(Medya Nil de Damla.)
Salı günü sabahı...
DAMLA'DAN DEVAM
Çantamı son bir kez daha kontrol edip Nil'i beklemeye başladım. Evet doğru, bu sefer o beni değil, ben onu bekliyordum.
-" Hadi lan artık ağaç oldum." Diye içeriye doğru seslendim. Bıkkınlık gelmişti. Yıldım da yıldım.
" Geldiiiiiim." Dedi Nil neşeyle ve yanıma geldi.
Yanağıma sulu bir öpücük kondurup ayakkabılarını giymek için eğildi. İşini halledip geri doğruluğunda sorgularcasına kaşlarımı kaldırıp gözlerine baktım.
-" Hayırdır yavrum? Sen niye bu kadar mutlusun?" Dedim imayla. Sebebini biliyordum da neyse.
" Oğlum bizim de mutlu olmaya ihtiyacımız var aga. Bir sebep yooook!" Dedi ve gülerek koluma girdi.
Gülüp ben de koluna girdim ve kapının kolunu çekip evimizin kapısını kapattım. Hiç öyle kilitle falan uğraşamazdım. Zaten elde avuçta para yok abi ne gerek var?
Şen şakrak geçen yolculuğun ardından okula gelmiştik. Kaya beyefendi bugün okula gelmemişti.
Mete de okula geç kalmıştı. Acaba neden?
Önümde oturan Mete'yi dürttüm. Zaten 3. Dersteydik ve hoca dersi bitirmişti. Yani boş boş oturuyorduk. Çoğu kişi de uyuyordu. Mükemmel aktivite değil mi?
Mete'yi dürtmem ile bana döndü. Ona şirince gülümseyip konuştum.
-" Hayırdır? Sen bugün geç kaldın. Kaya bugün gelmedi? Ne yaptınız dün?" Dedim tek kaşımı kaldırarak. Beni çok süphelendiriyorlardı.
" Bir şey yapamadık, sadece sabaha kadar pes oynadık. Yedik içtik falan işte." Dedi Mete gülerek.
Ona gülüp gözlerimi devirdim. Tenefüste Kaya'yı arasam iyi olacaktı. Tabii onlar sabaha kadar oyun oynasın biz ders çalışalım. Adaletin bu mu Dünya?
' hee abi evet! Sabaha kadar ders çalıştınız. Ayn knk ayn.' diyen iç sesimin ağzına vurup kapıya koydum. Her şeyi ortaya döküyordu ayol! Bırak azıcık kendimizi zeki hissedelim...Dersin yarısında uyumuş ve daha yeni uyanıyordum. 4. Derse girmek üzereydik. Zilin çalmasıyla telaş yapıp hemen telefonumu çıkardım ve Kaya'yı aramaya başladım.
" Efendim güzelim." Dedi sert sesiyle.
Etkilenme Damla! Salaklaşma Damla! Mala bağlama Damla!
-" Ne yapıyorsun? Uyandındırdım mı?" Dedim merakla.
" Hayır güzelim yemek yemeye inecektim. Uyandırmadın yani, sen ne yapıyorsun." Dedi hafifçe gülerek.
-" Sence ne yapıyor olabilirim." Dedim gülerek.
" Aaa evet okula gidiyordun değil mi sen! Unutmuşum." Dedi ve kahkaha attı. Hay ben senin...
Gülmesene şöyle çocuk! Sesini yiyesim geliyor.
-" Hıhı evet öyle!" Dedim gözlerimi devirerek.
Biraz daha konuşup telefonu kapattık. Elimi kalbime koyup bir süre bekledim. Bu çocuk beni deli ediyordu deliii!Okul çıkışı olmuştu. Kaya bizi aramış ve hepimizi evine davet etmişti. Tabi formayla okula geldiğimiz için önce Nil ile eve uğrayacaktık. Öykü ile Mete çoktan eve gitmişlerdi. Daha doğrusu Mete Öykü'yü eve bırakacak ve birlikte Kaya'nın yanına geçeceklerdi. Biz de taksiyle giderdik büyük ihtimalle...
Atakan tabi aşık olduğu için depresip takılıyordu. Yani bugün biraz öyleydi. Çok üstelemedim, zaten istese eninde sonunda anlatırdı.NİL'DEN DEVAM
Okul kapısının önüne gelmiştik. Yavaşça ilerlerken kafamı yerden kaldırmamla onunla karşılaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIZI 👊🏻
Genç KurguAilesinden gizli saklı iş çeviren ve dövüşen bir kız... Umursamaz ve soğuk bakışlı bir erkek... Bakalım yolları nasıl kesişecek... Umarım okursunuz♥️