«Antrenman Maçı»

605 55 90
                                    

"Bunu kaç defa söylemem gerek Kuroo. Gidip Yaku'ya söyleyeceğim seni." Alluriana'nın son kozunu oynaması ile Kuroo homurdanmıştı. Yine "parlak" fikirlerine Alluriana'yı da katmak istiyordu. Her seferinde Yaku'ya söyleyeceğini söyleyerek tehidt ediyordu genç kız siyah saçlıyı. Ne kadar işe yaradığı tartışılırdı.

Uzun zamandır Nekomata kardeşler erkeklerin antrenmanına katılmıyorlardı. Bugün uzun zaman sonra bir ilkti. Erkeklerin antrenmanını izlemek kardeşler için sıkıcı olabiliyordu. Özellikle sabah kız takımının antrenmanı olduğu için akşama enerjileri kalmıyordu.

"Kuroo!" Kai'nin seslenmesi ile Kuroo, Alluriana'yı rahat bırakmak zorunda kalmıştı. Alluriana derin bir nefes bırakarak kendini yere attı. Yanına bir şey sormak amacıyla gelen Yaku, beyaz saçlı aniden yere düşünce kızın bayıldığını düşünerek panikledi.

"Riana bayıldı!" Bağırışı ile salondaki herkes Alluriana'nın yattığı yerin olduğu tarafa doğru baktı. Telaşla genç kızın yanına ilerliyorlardı ki Alluriana gözlerini açtı. "Uyanığım!"

Diğerlerine kalsa Yaku dünyadaki en gereksiz tepkiyi vermişti. Alluriana'ya kalsa çok komikti. Megumi zaten yerlerde yatıyordu gülmekten. "Aaaaaa! Uyanık!" Yaku'nun çığlığı ile koçlar dahil herkes ona baygın bakışlar attı. Yaku'nun böyle tepki vermesi neredeyse yüzde sıfır ihtimaldi. Takımı şaşırttığını söylemezsek yalan olurdu.

Kızların antremanda olmalarının tek sebebi maçtı. Yarım saat sonra yapılacak olan antrenman maçı. Megumi büyükbabasının yanına oturdu. "Fukurodani ile değil mi maç? Duyduğuma göre harika bir asları varmış. Adı neydi?"

Nekomata Yasufumi küçük torununa baktı. Astan çok ona pas atan pasörü merak ettiği apaçık ortada olmasına rağmen çaktırmamay çalışıyordu. Bu Yasufumi'nin gülümsemesine neden oldu. "Bokuto Koutarou. Pasörleri bu yıl değişti diye biliyorum. Geçen yıl olandan farklı."

Megumi'nin yüzündeki gülümseme kayboldu. Pasörle tanışmayı istiyordu oysa! İçeri giren Fukurodani Akademisi ile gözler o tarafa doğru çevrildi. Takımın görünüşü ve girerken bıraktıkları etki çok büyük bir baskı doğuruyordu. Gerçi etrafta zıplayan baykuş herifi göreseye kadardı bu.

"Bokuto!" Kuroo geçen yıl yaz kampında tanıştığı arkadaşını görünce el salladı. Bokuto'da siyah saçlı gencin yanına zıpladı. Megumi ve Alluriana'nın yüzünde de aynı ifade vardı. "Şu süper as bu mu cidden?" diye bağırıyordu yüzlerindeki ifade. Nekomata Yasufumi gülerek torunlarının omuzlarını pat patladı. Fukurodani'nin koçu ile konuşmak için ikilinin yanından ayrıldı.

Bokuto ona dik dik bakan iki kişiyi farkedince Kuroo'yu dürttü. "Kim bunlar?" Kuroo merakla baykuş gibi duran arkadaşının gösterdiği yere baktı. Nekomata kardeşler... Kızları az da olsa tanıyordu. Emindi ki kızlar şu an Bokuto'nun nasıl as olduğunu sorguluyorlardı. "Onlar bizim menajerlerimiz."

Alluriana ona bakmaya başlayan baykuştan gözlerini çekerek kardeşine doğru döndü. "Acıktım ben." Megumi elindeki çikolata paketine baktı. Ardından kalan çikolatayı ağzına tıktı. Evet, kardeşler Kuroo'nun dediği gibi Bokuto ile ilgili konuşmak yerine yemek tartışıyorlardı. Çok havalılar değil mi?

Bokuto ve Kuroo kızların yanına geldiklerinde ikili yine tartışıyordu. Tartışmak denemezdi. Alluriana, Megumi'ye kardeşlerin her şeyi paylaşması gerektiğini söylüyordu. Megumi dinliyor muydu? Hayır.

"Riana! Megumi! Sizi Fukurodani'nin dört numarası ile tanıştırayım. Bokuto Koutarou." Megumi gülümseyerek Bokuto'nun elini sıktı. Alluriana bir süre çocuğu gözleri ile inceledi. Bunu yaparken Bokuto'yu biraz korkutmuştu. "Nekomata Alluriana. Kardeşim Nekomata Megumi." Sonunda kendini tanıttı Alluriana. Ardından Bokuto'nun uzattığı eli sıktı.

