Tam merdivenlere oturduğum anda biri hızla yanıma oturmuştu. Tanıdık kokudan dolayı her ne kadar tedirgin olsam da bu kişinin Alexander olmasından korkuyordum.
-Hey sen iyi misin?
diye sordu Alexander.+Tabi...
dediğimde hemen ayağa kalktım.
+Sınıfa gitsem iyi olacak.
diyip sınıfa geri döndüm ve profesörün dersine tekrar katılmıştım. Basamaklardan yukarı çıkıp Tanya'nın yanına geçip oturdum. Zeyna tam birşey diyecekken;+Lütfen artık iyi misin diye sormayı kesin! Ben gayet iyiyim.
dediğim anda içeriye biri girmişti. Ama profesör de bana seslenmişti.~Bayan Blake? Bizimle paylaşmak istediğin bir şey mi var?
+A.. Şey.. yok efendim.
~Güzel. O zaman derse dönebiliriz.
demişti. Ben de içeriye girenin kim olduğunu görebilmiştim. Alexander'dı.4 SAAT SONRA;
Köşede duran Lucas'ın barına doğru gidiyordum. Aklımda yüzlerce soru ile. Vampirler nasıl gerçek olabilir? Nasıl o kadar yaşlı olabilmelerine rağmen 20 lerinde birer genç gibi görünebilirler? Nasıl insan öldürebilirler? Besin kaynakları nasıl kan olabilir? Neden bu kasabaya geldiler? gibi birçok soruyla karşı karşıya kalmıştım ve bu beni dışardan her ne kadar güçlü gösterse de, birisi dokunsa yıkılacak durumdaydım. Bardan içeri girdim. Lucas'ın elemanlarından biri çalışıyordu. Bar kısmındaki sandalyeye oturdum ve içkilere bakındım.
-Ne alırdınız?
+En sertinden.
dediğimde bardağıma içkiyi koydu ve önüme doğru ittirdi. Hızla bardağı kafama dikip bir tane daha istedim. Etrafta doğru düzgün kimse yoktu. Gündüzleri pek işlemez ama geceleri de hiç boş kalmazdı. Tekrar içkiyi koyup tam önüme ittirdiği anda içeriye biri girmişti. Kapı sertçe açılıp kapandı. Bakmaya pek tenezzül etmemiştim. İki kişinin ayak sesleri geliyordu. Barmen ise karşımda durmuş kapıdan girenlerin gelişlerini izliyor gibiydi. İçkiyi tekrar kafama diktim ve bardağı ona doğru ittirip oturduğum yerden kalktım. Gelen kişilerden biri barmene;*Isabell Wender adında bir kadın. Tahmini görünüşü 23. Zayıf, uzun ve sarışın bir kız. Buralarda gördün mü?
diye soruyordu. Bunu soran bir erkekti. Yanında da esmer, siyah deri ceketli, siyah kot ve topuklu dize kadar uzanan botu vardı. Yanlarından geçerken barmenin;-Hayır efendim. Öyle birini hiç görmedim.
dediğini duymuştum.*Pekala. Alexander King? En fazla 25 civarlarında esmer, uzun boylu?
dediğinde aniden durdum. Barmen tekrar;-Hayır efendim.
demişti. Ben de olduğum yerde dönüp barmene el işaretiyle bir tane daha içki söyledim ve yanlarına gittim. Adam şaşkın gözlerle bana bakarken yanındaki sandalyeye oturdum. Hepimize birer kadeh içki verdiğimde;+Ben belki yardımcı olabilirim.
*Evet... Şimdi günüm eğlenceli olmaya başladı işte.
demişti. Yanındaki kıza baktığımda koruması gibi duruyordu. Kadından koruma mı? Hem de o topuklularla mı? İşte bu konu tartışılır. Tekrar karşımdakine dönüp;*Diego.
+Laura!
dediğimde içkisini içti ve;*Eee? Alexander nerede?
+Arkadaşı mısınız?
diye sorduğum anda kadın hızla bana gelirken Diego ona eliyle dur işareti yapmıştı.*Bu da Eva.
diyip eliyle gösterdi. Ne yani soru sordum diye bana mı dalacaktı?
*Ve soruna gelirsek evet arkadaşız. Önemli bir konuda onunla konuşmam lazım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARJİNAL: Uyumsuz
FantasiDiego Anderson vampirlerin başıdır. Safkan bir vampir olmasıyla birlikte aynı zamanda da bir melez ve binlerce yıl yaşayıp çok fazla olaylar görmüştür ayrıca vampirin krallığı onun elindedir. "Acımasız, merhametsiz, soğuk kanlı ve tabiri caizse yap...