NİL'DEN DEVAM
Sabah olmuş ve ben çoktan hazırlanmıştım.
Bugün Pazartesiydi.
Damla uyanmamakta ısrarcıydı. Dün bayağı uyumuştu, bu kadar da uyuyabileceğini düşünmüyordum açıkçası.
Oflayarak kucağımdaki telefonu aldıp saate baktım.
08:11 olduğunu görünce sıkıntıyla nefesimi verdim.
Son defa uyuyan Damla'yı dürttüm.
Hâlâ da uyanmıyordu.-" İyi ben gidiyorum." Diyerek sesimi yükselttim.
Cevap gelmeyince gözlerimi devirdim ve ayağımın ucundaki çantayı elime alarak doğruldum.
Damla'ya son bir bakış atıp odadan çıktım.
Ayakkabılarımı giydim ve hırkamın cebindeki kulaklığımı kulağıma takarak apartman çıkışına doğru adımladım.
Sonunda kapının önüne geldiğimde omzundan düşen çantamı düzelttim ve okula doğru adımladım...Okula varmıştım sonunda! Sırama doğru ilerledim ve oturudum. Birkaç dakika sonra, daha önceden burada oturan çocuk geldi ve yanıma oturdu.
Ona -" Hayırdır kalleş?" Bakışlarımı yolladım.
Kısa süre sonra " Burada oturabilir miyim?" Dedi ve sırıttı. Eşek gibi sırıtıp durursa işimiz var demektir.
Artık sınıftakilere alışmam gerektiğini düşünüp kafamı salladım ve önüme döndüm.
1. Ders bitmiş ve tenefüs olmuştu. Öykü yanıma geldi ve Damla'yı sordu.Şimdi Damla'yı kıskanmam normal miydi?
Öykü'ye Damla'nın bir türlü uyanmadığını söyledim. Oda güldü ve bana hocaların nasıl biri olduklarından bahsetmeye başladı.
Daha fazla bu soğuk savaşı sürdüremezdim.
En iyisi eskisi gibi davranmaktı, ya da Damla gibi çoğu şeyi takmamak gerekirdi...
Sonuçta sırf birini seviyor diye kimseyi yargılayamazdım.Öğle arası olmuştu. Öykü ile kantinde oturuyorduk.
Bugün diğer günlerin aksine kantin kalabalık değildi.
2 döner ve ayran almış yiyiyorduk. Her ne kadar döner elimizde dağılsa da bugün canım çekmişti.
Döner ve ayranımı aynı anda bitirmenin mutluluğu ile çöpleri alıp çöp kutusuna atmak için ayaklandım. Kafamı kaldırmam ile onu görmem bir oldu.
Bu Damla'nın eski sevgilisi Tolgaydı...
Nasıl aynı okulda olabilirdik?! ' Niye siz ilah falan mısınız?' sus iç ses şuan hiç sırası değil.-" Tesadüfün böylesi." Diye mırıldandım.
Öykü " Bir şey mi dedin tatlım?" Dedi.
Tolga'dan bakışlarımı çekip Öykü'ye çevirdim.
Suratımdaki şaşkın ifadeyi atarak gülümsedim ve
-" Yok canım." Diyerek çöp kutusuna ilerledim.
Çöpü kantindeki çöp kutusuna attım. Ellerimi silkeleyerek arkamı dönmem ile Tolga'nın keskin bakışlarına yakalanmam bir oldu.
Kısa bir bakışmanın ardından bunun saçma olduğunu anlayarak, bakışlarımı kaçırdım ve Öykü'nün yanına ilerledim. Kalktığım sandalyeye geri oturdum.
Biraz Öykü ile sohbet ettikten sonra sınıfa çıktık.
Geri kalan son 4 ders vardı...- 4 saat sonra -
Omzumdan düşen çantamı elimle düzelttim ve anahtarı apartmanın siyah demir kapısının kilidine soktum. Uzun uğraşlar sonucu kendimi içeriye attığımda ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi verdim.
-"Şimdi ben 2 kat nasıl çıkıcam ki ya? Off! " diyerek yanaklarımı şişirdim.
Hayat bana kıçıyla gülüyor yeminle!
Bu evi yapıp da asansör koydurtmayan gerizekalıya söve söve merdivenleri çıktım.
Sonunda bizim daireye geldiğimde içimden 'umarım serap görmüyordur ' diyerek gözlerimi kırpıştırdım.
Gerçekti! Gözümden kalpler çıkarken, ayakkabımı hızla çıkardım. Aynı hızla kapıyı açtım, çantamı yere atarak kapıyı kapatmadan banyoya koşturdum. Stresten çişim gelmişti.
Arkamdan söven Damla'yı umursamadan işimi hallettim ve ellerimi yıkayarak mutfağa ilerledim.Damla masada bitki çayı içiyordu. Karşısındaki sandalyeyi çekerek oturdum. Biraz Damla'yı süzdüm. Baya iyi görünüyordu. Sadece burun akıntısı vardı. O da zaten 2-3 güne geçerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIZI 👊🏻
Teen FictionAilesinden gizli saklı iş çeviren ve dövüşen bir kız... Umursamaz ve soğuk bakışlı bir erkek... Bakalım yolları nasıl kesişecek... Umarım okursunuz♥️