NİL'DEN DEVAMYine boktan bir sabaha gözlerimi açtım. Yarı açık gözlerimle banyoya ilerledim. Sert bir şeye çarpmamla kafamı kaldırıp karşımdaki kapıya baktım. Kim koymuştu lan bunu buraya!
En iyisi bu kapıyı sökeyim. Zaten evde de tek ben varım. Kapı açıp hallederim işimi ne olucak dimi!( Evet bir Türk insanı evde kimse yokken kapıyı açıp tuvalete girer! Bunu takıntılı manyaklar yapıyor kdkddk ben gibi)
Tuvalete girip işimi hallettikten sonra aç olduğum için mutfağa ilerledim. Ondan önce odama ilerleyip telefonumu aldım ve saate baktım.
Allah Allah! İki gündür alarmsız kalkıyorum hadi hayırlısı.
Mutfağa gidip kahvaltılık bir şeyler çıkardım. Binden özenle aldığımız kadar peynir bile kurumuştu. Damla olsa asla böyle bir şey olmaz özenle bakardı her şeye! Ama ben öyle miyim? Dünya yansa elimde sütüm hayata küsüm tribine girerdim. Neden? Çünkü malım!
Masaya oturup biraz ekmek kemirdikten sonra bulaşıkları yıkamadan tuvalete gidip dişlerimi fırçaladım. Evet diş önemli! Bulaşık değil!
Odama gidip hazırlandım. Ders kitaplarımı da çantama gelişi güzel koydum. Damla bu huyumdan nefret ediyordu. Daha doğrusu düzensiz olmamdan! Kendisi odasındaki bir eşyanın yeri santim oynasa çıldırıyordu çünkü. Aslında odası da kalmamıştı. Her sabah girdiğim odaya iki gündür görmüyordum. Girsem ağlardım bundan emindim. Ama şimdi hazır değildim.
Derin bir nefes alıp eteğimin eteklerini düzelttim ve makyaj yapmaya başladım. Sabah sabah bu enerji nereden geliyor bilmiyorum. Bazen bazı şeyleri düşünmemek için bile yapıyorum.
Sonunda hazır olduğumda hırkamı da üzerime geçirdim. Artık havalar iyice soğumuştu. Ceketsiz gezemiyorduk pek!
Okula doğru adımlarken şu 2 ayda yaşadıklarımız aklımda bir bir canlanıyordu.
Yeni okula başlamamız! Benim birinden hoşlanmam! Damla'nın ilginç gülme krizi. Okulun ilk günü geç kalmamız! Özellikte de şimdi üzerine bastığım yolda geçen neşeli sohbetlerimiz, dinlediğimiz şarkılar...
Gözlerimin dolmasıyla birlikte birkaç damla yaş aktı ve yeri boyladı. Hemen yanaklarımı kurulayıp burnumu çektim. Makyajım umrumda değildi. Zaten yok gibiydi.
Başımı eğmiş yavaş adımlarla okulun kapısından içeriye girdim. Ben düşünceli bir şekilde ilerlerken çarptığım kişiyle bir adım geriledim. Yavaşça başımı kaldırıp Kaya'ya baktım.
" İyi misin?" Dedi yüzüme bakarak.
-" İyiyim. Dalmışım, özür dilerim." Dedim ve yanından geçtim. Damla benim aksime pek özür dilemezdi.
Yine niye aklıma geldiyse!
Yavaş ve uyuzlanarak 4. Kata kadar çıktım." Bok var sanki bunu bu kadar uzun yapacak!" Dedi Damla sinirle. Onun bu haline gülüp yanağından makas aldım.
Aklıma gelen yeni bir anıyla sinirle gözlerimi kapattım. En mutsuz halimde bile beni güldüren kız. Şimdi mutlu olmak istediğim zaman aklımdan çıkmıyordu.
Bu okul artık bana dar geliyordu. Buraya başladığımız ilk zamanlar Damla ile yine kavga etmiştik, yıllardır kavga etmeyen biz...
Beni uyarmıştı. Ama ben takmadım ve unuttum! Her zamanki ben işte. Keşke!
Keşke o kadar laf etmeseydim ona!KAYA'DAN DEVAM
Sınıfın kapısının önünde Mete ile dikiliyor boş boş etrafa bakıyorduk. Neden dikildiğimizi de bilmiyordum.
Aniden aklıma gelen şeyle Mete'ye döndüm.
-" Mete! Çıkışta bize gidelim." Dedim net ve pürüzsüz çıkan sesimle.
" Hayret! Sen genelde gelme diye tuttururdun ne oldu?" Dedi gülerek. Göt herif! İşini biliyordu.
-" Var bir mesele işte! Ayrıca gel demesem de gelirsin ki zaten! Haftanın 7 günü varsa sen 8 günü bizdesin oğlum!" Dedim ben de alaya alarak.
" Höhh! Atma be!" Dedi ve gözlerini devirdi. Onun bu haline gülüp etrafa bakındım. Tek omzuna astığı siyah çantası ve düz uzun saçları ile havalı havalı yürüyen Damla'yı görmemle değişen kalp ritmim daha da heyecanlanmamı sağlıyordu. Heyt yavrum bee! Yavaş ve sakin adımlarla sınıfın kapısına geldiğinde bize
" Günaydın!" dedi coşkulu bir sesle.
Biz de aynı şekilde karşılık verdiğimizde içeriye geçmek için bir adım attı.
Ama Mete kolunu uzatıp onu durdurunca merakla diyeceği şeye kulak verdim.
" Parola?" Diyen Mete'ye bir bokmuş gibi baktım. İlk okulda mıydık biz ya!
Damla bozuntuya vermeden hafiften kaşlarını çatarak 'hmm'ladı. Ama çok tatlı oldun şimdi sen.
Oldu mu böyle! Şu tipe bak!
Neyse oğlum Kaya! Kendine gel lan!
Damla'nın
" Yağdı yağmur çaktı şimşek içelim bir milkshake!" Demesiyle kahkahamı koyuverdim. Mete de aynı şekilde güldükten sonra geçmesi için izin verdi.
Damla da Mete'nin saçlarını karıştırarak sınıfa adımını attı. Şu harekete uyuz olmaya başlamıştım. Neden bana da yapmıyordu ki! Neyse artık!
Birkaç dakika daha boş boş dikildikten sonra zilin çalmasıyla yerimize ilerledik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIZI 👊🏻
Teen FictionAilesinden gizli saklı iş çeviren ve dövüşen bir kız... Umursamaz ve soğuk bakışlı bir erkek... Bakalım yolları nasıl kesişecek... Umarım okursunuz♥️