Alluriana derin bir nefes verdi. Top eline doğru gelirken sesler duyulmaz oldu. Sadece sahadaki takım arkadaşları ve rakip takım oyuncuları görüş alanındaydı. Sahanın dışındaki herkes bulanıktı. Topu elinde bir tur çevirdi. Görüşü gittikçe daraldı...
İkinci yıllarındaki bir grup bahçede oturmuş bir konu hakkında tartışıyorlardı. Bu grubu birlikte görmek alışılmadıktı. Evet, hepsi arkadaştı ama genelde üçe ayrılırlardı kendi aralarında. Bugün öyle değildi. Rakkasei Kireina, Matsu Miku, Nekomata Alluriana, Kuroo Tetsurou, Morisuke Yaku ve Nobuyuki Kai'den oluşuyordu bu grup. Tartışları konuysa Yaz Kampıydı. Ya da diğer adıyla Altın Hafta.
"Kız takımı da mı gidiyor? Bunu hiç bilmiyordum." Yaku bunu söylerken Alluriana'nın elindeki onigiriyi ısırmıştı. Alluriana yemeğinin yarısını midesine indiren açık kahverengi saçlı çocuğa baktı şaşkın şaşkın. Kendi yemeğini bitirmeden Alluriana'nınkine sarmıştı.
"Evet. Sizin olduğunuz yerden on beş dakika yürüme mesafesinde bir spor salonu daha var. Biz orda olacağız. Ama aynı yerde kalıyoruz. Yani çok eğlenceli olacak gibi." dedi Kireina. Heyecanını gizleme gereği duymuyordu. Bunu pijama partisi gibi gördüğünü söylemekten de çekinmemişti. Kız-erkek karışık pijama partisi...
Alluriana elindeki çubukları, Yaku'nun önündeki bentoya daldırdı. Yaku onun yemeğini yiyorsa o da Yaku'nun yemeğini yiyebilirdi. Aslında o gruptaki herkes birbirinin yemeğinden aldığı için bunda bir sorun yoktu.
Kuroo genç kızın önündeki tabaktaki balıklardan birini alıp ağzına attı. "Dikkat edin korku hikayeleri anlatırken kendinizi fazla korkutmayın." Miku, Kuroo'ya dirsek atarken göz devirdi. Elindeki çubukları Kuroo'ya doğru savurdu. "Ben seni bir korkuturdum ama neyse."
Genç grubun sessizliğini ilk atılan kahkaha ve sonrası bozdu. Gençler belki İnterhigh turnuvasında iyi bir derece sahibi olamamışlardı ama bu onların moralini o kadar da bozamazdı. "Yaz Kampı'ndan önce finaller yok mu?" Grubu sessizliğe boğan soru Kai'den gelmişti. Yüzlerine "gerçek" denen tokadı vurmuştu. Grupta en iyi notlara sahip kişi Alluriana'ydı. Kız çok yönlü gibiydi. Yaku ofladı. Yine İngilizce sorunu vardı. "Riana bana İngilizce çalıştırsana."
Beyaz saçlı olan teklifi kabul etti. Yaku'nun İngilizce çalıştırma teklifleri sık sık sorulan bir soruydu. "Kuroo, Kimya'dan yüzlerce amaçsız terimle bizi sıkıyorsun ya. Bana Kimya çalıştır Horoz Saç."
Miku'nun isyankar sesi Yaku'nun kahkaha atmasın, Alluriana'nın gülmemek için yanaklarını ısırmasına, Kireina'nın kıkırdamasına ve Kai'nin tebessümüne neden olmuştu.
"Ha? Git kendin çalış Miku. Ayrıca bana Horoz Saç deme." Miku göz devirerek Kuroo'nun saç şeklini taklit etti. Bu sefer Kuroo göz devirdi. "Ah! Benimde Modern Edebiyat ile ilgili bir ders var ya ona çalışmam gerek." Kireina'nın yeni hatırlamış gibi söyledikleri ile gözler ona doğru döndü.
"Yanlış duydum değil mi? Daha dersin adını bilmiyor." Alluriana'nın şaşkın sesi ile diğerleri de şaşkın şaşkın başlarını salladılar. Kireina gülerek elini ensesine attı. Derse ilgisi yoktu. Ne yapabilirdi! Kai, Kireina'ya yardım edebileceğini söyleyince Alluriana ellerini çırptı. "O zaman ayrı ayrı çalışmak yerine tek bir yerde buluşalım."
➵➵➵ ➵➵➵ ➵➵➵ ➵➵➵ ➵➵
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
