AMA SEN ONU GEL ANLAT KALBE

2K 91 49
                                    

NİL'DEN DEVAM

-" Çünkü yakışıklı." Diye mırıldandım.
" Ne dedin ?" Dedi yavaşça yüzüme doğru eğilip. Haydi bakalım buyurun cenaze namazına...

-" Hiiç!" Dedim yavaşça geri çekilip. Fazlası kalbime zarardı! Zaten çabuk aşık olan bünyeye sahibim! Sende de takılı kalmak İs-te-mi-yo-rum!
-" Neyse! Neyse! Görüşürüz." Dedim ve koşar adımlarla uzaklaştım. Vereceği cevabı bile beklemedim. Zaten bende bekleyecek hâl kaldı mı ki?

DAMLA'DAN DEVAM

Mete ve Öykü'yü yalnız bırakıp gitmiştik. Boş boş geziyorduk. El ele tutuşmuş bir şekilde sokak lambalarının ışıklarıyla aydınlattığı sessiz yolda ilerliyorduk. Derin bir nefes aldım. Bunu yapmamla Kaya önüme gelip beni durdurdu ve kollarını belime doladı.
Ben de kollarımı beline doladım.
" Üşüdün mü?" Dedi tatlı sesiyle!
-" Evet." Dedim. Çünkü hava soğuktu yani ne yapayım!
" İyi üşümeye devam et." Dedi ve benden ayrılıp üzerimdekilere kısa bir bakış atarak.
DOMUZ!
Gözlerimi devirip cıkladım. Sinir ediyordu beni!
Biraz daha ilerledikten sonra Kaya markete girdi. Bana çikolata alıp gelmişti. Çikolatayı cebime koyup teşekkür ettim. Zaten hava soğuktu, elimi cebimden çıkaramazdım. Kaya sol elini sağ cebime koydu ve elimi tuttu. Gülümseyip parmaklarımızı birleştirdim.
" Dönelim mi artık?" Dedi boş sokakta ilerlerken. Ben de yanında tabii...
-" Dönelim." Dedim burnumu çekip.
Soğuktan burnum akıyordu. Durup burnumun ucunu öptü ve yola devam etti. Yav oğlum yapmasana şöyle ani şeyler! ben burda kalpten gidiyorum ama ya!
Derin bir nefes alıp bir şey olmamış gibi davrandım. Tamam Damla! Sadece küçük bir öpücük abartma canım!
' Ama sen onu gel anlat kalbee ! ' diyen iç sesimin haklılığı ile onunla el sıkışıp tebrik ettim. Vallahi tesbit gibi tesbit yapmıştı!

Bizimkilerin yanına döndüğümüzde Mete ve Öykü yoktu. Nil çoktan gelmiş kalktığımız yerde oturuyordu. Yavaşça Kaya ile birlikte yanına ilerledik. Bizim geldiğimizi fark etmiş olacak ki! Başını kaldırıp bize baktı.
-" Diğerleri daha gelmedi mi?" Dedim.
Cıkladı ve ayağa kalktı. Sol tarafım boş olduğu için sol koluma girdi.
Tam aramanız gerektiğini söyleyecektim ki Kaya'nın telefonu çaldı. Boşta olan eliyle telefonu çıkarıp açtı. Taş çatlasın 1 dakika anca konuşmuştu.
" Mete ve Öykü! Birlikte geleceklermiş. Hadi biz gidelim." Dedi. Hep birlikte Kaya'nın arabasına doğru ilerledik. Araba babasınındı tabi de! Kaya kullanıyordu işte. Zenginlik böyle olsa gerek. Biz anca 3 kuruşun hesabını yapalım...

Arabaya geldiğimizde ben ön koltuğa Nil ise arka koltuğa oturdu. Kaya da oturup arabayı sürmeye başladı.
" Güzelim sen eve mi gidiceksin?" Dedi Kaya sakin sesiyle. Bana da yandan bakmıştı.
-" Hayır otele gidicem. Zaten abim 2 güne gidiyor." Dedim yorgun çıkan sesimle.
" Tamam o zaman önce Nil'i bırakalım." Dedi soru sorarcasına.
" Ay olur olur! Gideyim de yatayım hemen." Dedi Nil heyecanla...
Gülüp başımı Nil'e çevirdim ve dil çıkardım. O da saçlarımı karıştırıp sırıttı...
Gözlerimi devirip saçlarımı elimle düzelttim.

Nil'i bırakmıştık. Şuan ise Kaya otelin önündeydi. Durması gerekirken ilerledi ve otelin parkına doğru sürdü.
Arabayı park edip indi. Ses etmeden ben de indim.
Peşinden ilerlerken konuştum.
-" Nereye?" Dedim. Arkasını dönüp elimi tuttu ve söylenir tarzda konuştu.
" Bir sarılayım da öyle git." Dedi ve adımlarını hızlandırdı. Bir köşede durup arkasını döndü.
Dönmesiyle sarılması bir oldu. Gülerek ben de sarıldım ve derin bir nefes aldım. Kokusu çok hoştu.
" İyice sarılayım." Dedi beni daha çok sarmalarken.
Yaklaşık 7 dakika falan sarılmıştık. Yavaşça ondan ayrıldım ve gözlerinin içine baktım. Ama ben nasıl bırakıp gideyim şimdi seni.
-" Poz ver de çekeyim." Dedim konuyu dağıtmak için. Aslında ortada konu da yoktu da neyse...
En azından uzun uzun bakardım.
" Bugün ayrı bir yakışıklıyım dimi." Dedi sırıtarak ve eliyle saçlarını dağıttı.
-" He gülüm he!" Dedim ve telefonumu çıkarıp birkaç  fotoğrafını çektim.
Yanağına kaçamak bir öpücük kondurup koşar adımlarla yanından uzaklaştım.
" Dikkat et." Diye bağırdı arkamdan. Sesinden anladığım kadarıyla gülüyordu. Gülüp hızlıca otoparktan çıktım.
Otele geldiğimde hızlıca odaya çıktım.
Banyodan gelen su sesiyle abimin duşta olduğunu anladım. Duşta ıslık çalması mutlu olduğunun göstergesiydi. 
Yavrum hiç annemden örnek almadın mı? Şeytan çarpar be! Evet doğru, abim hep böyle şarkı söylediği için annem hep uyarırdı ama kimin umrunda?
Abimin işinin uzun süreceğini bildiğimden hızlıca üzerimi değiştirdim ve hafif olan makyajımı çıkarmaya başladım. Makyajımı çıkarırken Nil'in aramasıyla yanıtladım ve hoparlöre aldım.

SIZI 👊🏻Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin