TESADÜF MÜ?

1.8K 89 73
                                    


NİL'DEN DEVAM

Kahpe Tolga yine bir bokluk peşinde gibi duruyordu. Şerefsiz herifin burda ne işi olduğunu bilemesem de tesadüf de olabilirdi. Ya da biz öyle düşünmek istiyorduk. Bilemem.
" Aaa Nil, selam!" Dedi sünepe herif!
Bu çocuğu oldum olası sevmemiştim zaten de neyse.
" Damla!" Dedi Deniz abi sesini yükselterek. Artık bir cevap bekliyordu.
" Abi! O sadece bir tanıdık!" Dedi Damla Tolga'nın gözlerine sinirle bakarak.
" Emin misin?" Dedi Tolga yarım ağız sırıtarak.
Ah! Şeytan diyor gebert şunu şuracıkta!
-" Başka ne olabilir lan! Defol git şimdi." Dedim ve Tolga'yı kolundan tutup ittim. Zaten Damla'nın abisi kırk yılda bir gelmişti. Bir de moralimizin içine edemezdi. Zaten belayı çekiyoruz abi biz! Bunun başka bir açıklaması olmaz ya!
" Peki peki! Gidiyorum. " Dedi Tolga ve sırıtarak ilerlemeye başladı. Arkasından bakıp onu kontrol ettim. Eşek ağızlı pezevenk!

Damla öfkeyle otele giriş yaparken Deniz abi fazla üstelememişti. Tabii buna şaşırsam da çaktırmadım.
Deniz abi bana yolu gösterirken onunla birlikte kaldıkları odaya ilerledim. Sadece bir yatak olduğu için ben de büyük ihtimalle koltukta yatardım. Ohh mis.
Damla'ya baktığımda balkona çıkmıştı. Peşinden ilerleyip ben de balkona çıktım.
" Lan bu göt ne yapmaya çalışıyor! Sok-" diye Damla sövmeye devam edecekti ki endişeyle kolunu tuttum.
Kaşlarımı kaldırdım ve konuşmaya başladım.
-" Aman Ali Rıza bey ağzımızın tadı bozulmasın!" Dedim.
" Ya mal!" Diye kahkaha atıp yanağıma yavaşça vurdu. Biz gülüşürken Deniz abi seslendi.
" Kızlar siz üşümüyor musunuz?" Dedi. Kafasını balkon kapısının arasından çıkarmıştı.
" Geldik geldik." Dedi Damla ve koşar adımlarla içeriye girdi.
Ben de peşinden ilerledim ve içeriye girip kapıyı kapattım. Kıçım dondu kıçım.
" Gel sana kıyafet vereyim." Dedi Damla ve benim cevap vermemi beklemeden yatağın ilerisindeki valizin içini deşmeye devam etti.
İçinden bol bir kazak ve ince bir eşofman verip banyoyu işaret etti. Gözlerimi devirip banyoya ilerledim ve içeriye girdim. Hemen üzerimi değiştirdim ve geri çıktım. Saçlarımı topuz yapıp koltuğa yani Damla'nın yanına oturdum. Kore dizisi izliyordu. Ahh! En en sevdiğim...
Yanına oturup ben de izlemeye başladım.
Bunların aşklarına bayılıyorum yaa...

Film bitmişti ve biz önümüzdeki tuvalet kağıdını yarılamıştık. Saat şuan 5'e geliyordu. Okula gitmeyeceğimiz için sıkıntı yoktu.
" Yaaa abi! Nasıl kavuşamazlar ya! Çok güzellerdi." Dedi Damla ve elindeki peçeteyi burnuna götürüp sümkürdü. Çıkan sesten dolayı suratımı buruşturup ağlamaya devam ettim. Ama böyle de olmaz be..
Deniz abi hiçbir şey olmamış gibi uyuyordu. Uykusu derin olmalı ki hâlâ da uyanmamıştı.
-" Ahh, adam çok yakışıklıydı oysaki." Dedim ağlamaklı sesimle. Sadece uzaktan izlemek beni bitiriyordu. Keşke gerçekten görebilseydim. Ah be!

DAMLA'DAN DEVAM

Bugün günlerden Pazartesi.
Abim bugün geri gideceği için okula falan gitmedim. Zaten şuan okul umrumda falan değildi. Abim dünyada en çok değer verdiğim kişiydi. Ve o her gittiğinde, ondan ver ayrı kaldığımda kendimi bok gibi hissediyordum. Kim hissetmez ki?
Şuan ise abime el sallıyorum. Bana gülen gözlerle bakıyordu. İkimiz de biliyoruz ki biradan hüngür hüngür ağlamaya başlarız. Nil de yanımda abime el sallıyordu. Abim görüş açımızdan çıktıktan sonra yavaşça elimi indirdim. Çökmüş omuzlarımla arkama döndüm ve usul usul ağlamaya başladım. Evet herkesin içinde asla ağlamam diyen ben bu günlerde ağlıyordum. Vedalardan nefret ediyorum işte. Sanki abim beni terk etmiş ve yapayalnız kalmışım gibi hissediyorum.
Nil kolumu sıvazladığında ona bakıp gülümsedim. Birbirimizin göz yaşlarını silip sarıldık.
" Tamam! Yeter bu kadar! Haydeee gidelim." Dedi heyecanlı sesiyle.
Ben de ona ayak uydurmaya karar verdim. Biraz daha dayan Damla. Son 1 dönem kaldı...

SIZI 👊🏻Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin