Laura'nın anlatımıyla;
Diego'nun bu söylediklerine her ne kadar şaşırmış olsam da Diego'nun bende hissettirdiği duyguyu daha anlayamamıştım. Galiba biraz zamana ihtiyacım vardı. Diego'ya karşı birşeyler hissettiğim çok açıktı ama bunun aşk mı yoksa sadece bir hoşlantıdan ibaret olup olmadığını anlamak için biraz zamana ihtiyacım vardı.
Diego benden ayrıldığında Zeyna'ya kaymıştı gözlerim. Bıkkınlıkla etrafa bakıyordu. Kız da haklı. Bütün yaratıklar Zeyna'nın barına geliyordu. Temizleme işine her ne kadar karışmasa da bu durumdan sıkıldığı da apaçık ortadaydı.
"En büyük hayalim bir bar işletmekti." demişti Zeyna içkilerin yanına giderken ve cümlesine devam etti; "Şimdiki en büyük hayalim ise bu barı bir an önce satılığa çıkarmak." diyip votka şişesine uzandı. Şişeyi eline alıp barın çıkışına doğru yürürken yerde bir örümcek görmesi ile birlikte şişeyi örümceğe hızla geçirmişti. Yüzümü buruşturarak ona baktım. "Lanet örümcekler!" diyip doğruldu ve derin bir nefes alıp, saçını düzeltti. Boğazını temizleyerek konuşmasına devam etti; "Kendime bir hafta izin veriyorum, buraları biriniz temizlesin. Ayrıca bir hafta boyunca lütfen kendi başınızın çaresine bakın!" diyip bardan çıkmıştı. Ben ise gülümseyerek arkasından bakakalmıştım. Cidden bu kızın bu kadar olaya rağmen kafayı yememesi mucizeydi.
James mutfağa geri girerken Jake yanıma gelip sarıldı. "Bir an ciddi ciddi gidiyorsun sandım."
"Kaç kere o yoldan döndüm. Şimdi mi dönemeyecektim?" diye sordum gülerek. Benden ayrılıp kaşlarını çatarak bana baktı.
"Komik mi? Kıza bak ya... Biz endişelenelim. Laura Hanım dalga geçsin!" dediği anda James mutfaktan çıkıp elindeki su dolu kovaları bir anda barın içine boşaltmıştı.
"Ne yapıyorsun?" diye sordum merakla.
"Barı yıkıyorum. Jake yardım et." dediğinde Jake vampir hızıyla mutfağa girip paspas alıp yerleri sürtmeye başladığında;
"Pekala. O zaman siz halledersiniz. Ben çıkıyorum." diyip hızla bardan çıkarken Diego da;
"Laura haklı. Siz halledersiniz. Kral'ınız maalesef ki bu işlere bulaşamaz." diyip arkamdan geliyordu. Bu dediğine sırıtarak yürüyordum ve bardan çıkmıştık. Diego yanıma gelip birlikte yürümeye başladığımızda ciddileşmiştim. Öğleden sonra saat 3 civarıydı. Sokakta yürüyorduk. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu. Cidden ben nereye gidiyordum? Zeyna kafa iznindeydi. James'in zaten bir evi yok. Jake ise şu an bar temizliğinde. "Galiba yine bana kaldın." demişti sırıtarak. Cevap vermeden öylece yürümeye devam ediyordum. "Akşam benimle... Yani... İşte benimle akşam yemeği yemek ister misin?" diye sordu. Şaşkınlıkla durup ona baktım.
"Akşam yemeği için bir davet mi?" diye sordum. Gözlerini benden kaçırarak başıyla onaylamıştı. "Olur." demiştim ve yürümeye devam edince Diego da benimle birlikte yürümeye devam etmişti. Yaklaşık on dakikanın ardından Diego'nun evine varmıştık. Merdivenlerden çıkıp kapının önünde durduk. Diego elini cebine atıp anahtarı çıkardığı anda içeriden gelen yemek kokusu almıştım. Diego koridorda yürürken ben de ardından içeri girip kapıyı kapattım. Koridorda yürüyüp Diego'nun arkasından giderken Diego mutfak kapısından içeride olan birine seslenmişti.
"Yemekler harika görünüyor." demişti. Kime dediğine bakmak için Diego'nun yanına gittim. Bu Serina'ydı. Serina beni görünce kocaman gülümseyişiyle bana gelip sarıldı.
"Çok teşekkür ederim. Beni geri getirdiğin için." demişti.
"Rica ederim." dediğimde benden ayrılıp masayı göstererek;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARJİNAL: Uyumsuz
FantasiaDiego Anderson vampirlerin başıdır. Safkan bir vampir olmasıyla birlikte aynı zamanda da bir melez ve binlerce yıl yaşayıp çok fazla olaylar görmüştür ayrıca vampirin krallığı onun elindedir. "Acımasız, merhametsiz, soğuk kanlı ve tabiri caizse yap...