SOĞUK NEVALE

7.8K 330 202
                                    


DAMLA'DAN DEVAM

Evde oturmuş sarma sarıyorduk.
Daha doğrusu kendi evimizde değil komşunun evinde.
Mükemmel bir aktivite değil mi?

Nurcan teyze 2 kilo yaprak almış, bizi de yardım için çağırmıştı.
Ne ka güzel ne ka güzellll!
Tek bizi mi bulmuştu ona da şaşıyordum.
Aslında kadına da hak vermek lazım.
Apartmanın yöneticisiydi ve kimse onu sevmiyordu. Tek biz anlaşabiliyorduk, herhalde çok görmediğimizden...
Hayır yani sen bizim neyimize güveniyosun ki teyzecim? Hele bana?
Üşengeçtik biz !
Elimdeki dolmayı sarıp tencereye koydum.
2. tencereye başlamıştık.
Nil'e bakışlarımı çevirdiğimde çıldırmasına ramak kala halini gördüm.
Vah vah! Seni de kaybettik adamım!
Yaklaşık 1 saatin ardından sonunda bütün işler bitmişti.
Kadın resmen okuldan gelmemizi dört gözle beklemiş daha yemek yememize bile izin vermeden bizi alıkoymuştu. Tabi anladı bunlar saf salak bir şey köle yapayım.
Ben hiç böyle hayal etmemiştim.
Eve gelip pijama takımımı üzerime geçirip film izleyecektim.
Ama neredeee?

Sonunda eve geldiğimizde direk üzerimi değiştirdim. Çok yorulmuştum.
Nil duşa girmişti.
İnternetten sipariş vermeye karar verdim.
2 modas söyledim. Çünkü kolumu kaldıracak halim yoktu...
Biraz telefonla oynadım.
Ama aklıma Öykü gelip duruyordu. Acaba nasıldı?
Neden gitmişti?
Daha fazla dayanamayıp instagrama girdim ve arama motoruna 'Mete' yazdım.
Onda kesin Öykü'nün numarası vardır.
Ama soyadı neydi bu çocuğun?
Biraz beyin fırtınası yaptım, maalesef hâlâ daha bulamamıştım.
Hatta aklıma gelen bütün soyadlarını bile denemiştim.

Nil saçlarını örerek yanıma geldi.
"Napıyosun kuzu?" Dedi.
-" Ya şu bizim Mete'nin soyadı neydi?" Diye bir soru yönelttim.
"Hmm bir düşüneyim." Dedi.
Birkaç saniye sonra
"Arslan!" Dedi.
Ayağa kalktım ve Nil'in yanağına sulu bir öpücük kondurdum.
Arama motoruna 'Mete Arslan' yazdıktan sonra çıkan profillere bakmaya başladım.
Sonunda bulduğumda anlayacağı bir şekilde mesaj attım.
Kısa bir bekleyişin ardından Mete numarayı atmıştı. Teşekkür ederek hemen Öykü'yü aradım.

Çalıyor çalıyor çalıyor...

Sonunda telefonu açtığında beklenmedik bir şey ile karşılaştım.
" Alo?"
-" Kaya?" Dedim. Sesimdeki şaşkınlık elle tutulur cinstendi.
" Damla" dedi aynı şekilde.
-" Ya ben Öykü'yü arayacaktım. Mete yanlışlıkla senin numaranı atmış galiba kusura bakma!"
" Yok önemli değil! Bir sorun mu var?!"
-" Hayır sadece merak ettim." Diyerek kısa kestim.
"Peki madem görüşürüz!" Dedi.
Ben de görüşürüz diyerek telefonu kapattım.
Soğuk nevale!
İnsan bir hal hatır sorar.
Neyseee!

Siparişimiz geldiğinde hesabı Nil'e kitledim.
Tam bir Damla hareketi...
Komşumuz olucak çatlak karı, sardığımız sarmalardan bir tabak bile yollamamıştı!
Ehh! Kimsenin neden onu sevmediği belli de oluyordu böylelikle.
Daha fazla sinir olmayı bırakıp yemeğime odaklandım.
Yoksa soğuyacaktı ve daha fazla sinir olacaktım!
Yemeği yedikten sonra kendimi salondaki koltuğa attım.
Canım aşırı sıkılıyordu...

Nil yanıma elinde bir sürü lastik toka ile geldi.
Yine neler yapacaktı acaba?
Kafamı yastıktan kaldırıp
-" Ne olucak onlar?" Diye sordum.
" Baktım sıkılıyoruz. Senin saçını örmeye geldim."
Dedi ve şirince sırıttı.
Öğrenci olduğumuz için bizde makinesi yoktu.
Aslında gerek de yoktu.
-" Ya bir de tek tek onu çözmesi var! Bunun için erken kalkamam ben Nil!" Dedim ve kafamı geri yastığa bıraktım.
" Off kızım sen de! Tamam ben hallederim. Sen aynı saatte kalk yeter!"
"Peki madem." Diyerek başımı yastıktan kaldırdım ve kendimi Nil'in kollarına bıraktım.
Canımız sıkılınca mutlaka ya kendimizde ya da evde değişiklik yapıyorduk.
Ne yapalım biz de böyle deliyiz işte...

SIZI 👊🏻Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin