:))
Ginny'nin beni iteklemesine karşın gözlerimi devirdim ve ona dönüp konuştum:
- Kendim yürüyebilirim Ginny.
O ise bu dediğimi umursamadan beni yine itmiş ve alaycı ses tonuyla konuşmuştu:
- Evet ama en erken yarına orada oluruz. Ayrıca beni vazgeçiremezsin, kararlıyım o elbise alınacak.
Oflayarak adımlarımı hızlandırdım ve dönüp Ginny'e baktığımda gördüğüm zafer gülümsemesi ile beraber gözlerimi devirdim. Havanın güzelliğine ayak uyduran ağaçların serin gölgelerinin altından yürümeye devam ederken bizimle beraber Hogsmeade'e doğru ilerleyen öğrencilerde gözlerimi gezdirdim.
Büyücü köyünün minik evlerinin çatıları ağaçların arasından görülmeye başlandığında, yol ayrımına varmıştık. Tabelada yazan yerlerin hepsi bilindik, fakat gitmek istediğimiz yer bir tanesi iken, Hogsmeade tabelasını takip ederek sola döndük. Minik ama huzurlu patikada ilerlerken kulağımıza capcanlı köyün içinden yükselen sesler de ulaşmaya başlamıştı. Sonunda köyün içine girdiğimizde dar yoldan ilerleyerek tam zıttı olan geniş ve ferah meydana ulaşmıştık.
Meydanın tam ortasında duran çeşmenin kuşları cıvıltısını kıskanan sesi yanından geçenleri gülümsetirken, yaz ayının vermiş olduğu neşe herkesin gözlerinin içini parlatmıştı. Yavaşça dükkanların içinden geçerken aklıma anılar doluşuyordu.
Bu köydeki en rövanşta olan yerlerin başını çeken Üç Süpürge, yine öğrenciler tarafından akın edilmiş ve gülücükler ile donatılmıştı. 3. Sınıfta burada ilk Kaymak Biramı içtiğim günü hatırladığımda yüzümdeki gülümsemeyi engelleyememiştim.
Üç Süpürge'yi arkamızda bırakıp ilerlemeye devam ederken gördüğüm mekan gözlerimi devirmeme sebep olmuştu: Madam Puddifoot'un Çay Dükkanı.. Yine vıcık vıcık çiftlerle dolup taşmış ve tavanından kalpli süsler sarkan çay dükkanının duvarları, Madam Puddifoot'un ince ve cırtlak sesinin dışarı çıkmasını engelleyememişti.
Gözüm diğer tarafa dönerken gördüğüm Balyumruk ile gözlerim ışıldadı. Çocukluğumdan beri en sevdiğim şekerlerin satıldığı bu dükkan zamanla açık arayla en sevdiğim dükkan haline gelmişti. Ginny'i oraya gitmek için ne kadar ikna etmeye çalıştıysam da yolundan sapmamış ve hızla ilerlemeye devam etmişti. Balyumruk'tan ne kadar uzaklaşmış olsak da gözümü dükkandan alamıyor, içerideki şekerlerin tadına varan öğrencilere kıskançlıkla bakıyorken Ginny bu bakışlarıma karşın kahkaha atmıştı. Ben de kıkırdadım ve önüme döndüm.
Fred ve George'un bir numaralı müşterisi olduğu Zonko'nun Şaka Dükkanı'nın önünden geçerken içerden gelen öğrenci sesleri ve denenen yeni şakaların gürültüsü kulağıma ulaştığında gözümü devirmeme engel olamadım.
Fakat önümüzde açılan kapıdan dışarıya çıkan müthiş parşömen kokusu beni mest ederken burasının neresi olduğunu çok iyi biliyordum: Tomes ve Scrolls.. Burası Hogsmeade'in açık ara en iyi kitapçısıydı. Dükkanın sahipleri olan Bayan Tome ve Bay Scroll ile hep çok iyi anlaşırdık. Onlar da benim kitap sevgimin farkında, her geldiğimde bana ilgimi çekebilecek bir kitap gösterirlerdi. Camın arkasından bana sevinçle el sallayan Bayan Tome'a gülümsedim ve ben de el salladım. Fakat Ginny'nin beni çekiştirmesiyle oflayarak onu takip etmeye devam etmek zorunda kalmıştım.
Meydanın arkalarında kalan, gözden ırak Domuz Kafası tüm bu harekete rağmen hiç canlılık göstermeyerek Hogsmeade'in en tekinsiz mekanı olduğunu adeta kanıtlıyordu. Ginny'nin beni iteklemesi sona erip de bir dükkandan içeri girdiğimizde kendimi büyülenmiş hissediyordum. Envai çeşit elbise, ayakkabı ve çeşitli kozmetiklerle dolu bu dükkan balo nedeniyle dolup taşmıştı. Bu dükkan neresi miydi? Gladrags Büyücü Giysileri.. Her yıl balo kıyafetlerimizi aldığımız ve Ginny'nin içindeki her bir parçayı ezbere bildiği bu dükkan şu anda bir kaos halindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Contradiction // Dramione
FanfictionYa o beni aydınlığına sürükleyecekti, ya da ben onu karanlığımda boğacaktım. Fakat biliyordum ki, günün sonunda yine onun mavi gözlerinde kaybolacak, her şeyi unutacaktım.