a yaptığı şey için kendisine kızmıştı bir an gözü dönmüştü. Onu öldürebilirdi...

O esnada Hazal Serkan'ı kendine getirmeye çalışıyordu.

H:Serkan iyi misin?

Yüzüne hafif tokatlar atıyordu.

S:İi-yiyim sadece nefessizlikten hafif bir baygınlık geçirdim.
H:Emin misin?
S:Hıhı

Gece saat 02:07

Kasvetli hastane ortamı adamı iyice bunalmıştı. Bazı insanların acı feryatları, çocukların ağlama sesleri, doktorların koşuşturmaları, o çekilmez hastane kokusu...

Dışarıda bir bankın üzerine oturmuş öylece karşısında ki hastaneye bakıyordu. Belki buradan sevdiğiyle beraber çıkacak ya da hayat ondan sevdiğini alacak... Herşey belirsizdi. Yapması gereken tek şey sabırla beklemek ve dua etmekti.

Montunun cebinden çıkardığı al yazmayı burnuna götürdü. Sevdiğinin kokusunu derin bir şekilde içine çekti. Yemin etmişti eğer kadınını kaybederse bu hastaneyi yakacaktı... İçinin yandığı gibi burasını da yakacaktı. Deliliği ona bunu da yaptırırdı aslında Nefes'in yokluğu yaptırırdı.

Deli işte... Al yazmalısının dediği gibi Deli oğlan işte. Sevdiği uğruna herşeyi yapacak bir deli.

O öylece dalmışken telefonu çalması ile kendine geldi. Önce arama ekranına baktı. Şevket arıyordu. Çok bekletmeden açtı. Hemen ayaklandı, bir o yana bir bu yana çaresizce ilerledi.

T:Alo baba? Nefes'e birşey mi oldu?
Ş:Tahir oğlum çok kan kaybetmiş. Eğer 1 saat içerisinde kan bulunamazsa öle-bilirmiş.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Al YazmalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin