YILBAŞI "1"

1K 70 64
                                    

NİL'DEN DEVAM

5 saat önce

Kaya'nın bizi kovmasının üzerinden 2 dakika geçmişti. Kolidorun sonundaki kaloriferlerin önünde bekliyorduk. Öykü stresten yediği tırnağını ağzından çekip konuştu.
" İnşallah çok kötü bir şey olmaz." Dedi çekinerek.
-" Hiç bilmiyorum. " Dedim ve soluklanıp devam ettim.
-" Damla'nın sinirini iyi bilirim. Kaya da şuan fazlasıyla sinirli. " Dedim yere bakarak.
" Kıyamet kopacak desene." Dedi oflayarak.
Tam ona cevap vermek için ağzımı aralamıştım ki! Soyunma odasının hararetle açılan kapısıyla birlikte hızla o yöne başımı çevirdim. Kaya hızla yanımıza geliyordu.

' Lan kendini koru, dövecek galiba.' diyen iç sesimle birlikte yutkundum.
Şu si*ici bakışlarıyla adamı öldürmekten beter ederdi. Eee Damla boşuna soğuk bakışlı demiyor!

" Nil! Damla'yla ilgilen!" Dedi sert sesiyle ve cevap vermemi beklemeden arkasını dönüp gitti.
Ona sövmeyi sonraya bırakıp koşarak soyunma odasına girdim.
Damla'yı yerde çökmüş bir şekilde gördüğümde yavaşça duraksadım. Sonrasında kendime gelip koşa koşa yanına gittim. Öykü de benimle birlikte Damla'nın yanına gelmiş destek oluyordu. İkisinin de kendince haklı sebepleri vardı. Ayrılmazlardı ama birbirlerini anlamaları lazımdı...

Şimdiki Zaman

Damla'nın morali yerine gelsin diye pasta yapmaya karar vermiştim. Markete giderek paraya kıyıp pasta malzemeleri aldım.
Keki bile hazır almıştım! Çünkü fırınımız yok!
' Aga beee! Bugün de sizin için yakıyoruz Nil hanım.'
Diye benimle ' tabiri caizse- taşak geçen iç sesime aldırmadan kekin üzerine krem şanti sürmeye devam ettim. Dümdüz olmalıydı...

Odasında son ses 'Müslüm Gürses Affet' dinleyen Damla'nın içimi baymasıyla cırladım.
-" DAMLAAAA!" Diye anırdım. Eşeğim ben çünkü evet.
" NEEEE" Dedi ağlamaklı sesiyle.
-" Kalk kız çamaşırları dür, yerleştir." Dedim bir anne edasıyla ve kendi kendime sırıtmaya başladım. Müziğin sesini kapatıp bana laf yetiştirmeye başladı.
" Depresyondayım ben farkındaysan!" Dedi burnunu sesli bir şekilde çekerek.
O sümüğün beynine kadar gittiğine yemin edebilirim ama kanıtlayamam.
-" Kalk dedim!" Diye bağırıp krem şantiye buladığım pastaya sırıttım. Gören deli sanacak yahu!
" İyi bee!" Dedi cırlayarak ve birkaç hışırtı koptu. Sanırım düşmüştü ama olsun...
Onu takmayarak çıkardığım bulaşıkları toparlamaya başladım.
-" Sanırsın orduya hazırladık abi, bu ne bulaşık!?" Diye söylene söylene bulaşıkları yıkamaya yeltendim.

DAMLA'DAN DEVAM

Dürdüğüm kıyafetleri yerlerine koyuyordum. Son olarak Nil'in kıyafetleri kalmıştı. Nil'in odasına gidip dolabının önüne oturdum. Nil'in çekmecesine çorapları koyacakken gözüme iç çamaşırı çarptı.
"Vaooov o ney lan!" Dedim kendi kendime ve dantelli kırmızı iç çamaşırını elime alıp yukarıya doğru kaldırdım.
Oğlum nasıl giyiliyor bu? Tersi yönü belli değil lan! Ayrıca insan nasıl bunla rahat ederdi? Ben hâlâ desenli iç çamaşırı kullanıyorum be!

Ben kafamdaki sorularla iç çamaşırı incelerken havluyla ıslak ellerini kurulayan Nil kapıda belirdi.
Kafasını kaldırıp bana ' ne iş? ' diye bakarken ben de ona dik dik baktım ve aklımdaki soruyu sordum.
-" Bu ne lan?" Dedim anlayamayarak.
" Neye benziyor kanka? İç çamaşırı işte oğlum. " Dedi elimdekini kaşlarıyla işaret ederek.
Sabır çekip elimdekini geri yerine bıraktım.
Normal değildi...

Perşembe sabahı

Nil'in beni zar zor okula getirmişti. Bugün planını gerçekleştirecekti. Zaten gece yılbaşına gireceğimiz için öğleden sonra okul tatildi. Bugün Kaya, Mete , Atakan ve çoğu kişi okula gelmemişti bile. Yok aga biz salağız yani! Bunun başka bir açıklaması
o la mazzz!

SIZI 👊🏻Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin