«Son Oyun»

2.4K 123 87
                                    

Nekomata Alluriana endişeliydi, gergindi, korkuyordu. Endişeliydi çünkü bu onun son maçıydı. Gergindi çünkü servisini kaçırmak istemiyordu. Korkuyordu çünkü birkaç gün önce parmakları rahatsızlanmıştı. Şu an bandajlarla sarılı olsalar bile fazla pratikten dolayı acıyordu parmakları. Titriyorlardı.

  Karşısındaki devasa sahaya baktı. İlk seferiydi burada. Ulusallarda ilk seferiydi. Ellerini dizlerine yaslayarak ayağa kalktı. Takım arkadaşlarına baktı. Asillerde oynayan tek birinci yıl oydu. Takımın vurucusu, kanat oyuncusu ve ası olarak görevlendirilmişti. Omuzları yükün etkisi ile eziliyormuş gibi hissediyordu. Takımın kaptanı ve orta engelleyicisi olan Kashikoi Akami kendinden iki yaş küçük olan kızın omzunu sıvazladı. Nasıl hissettiğini anlıyordu.

"Harika bir oyun olacak inan bana. Pasörümüz Yuuna çok yetenekli."

Alluriana başını sallayarak onayladı üçüncü yılının son maçına çıkacak olan kaptanını. Kaybederlerse ikinci olacaklardı. Kazanırlarsa birinci. Her türlü son maçlarıydı. Pasör Nōryoku Yuuna ondan bir yaş küçük beyaz saçlı kızın yanına oturdu. "Gergin misin?"

Alluriana, yanına oturan kahverengi saçlı sevecen pasöre baktı. Başını yavaş hareketlerle aşağı yukarı salladı. Kim gergin olmazdı ki? İlk yılıydı ve Ulusallarda oynama fırsatı bulmuştu. İki maçta oynamıştı şimdiye kadar ve herkesi şaşırtmayı başarmıştı. Maçı sunan iki kadın ne zaman sahaya adım atsa onun hakkında konuşuyordu. Konuşmaları genelde hakaret içerikli oluyordu. Seyirciler anlamasa bile sahadaki siyah-gümüş formalı takım çok iyi anlıyordu.

İç çekerek sahadaki yerini almıştı Alluriana. Karşı takımın oyuncuları kar beyazı saçlı kıza acıyarak baktılar. Titriyordu kız. Her an bayılacak gibi duruyordu. Ayrıca yorumcular ona hiç iyi gelmiyordu. "Sunōfureku Akademisi'nin dört numarası bugün biraz soluk değil mi sence de?"

"Soluk mu? Kız kar kadar beyaz kalmış."

"Zaten öyle değil miydi?"

"Daha beyaz bir terim bulamadım."

Sunōfureku oyuncuları yorumculara ters ters baktılar sadece. İlk servis Alluriana'daydı. Takım arkadaşları ve senpaileri ona gülümsediler. Düdük sesi duyulduğu anda alttan servis kullandı beyaz saçlı kız. Alttan atılan servis çok kullanılmazdı. Koçları karşı takımı şaşırtmak istemişti ve takımda alttan servis kullanabilen bir tek Alluriana vardı.

Yukidoke Akademisi'nin oyuncuları öncelikle servise karşılık vermekte rahat davrandılar. Turuncu takım karşılık vermek istediği sırada top aniden yön değiştirdi. Kimse hareket edemedi. Top yön değiştirmişti. Sahada sessizlik hakimdi. "İŞTE BU!" Bağıran kişi Nekomata Alluriana'nın küçük kız kardeşi Nekomata Megumi'ydi. Onun bağırışı ile tüm stadyum alkışlamaya başladı. Alluriana tekrar servis kullanmak için topu eline aldı. Elinde çevirdi. Düdük sesi ile topu havaya fırlattı ve zıplayarak topa tüm gücüyle vurdu.

Top dış çizginin dışına düştü. Alluriana morali bozuk bir şekilde arkadaki yerini aldı. İlk servisinin şansa denk geldiğini biliyordu. "Takma kafana. İlk sayıyı biz aldık."

➵➵➵  ➵➵➵  ➵➵➵  ➵➵➵  ➵➵➵

Maçın ikinci setini almak için
mücadele eden iki takımı izleyenler artık sıkılmaya başlamıştı. İlk seti Sunōfureku Akademisi almıştı. İkinci sette de öndeydiler. On yedinci sayıyı aldıklarını söyleyen smaca kadar. Topa vuran Alluriana çığlık atarak yerinde tepinmeye başladı. Tüm stadyum mutluluk çığlığı atıyor diye düşünmüştü. Pasör Nōryoku Yuuna, Alluriana'nın gözlerinden akan yaşları farkedeseye kadar. Alluriana'nın parmaklarına sardığı bandajlar kan içindeydi. Yuuna koçlarına bakıp mola istedi endişeyle.

Nekomata'nın Torunları {Haikyuu!}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin