:))
Gözlerim şaşkınlıkla kocaman açılmıştı ve ne yapacağımı bilmiyordum. İçimden bir anlığına karşılık vermek geçtiyse de bu düşünceden hemen vazgeçtim. Onu sertçe ittiğimde dürtüsel olarak ona tokat atmıştım. O ise ne olduğunu şaşırmış şekilde bana bakıyordu.
Ben ise yüzüne bir süre sinirle baktıktan sonra ona doğru tehditkar bir şekilde fısıldadım:
- Benden uzak dur Malfoy!
Oradan hızla uzaklaştım fakat köşeyi dönerken arkamı döndüğümde Malfoy'un yanağına elini koymuş ve dalgınca etrafa baktığını gördüm. Daha önce böyle bir şey yaşamadığı belli oluyordu.
Diğer kızların ona karşılık verdiğine emindim ama ben onlardan biri değildim.
***
Malfoy'dan hızla uzaklaştıktan sonra kütüphaneye kitabımı iade etmiştim. Hogsmeade'e gitmek için buluşma noktamız olan Ortak Salon'a doğru ilerliyordum. Sonunda vardığımda Harry'nin bana sarılıp:
- Bir an hiç gelmeyeceksin sandım.
Demesi beni güldürmüştü.
***
- Ve sonra tavuğumu onun elinden aldım. Ama annemin tavukları-
Ron bize Ilvermorny'de okuyan arkadaşıyla yazın yaşadıklarını anlatıyordu. Fakat hiçbirimiz onu ciddiye alamıyorduk çünkü kaymak birası köpüğünden bir bıyığı vardı. Herkes buna gülerken Ron anlatmaya devam ediyordu ve herkes onun tavuk butlarından bahsederkenki ciddiyetine kahkaha atıyordu.
Ron bu kadar kahkahayı garipsemiş olacak ki bize tuhaf tuhaf bakmaya başladı. Harry açıklamak amacıyla konuşmaya çalışırken gülmekten nefes alamamış ve kıpkırmızı bir suratla Ron'un dudağının üstünü gösterip:
- B-bıyık... Kaymak bira-
Daha fazla konuşamadı fakat Ron zaten anlamıştı. Ağzını sildiğinde etrafa bakıp şapşal şapşal gülmüştü ki bu bizim daha çok kahkaha atmamıza sebep olmuştu.
***
Hogsmeade'den dönerken kafama bir ağrı girmişti. Harry'lere söylememiştim, onları endişelendirmek istemezdim. Kafamda biri benimle konuşuyordu sanki. Çok uzaktan geliyordu bu sesler. Çok boğuk, çok soğuktu.
Bir kadın sesiydi bu. Gözümün önünde görüntüler belirmeye başladı. Yaşlı kadın, adeta benden yardım istiyordu. Yalvarıyor ve ağlıyordu:
- Bırakın onu! Lütfen... Beni alın, ona bir şey yapmayın lütfen!
Sonrasında ise kendi sesimi duydum. Buz gibi bir ses tonuyla:
- Çocuğu alın.
Kadın ise daha çok ağlamaya başlamıştı:
- Zack! Hayır!
Kadın ağlamaktan çatlamış sesiyle çocuğun arkasından bağırıyordu. Tekrar kendi sesimi duydum kararlı ve soğuk bir sesle fısıldadım:
- Avada Kedavra
Kadın sessiz bir çığlık ile benliğini kaybedip yere düşerken oda sessizliğe bürünmüştü. Bir süre yerde yatan bedende gözümü gezdirdikten sonra sessizliği yararak konuştum:
- Gidelim.
Tekrardan kendime geldiğimde herkesin etrafımda toplanmış olduğunu gördüm. Harry en önde elimi tutarken bana endişeli gözlerle bakıyordu. Yavaşça ayağa kalkmaya çalıştığımda bana yardım ettiler. Harry bana yaklaşıp sordu:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Contradiction // Dramione
FanfictionYa o beni aydınlığına sürükleyecekti, ya da ben onu karanlığımda boğacaktım. Fakat biliyordum ki, günün sonunda yine onun mavi gözlerinde kaybolacak, her şeyi unutacaktım.