Başlangıç tarihi lütfen ♥️
Salı 07:12
DAMLA'NIN ANLATIMINDAN
Bilindik alarmımın sesiyle gözlerimi zorlukla araladım. Odaya vuran yoğun ışık yüzünden gözlerimi tekrar kapattım.
Birkaç dakika böyle kaldıktan sonra doğrulup alarmı kapattım ve etrafı idrak etmeye çalışmıştım.
Ah evet! Yine ve yine rüya değildi. Oflayıp odadaki küçük banyoya ilerledim. Elimi yüzümü gelişi güzel yıkandıktan sonra kurulamadan yatağın köşesine oturdum. Bugün okula gitmek canım istemiyordu. Aslında buradan hiç çıkmak istemiyordum. Kendimi dünyadan, insanlardan kısacası etrafımdaki herşeyden soyutlaştırmak istiyordum. Var olduklarını bilsem yeterdi. Fazla ayrıntıya da gerek yoktu.
Tekrar alarmın çalması ile oflayıp tekrar kapattım. Tak diye uyanan insanlardan değildim. O ne öyle tilki uykusu gibi...
Ben bunları düşünürken bir mesaj sesi geldi. Nil'den olduğunu düşünerek telefonumu elime aldım. Ama sonradan bu düşüncemi kafamdan attım. Artık o devir bitmişti.
Sabah sabah beynimi sulandırmadan mesaja baktım.Hikaye'm
Ayyy bugün büyük gün 🌺😄Ah evet bugün Mete'ye açılacaktı.
Siz
Aaa evett! Göreyim seni koçum!😄Dedim ve telefonun ekranını kapatıp yatağa bıraktım.
Yataktan istemeyerek de olsa kalkarak valizlerime ilerledim. Her ne kadar dışarı çıkmak istemesem de yemek yemeğe bile olsa caddeye ilerlemek zorundaydım.
Zar zor okul formamı buldum ama tabiki de giyemedim. Çünkü ütüsü bozulmuştu!
Oflayıp yatağın üzerine fırlattım ve elimi sinirle saçımdan geçirdim. Hayat bana bugün kıçıyla gülüyordu. Daha fazla salak salak durmak yerine kendime bir kombin ayarlamaya başladım. Zaten son sınıf olduğumuz için hocalar da fazla sıkmıyordu. Ama tabiki de sürekli forma giymezsek sorun oluyordu.Damla'nın giydikleri
Sonunda kombinimi yaptığımda oldukça rahatladım. pantolonun belinin bol gelmesi ile kesmer takmak zorunda kaldım.
Nasıl olduğunu görmek için banyoya ilerledim. Maalesef tek ayna orada vardı Banyoya gidip kendimi baştan aşağıya süzdüm. Giydiğim dar pantalon bacaklarımı sıkıca sarmış ve çok hoş duruyordu. Kemer de tam uymuştu. Ancak yüzüm berbat haldeydi. Göz altlarım ağladığım için şişmiş ve mosmordu. Dudaklarım çatlamaya başlamış ve betim benzim atmıştı. Hemen valizime ilerleyip içinden kapatıcı, rimel ve dudak kremi aldım.
Çok hafif bir makyaj yapmıştım. Tabi buna makyaj denilirse. Çünkü ben makyaj yapmayı bilmiyorum.
Okul çantamı valizimin içinden çıkardım. Uygun ders kitaplarını koyup çantamı tek omzuma taktım.
Dün göğsüme koyduğum parayı çıkartıp çantamın gizli bölmesine koydum. Birazını da cüzdanıma koyduktan sonra onu da çantama attım ve seçtiğim ayakkabılarımı giydim. Son olarak odamın anahtarını da yanıma alıp odadan çıktım. Dünkü abiye anahtarı verip odanın temizlenmemesini söyleyerek otelden çıktım. Evet her ne kadar otel odası olsa da kaldığım yerin temizliğini kimsenin yapmasını istemiyordum. Kendi annem bile olsa özel eşyalarımın santim yeri oynasa kırmızı görmüş boğa gibi oluyordum.
Yaklaşık 10 dakikalık yürüyüşün ardından otobüs durağına gelmiştim. Şansıma direkt otobüs gelmişti.
Yolda da yanıma çay ve kahve almayı ihmal etmemiştim tabiki. Otobüse binip en arka koltuğun köşesine oturdum. Bir yandan da kahvaltımı yapıyordum. Çünkü otelde yemek yok! Olsa da yemem de neyse.
Sonunda okula geldiğimde derince bir soluklandım. Otobüsün nereye gideceğini bilmediğim için yol tanıdık geldi diye inmiştim. Tabi şoföre de soramadım. Ah ah! Salak Damla!
Okul binasından içeriye girdiğimde kolidorda kimse yoktu. Nöbetçi öğrenciye günaydın diyerek sınıfıma doğru yol aldım.
Pardon! Depar attım. Sınıfın kapısına geldiğimde telefonumu elime aldım. 1. Dersin bitmesine 15 dakika falan vardı. Ama içeriden hocanın sesi gelmiyordu. Her ihtimale karşı telefonumu sessize aldım ve kapıyı çalmadan sınıfa girdim. Sınıfa kısaca göz attığımda hoca kitap okuyordu. Ayrıca dersimiz de edebiyattı. Hoca yaşlılığın verdiği dalgınlıkla beni görmedi. O görmediği için birkaç kere yalandan öksürsem de duymadı. Sırama geçmek için yeltenmeden önce son kez sınıfa baktığımda Öykü iyice kitaba dalmıştı. Çoğunluk uyuyordu. Kazayla! Nil ile göz göze geldiğimde bana dikkatle bakıyordu. Hatta ayaktaydı. Benim ona bakışlarımı çevirmemle kendini düzeltip sırasına oturdu. Ben de soğuk bakışlarımı suratında gezdiriyordum. Bugün makyaj bile yapmamıştı oysaki! Gözlerine iyice dikkat ettiğimde o yoğun başlarının arasında biraz pişmanlığı sezdim. Ama daha sonra bakışlarını düzeltip nefretle bakmaya başladım. İki kaşımı kaldırıp meydan okurcasına yarım ağız güldüm ve umursamaz bir şekilde son kez gözlerine bakıp kafamı çevirdim.
Hocaya baktığımda hâlâ beni görmüyordu. Ben de çaktırmadan sırama ilerledim.
Birkaç büyük adım sayesinde sıramın önüne gelmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIZI 👊🏻
Teen FictionAilesinden gizli saklı iş çeviren ve dövüşen bir kız... Umursamaz ve soğuk bakışlı bir erkek... Bakalım yolları nasıl kesişecek... Umarım okursunuz♥️