Ruhlar Birleşti

785 54 9
                                    

"Diego?"

"Uyan!" dedi bana bakarak. Ama onun sesi değildi. 

"Diego senin ne işin var burada?" 

"Kızım uyansana!" diyip bir anda suratımda ıslaklık hissetmemle koltuğun üstünde doğrulmam bir olmuştu. Kalbimin ritmi hızlanmış, nefes nefese etrafa bakınıyordum. James şaşkınlıkla bana bakarak; "Kabus muydu?" diye sordu. Başımla onu onayladım. Uyuyordum ve suratıma da James su dökmüştü. "Diego kimdi?" diye soru sordu tekrar. Yüzümden akan su damlacıklarını elimle kaktırarak;

"Önemli birisi değildi." 

"Defalarca onu sayıkladın ama?" dedi cevap beklercesine. Cevap veremedim. James yanıma oturdu. 

"Bir bardak su alabilir miyim?" Sürahideki suyu bardağa katıp bana uzattı. Elinden aldığımda;

"Sen iyi misin?" diye sorduğunda suyu içip bardağı geri verdim. Ne yani rüya mı görüyordum. Oysaki çok gerçekçiydi. 

"Ne zamandır uyuyorum?" dedim ayağa kalkarken. 

"Geldiğimizden beri. İçeriye girer girmez kafanı koltuğa yasladın ve uyuyakaldın." demişti. Pencerenin yanına gidip perdeyi araladım. Kimse yoktu. James'e dönüp;

"Kurtların efendisi var mı?" diye sordum. Bu soruma şaşırmıştı. 

"Bilmiyorum var mı?"

"Ben de sana soruyorum. Bilsem sorar mıyım?"

"Varsa bile haberim yok. Benim bir sürüm dahi yok. Kurtların efendisi olup olmadığını nerden bilebilirim?" diye sormuştu. Serina'ya döndüm ve;

"Hem vampir hem de kurt. Bu mümkün mü?" diye sordum. Nasıl bir rüya gördüm açıkçası merak ediyorum. 

"Yani melez. Evet bu mümkün olabilir." diye cevapladığında saate baktım. Dolunay olmak üzereydi. 

"Gitmen gerekiyor." demiştim. Serina beni onaylayıp ayağa kalktı. Lucy ile birlikte evden çıktılar. "Bodruma inmeliyiz." diyip merdivenlere yöneldim. James de beni takip ediyordu. Merdivenlerden inip bodrum katına girdik. Bir anda diğer köşede de bir zincir belirmişti. Dünyanın en güçlü cadılarından olmak bu olsa gerek. James zincirlerin yanına gitti ve yere oturdu. El ve kol bileklerini zincirle bağlıyordum. Birilerine zarar vermek benlik bir iş değildi. 

Yarım saat sonra bir kurtadama dönüşecektik. Bütün kemiklerimiz teker teker kırılacaktı. Hiç hissetmediğim acıları hissediyordum. James de öyle. Her ne kadar üçüncü dönüşümüm olsa da insan buna yavaş yavaş alışıyordu. Ama korkmamak elde değil. Bir insana hatta bir hayvana zarar verme düşüncesi bile insanı korkutmaya yetiyordu. James'i zincirle bağlayıp sıra kendi zincirlerime gelmişti. Kendimi ise güçlerimi kullanarak bağlıyordum. Tabii kurtadama dönüşmeye başladığınızda cadılık özelliğiniz de otomatik olarak devre dışı kalıyordu. Neyseki bu yüzden rahattım. Kurtadama dönüştüğümde cadılığımı kullanarak bu zincirlerden kaçamazdım. 

Bu kurda dönüşme meselesini aslında şöyle algılayabilirsiniz. Elleriniz ve ayaklarınız bağlı, hareket edemiyorsunuz. Karşınızda ise sizin iki katınız olan bir adam duruyor hem de elinde bir beyzbol sopasıyla. Ve size tüm gücünü kullanarak o beyzbol sopasıyla vuruyor. Bütün kemiklerinizi kırıyor hem de iki üç saat bazen de dört beş saat boyunca... En sonunda adam duruyor ve siz de artık rahatlıyorsunuz. Bir iyileşme geliyor size. Ama öfkeli oluyorsunuz artık. Sinirinizi karşınızda kim varsa ondan çıkarmayı planlıyorsunuz. Ve o öfkeyle etrafa saldırıyorsunuz.

Ve dolunayın gökyüzüne çıktığı an; doğada kurtadamların hakim olduğu an oluyor. Sadece bir günlüğüne...

ERTESİ GÜN SABAHI:

MARJİNAL: UyumsuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin