Nekomata'nın Torunları {Haikyuu!}

«Küçük (!) Şaka»

Alluriana ne zaman kampa gelseler uyuyamadığını biliyordu. Bu sinirine dokunuyordu. Günde zaten anca iki veya üç saat uyuyabiliyordu. Yorganı üstünden attı oflayarak. Ayağa kalktı ve takım üyelerine baktı. Gülümsedi. Uyurken ve sessizken çok tatlıydılar.

Megumi'nin üstünü örttü. Kireina'nın başının altından kayan yastığı yerine geri taşıdı. Yatağının dışına çıkan Reiki'yi yatağına taşıdı. Miku'nun açılmış belini kapattı. Hana'nın saçlarını yüzünden çekti. Diğerlerine baktı. İyi gibiydiler.

Ceketine baktı bir süre. Muhtemelen almalıydı. Ama almayacaktı. Hem yaz mevsimiydi. Neden üşüsün? Kapıyı yavaş hareketlerle açtı. Kimsenin olmadığından emin olunca parmak uçlarına basarak bahçeye çıktı. Geçen yıl oturmayı sevdiği tepeye çıktı.

"Ya-ka-lan-dın~ Riana."

Beyaz saçlı kız gülümseyerek arkasına doğru döndü. "Yakalandım. Gece gece neden uyanıksın?" Siyah saçlı olan beyaz saçlıyı belinden yakalayıp yanına çekti. Yüzündeki sırıtış her zamanki gibi yerindeydi. Saçları ne yazık ki tam şeklini alamamıştı. Gözleri uyku için yalvarıyordu. Yine de burdaydı.

"Yaz kampı. Riana yerde uyuyamadığı için odadan çıkar, tepeye çıkar ve ağacın yanına oturur. Bir süre bekler ve üşüyünce odaya geri döner. Seni senden iyi tanıyorum minik albino~"

Beyaz saçlı kız merakla etrafa baktı. Büyükbabası ve diğerleri içiyordu muhtemelen. Görseler bile hatırlamazlardı. Yakalanma ihtimalleri düşüktü. Yani bu oyunu iki kişi oynayabilirdi.

"Tetsurou, gözlerin uyku için yalvarırken beni düşünmen çok hoş ama gerçekten uyumam gerekiyor."

Kuroo gülümseyerek alnını, Alluriana'nın alnına yasladı. Mor gözleri inceledi. Uzay gibi görünüyordu. En azından Kuroo öyel tahmin ediyordu. Alluriana'nın gözleri her zamanki gibiydi. Yorgun bakmıyorlardı. Daha çok... Endişeli? Kimin için?

Alluriana kendini inceleyen elâ gözlere gülümsedi. Uykusu yoktu. O daha çok siyah saçlı için endişeleniyordu. "Senin uyumayacağını bilerek mi uyumamı istiyorsun? Çok kötüsün Riana."

Kuroo, Alluriana'yı ağacın yanına oturması için çekiştirdi. Ayakta durmaları hoş olmazdı. Beyaz saçlı olan sırtını ağaca yaslamış olanın yanına oturdu. Ne yazık ki zıt renk saçlara sahip erkeğin planları başkaydı.

Kızın beline yerleştirdiği kolunu kullanarak, Alluriana'yı dizlerinin üstüne çekti. Sırtını göğsüne yaslayan beyaz saçlıya arkasından sarıldı. Çenesini omzuna yasladı. "Tetsurou burada uyursan seni odaya kadar sürüklemek zorunda kalırım."

Kuroo'nun gözleri zaten kapalıydı. Uyumasına ramak kalmıştı. "Uyuyakalmam. Neden uyuyamadım biliyor musun Riana?" Beyaz saçlı kız zaten bunu aoracaktı ama doğru anı bekliyordu. Sormasına gerek kalmamıştı. Rahat bir nefes verdi. "Merak nedenim."

Kuroo yüzünü kızın saçlarına gömdü. Alluriana buradaydı, yanındaydı. Araları iyiydi. Bunu bilmek onu rahatlatıyordu. "Ya kavga edersek? Çok büyük ve tartışmalı bir kavga? Ayrılırsak... Bunu düşünmekten kendimi alamıyorum... Şeyden beri..."

Daha fazla konuşmasına gerek yoktu. Albino kız devamını duymaya gerek duymadı. Anlamıştı. Kuroo'nun yüzünü görmek istese bile kendi saçları buna engel oldu. Sağ eli ile kafasını omzuna gömen gencin saçlarını okşadı.

"Tetsurou biz sürekli tartışıyoruz. Her konuda tartışabiliriz ama bunların sonunda hep gülüyoruz. Çünkü bu çekişmeleri seviyoruz değil mi? Eminim her çift gibi bizde kavga edeceğiz. Yakın ve uzak gelecekte senden ayrılmak gibi bir planım yok. Endişelenme. Sana bunları düşündürecek bir neden verdiğim için özür dilerim."