Kuroo elini Bokuto'nun omzuna koydu. "Alışırsın. Korkutucu oluyor arada böyle." Sessiz söylediğini sansa bile ikili duymuştu. Aynı anda Kuroo'nun beline tekme attılar. "Kes sesini!"

➵➵➵  ➵➵➵  ➵➵➵  ➵➵➵  ➵➵➵

Alışılmışın dışında kaybetmelerine rağmen gülümseyen biri vardı salonda

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alışılmışın dışında kaybetmelerine rağmen gülümseyen biri vardı salonda. Avuç içlerini yanaklarına yaslamış, yüzündeki gülümseme ile başını iki yana sallıyordu mutlulukla. Bokuto kızın neden mutlu olduğuna kafa yordu iki saniye kadar. Daha sonra bulamayınca boşverdi.

"Hangisine hayran kalsam bilemedim. Bokuto'nun o harika smacına mı yoksa Kuroo'nun fazla zıplayıp o smacı yüzü ile bloklamasına mı?"

Nekomata Alluriana'nın neden mutlu olduğu kısa sürede anlaşılmıştı. Maçın ikinci setinin ortalarında Kuroo fazla yükseğe sıçramış ve Bokuto'yu engellemek isterken topu yüzü ile bloklamıştı. Beyaz saçlı kız bu durumun komik ve hayran kalınacak olduğu konusunda kendini inandırmıştı.

Kuroo yüzüne tuttuğu buz torbasının arkasından göz devirdi. En azından kendi içinde yaşayabilirdi mutluluğunu değil mi? Neden dışa vurmak zorundaydı ki? "Ablamın mutluluğu için özür dilerim. Bazen hangi takımda olduğunu unutabiliyor." Megumi başını yere eğmiş Kuroo'nun yüzündeki kızarıklığa bakıyordu. Siyah saçlının ablasından utanmış olduğunu düşünenler yanılırdı. Siyahlı olan sadece ablasının eylemlerinden dolayı özür dileme ihtiyacı hissetmişti.

"Bokuto!" Bokuto, takıma ne kadar mükemmel olduğunu anlatmayı keserek maç boyunca onu ürkütücü bir şekilde izlemiş olan kıza doğru döndü. Kızdan korkmadığını söylerse düpedüz yalan olurdu. Kızın mor gözlerini çok ürkütücüydü! "Alluriana?"

"Maçta farkettim de sen biraz anormal bir tipsin sanırım. Yani aniden moralin bozuluyor, takım bazen beş kişi oynadı falan. Sinirimi bozdun." Mor gözlerin hedefi Bokuto Koutarou'nun altını andıran gözleriydi. Alluriana sinirlendiğinde İwaizumi Hajime'ye bile kafa tutabilir demişti Tooru. Hayır, onu bile korkutabilirdi. Çok nadirdi ama genç kızın bu denli korkutucu olması.

Bokuto'nun sesi çıkmadı. Sesini arıyor bile olabilirdi. Tüm o korkutucu baskı ortadan kayboldu, Alluriana gülümsedi. "Kuroo'nun yüzüne harika çaktın ha! Sevdim bunu!" Arkasına bakmadan kendi takımının yanına doğru ilerledi. Yüzünde yine bir gülümseme vardı. Bu kız kendisi ile çelişiyordu. Ürkütücü derecede.

"İyi tarafından bak. Burnuna gelmedi." Kai'nin pozitif moral verme çabaları Kuroo'yu daha iyi hissettiriyor muydu? Evet. Karşısındaki Alluriana her şeyi bozuyor muydu? Yine evet. Gerçi beyaz saçlı kahkaha atmayı veya gülümsemeyi kesmişti. Sadece dik dik duvara bakıyordu. Belki strateji düşünüyordu. Belki de nasıl gelişmesi gerektiğini... Hayır.

Kesinlikle o sırada Alluriana voleybol ile ilgili düşünmüyordu. "Ahh~ ben yine acıktım ya..." Alluriana Voleybol düşünmüyorsa kesinlikle yemek düşünüyordur. Megumi ablasının bazen ürkütücü olmasına alışıktı. Çok odaklandığında oluyordu genelde. Yani maçlarda. Onun yanı sıra sakin ve her zamanki Alluriana'ydı.

"Buzu çeksenize yüzünden. Uyuştu yüzü çocuğun. Buz koymakta bir yere kadar yani." Megumi diğerlerini bir abla gibi -hangisi büyük anlaşılmıyordu- takımı azarladı. Gerçekten menajer gibi davranması bazen diğerlerini şaşırtıyordu.

"İnsanlara çekişmeyi kes Megumi. Senden büyükler var orada."

Merhaba!

Bokuto ile de tanıştığımıza göreeeeeeeeeee ne yapalım?

Nasılsınız Voleybol hayranları?

Bölüm hakkındaki yorumlar buraya;

Medya Shinchaku Taura

Bye bye...

Nekomata'nın Torunları {Haikyuu!}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin