«Yaz Kampı»

318 29 17
                                    

"Riana."

Alluriana, pazar antrenmanından sonra buluştuğu erkek arkadaşına baktı merakla. Alluriana'nın evindeydiler. Zaten ya evde ya da okuldaydılar. Hayatları tamamen bundan ibaretti.

"Efendim Tetsurou."

Kuroo masasında oturmuş önündeki kağıtlara bakan kız arkadaşını inceledi bir süre. Alluriana her zamanki gibi görünüyordu. Kuroo her zaman Alluriana ile çıktığı için şanslı olduğunu düşünürdü.

Alluriana bir şeye çok odaklandığında daha da güzeldi. En azından Kuroo böyle düşünüyordu. İç çekti. Alluriana acaba onun hakkında ne düşünüyordu? Kenma gibi insanları okuyamıyordu.

"Okyanusu geçmek hakkında söylediklerin... Farkettim de yorumumu hiç belli etmedim. Bilmeni isterim ki benim için sorun yok. Git ve geliş. Geldiğinde oyununla beni tekrar kendine hayran bırak."

Alluriana dönen sandalyeyi erkek arkadaşına doğru döndürdü. Kuroo hemen karşısında bir minderin üzerinde uzanıyordu. Rahat takılmayı seviyorlardı genelde. Bir ev sakini girse garip bir ortam olabilirdi tabii...

Siyah saçlı kaptanı inceledi beyaz saçlı olan. Ciddi konuştuğu zamanlarda olduğu gibi görünüyordu. Diğerlerinin tabiri ile "çok havalı" görünüyordu. Alluriana "havalı" tabiri yerine "yakışıklı" tabirini kullanırdı.

"Tetsurou teşekkür ederim. Senin benim arkamda olman bile üstümdeki korkuyu azaltıyor."

Kuroo sırıttı. Alluriana'nın korktuğunu itiraf etmesi sık yaşanmazdı. Alluriana oturduğu sandalyenin ayaklarını, ayakları ile yakaladı. Tekerlekli olmasından faydalanarak sandalyeyi kendine doğru çekti.

Alluriana çalışmasını engelleyen siyah saçlıya ters bakışlar attı. Bu taktikleri ezberlemesi gerekiyordu. Tabii bu düşüncesi Kuroo onu bileğinden yakalayıp yanına çekeseye kadar sürdü.

Kuroo, Alluriana'yı çok iyi tanıyordu. Tüm gece uyumayıp kağıtta yazan taktiklerle çalışacaktı. Dahası gidip bir sürü maç videosu izleyecekti. Kuroo ise bunlardan onu biraz uzak tutmak istiyordu. "Tetsurou senin çalışman gerekmiyor mu? Bırak beni bende çalışayım."

Kuroo sırıtarak Alluriana'nın bedenini hem bacakları hem de kolları ile sardı. "Ben işlerimden kaçıyorum. Bunu da senin sayende yapabiliyorum. Bırak biraz böyle kalalım. Fukurōdani Grup'un yaz kampından sonra başımızı kaşıyacak zamanımız olmayacak."

Megumi ablasının odasından gelen düşme sesini umursamadı. Büyük ihtimalle ablası ve Kuroo yine boğuşuyorlardı. Büyüdükçe küçülenlerdendiler. Önündeki çizime geri döndü. Yeni bir şeyler deniyordu. Sessizlikte yapmayı tercih ederdi...

"Kuro'dan duydum. Alluriana mezuniyet sonrası Japonya'dan ayrılıyormuş."

Megumi odadaki varlığını unuttuğu arkadaşına baktı. Arkadaş demek bile acıtıyordu. Kalemin arkası ile alnını ovdu. Ablasının gideceği haberi çok çabuk yayılmıştı. Miku yine tutamıştı kendini.

"Evet, ayrılıyor. Onu uzun bir süre göremeyeceğim. Kuroo bu konuda bir şey dedi mi?"

Kenma birkaç saniye ses çıkarmadan Megumi'ye baktı. Ayaklarını oynattığına yemin edebilirdi Megumi. "Göstermese bile endişeli. Alluriana'nın orada iyi olup olmayacağını bilmiyor. Ayrıca Kuroo, Alluriana yanındayken daha mutlu. Alluriana'ya sarılmadan bir gün geçirip geçiremeyeceği hakkında şüphelerim var."

Megumi alay etmek için gülmedi. Komiğine gitmişti. Birkaç dakika boyunca odada sadece siyah saçlı kızın kahkahası duyuldu. "Ablam ile tanışmadan önce de yaşıyordu. Bence sorun olmaz. Birbirlerini seviyorlar ve bence çok yakışıyorlar. Eminim onlar için bu ayrılık çok çabuk geçecek olan bir tatil gibi olacak." Megumi sözlerinin sonuna "umarım" eklemek istedi ama kendisi son anda susturdu.

Nekomata'nın Torunları {Haikyuu!}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin