SIZI 👊🏻

UZAKLAŞMA

Bölümün bir kısmını yazarken bu şarkı da bana eşlik etti...
Çok da hoşuma gitti...
Umarım siz de seversiniz

Başlangıç tarihi ve saati lütfen 💙

KAYA'DAN DEVAM

Yine bir okul sabahı kalkıp duş almıştım.
Dün okula gitmeyince Mete Damla'yı merak ettiğimi düşünerek fotoğraf atmıştı.
Gerizekalı!
Banane o kızdan!
Durduk yere de Mete konuşuyordu.
Ne alakaysa?
Bu kadar yakınlık fazlaydı. Daha kızların ne bok olduğunu bilmiyorduk. En iyisi uzak durmaktı.

DAMLA'DAN DEVAM

İkinci ders bitmiş teneffüsteydik, sıramızda oturuyorduk.
Nil'e dün neden moralinin bozuk olduğunu sorduğumda geçiştirmişti.
Öykü sırasından kalkarak yanıma geldi ve
" Damla kantine gidelim mi?" Dedi.
Nil uyuyordu.
Nil'e kısa bir bakış attım ve
-" Gidelim bakalım" diyerek sıramdan kalktım.
Öykü de koluma girdi ve sınıftan çıkıp kantine doğru ilerledik.
Öykü karam almıştı.
Benim canım çikolata istemiyordu. Bu yüzden sadece Nil mutlu olsun diye karam aldım.
Üzerinde 'Yılın en çok geç kalanı' yazıyordu.
Kantinden çıkıp sınıfımıza doğru ilerledik.
Sınıfın kapısından geçerken Kaya ile çarpıştık.
-" Şey par-"
"Siktir git kızım başımdan!" Dedi sesini yükselterek ve beni itekleyerek sınıfın kapısından çıktı.
Şerefsiz piç!
Onu takmadım. Henüz okula geleli 5. günümdü ve benim için önemli ya da değerli biri değildi.

2 dersi daha devirmiştik ama Nil uyanmamakta ısrarcıydı. En sonunda Nil'i dürterek uyandırdım ve aldığım karamı uzattım.
Sevinçle boynuma sarıldı.
Ben de gülümseyerek kollarımı beline doladım.
Onun üzgün olmasına dayanamıyordum.
Canım kardeşim benim...
Sıkıcı geçen bir dersin ardından öğle olmuştu.
Öykü ben ve Nil kantinde oturuyorduk.
Kraker ve bisküvi almış, yiyorduk.
Dağılan döner yerine kuru bisküvi yemeyi tercih ederdim.
Sohbet ederek yemeğimizi bitirdik. Daha doğrusu Nil arada bize katılıyordu.
Öykü ile arasına duvar örüyor gibiydi.
Nil'i bu sıralar anlayamıyorum. En başından Öykü ile yakın olan oydu. Şimdi ise sebepsizce uzak davranan da kendisinden başkası değildi.
Bunun bir sebebi var mıydı?
Bir şey de anlatmıyordu.
Neyse yakında çıkar kokusu.

Son iki ders beden olunca, bütün sınıf üzerini değiştirmiş ve okul bahçesindeki sahaya inmiştik.
Şimdi ise herkes boy sırasına göre dizilmişti.
Öykü sol tarafımdaydı.
Nil ise biraz daha kısa olduğu için Öykü'nün solundaydı.
Hoca gelip ' Rahat-Hazır ol!' komutları verince hepimiz uyduk.
Hoca bana ve Nil'e bakarak
" Siz yeni gelen öğrenciler misiniz?" Dedi.
-" Evet" diyerek kendimi tanıtmak için ağzımı açtım.
Ama hocanın tekrar söze başlaması ile sustum.
" Hmm gösterin o zaman marifetlerinizi!" Dedi ve güldü.
Gevşek herif.
"Marifet derken?" Dedi Nil.
Bütün sınıf bizi dinliyordu.
İlk defa ben de meraklanmıştım.
" Yeteneğinizi işte! Eğitimini aldığınız bir spor dalı var mı?"

Heeee ben güzel adam döverim reis! İki yumruk ister misin?
' hemen de havalan!'
Kes sesini iç ses!

-" Hızlı koşarım." Dedim sadece. Ayrıntıya girmeye gerek yoktu.
" Ben de parande atabilirim. Jimnastiğe gitmiştim." Dedi Nil.
Hoca sırıttı ve
" Süper! Hadi bakalım." Dedi.
Nil ' önce sen' dercesine yüzüme bakıyordu.
Oflayarak sahanın ortasına ilerledim.
Hoca saatiyle bir şeyler yaptı ve
" Karşıdaki kaleye dokunup geri gel" dedi
Her ne kadar emir vermesine sinir olsam da sesimi çıkarmadım.
Hoca " hazır!" dedi sesini yükselterek ve birkaç saniye sonra düdük sesini duymam bir oldu.
Kaleye doğru koştum. Dokunup geri hocanın yanına döndüm. Aniden koşunca nefes nefese kalmıştım.
Hoca saatine baktı ve
"Vaoovv 7 saniye, baya iyi!" Dedi ve alkışlamaya başladı. Hocadan görerek sınıftakiler de alkışlamaya başladı.
Tabi Kaya ve birkaç kız hariç.
Umrumda değildi.
Tanıştığımızda her ne kadar bana iyi biri gibi gelse de şuan benim için yoktu.
Etkisiz elemandı! Olsa da olmada da bir boka yaramayacaktı.