The Ma'am

139 15 5
                                    

:))

SE-LAM-LAR!

Yine yepyeni bir bölüm ile karşınızdayım! 

BÖLÜM SONUNDAKİ AÇIKLAMAYI OKUMAYI UNUTMAYIN!

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum haberiniz olsun!

O zaman ne diyoruuuz?

İyi okumalar!

---------------------


 Olayların sarhoşuydum.

Konuşmamız zihnimde yankılanıyor beni içine hapsediyordu.

Ne zaman oluşmuştu onunla kurduğumuz bu yakınlık? Ne zaman içine çekilmiştim onun? Ne zaman kendimi bu kadar kaptırmıştım ona?

Gözlerim çadırın kumaşına odaklı öylece yatarken, hızla dikildim ayağa. Hemen yanımda oturmuş, bana dik dik bakan üç çift göz kendimi toparlamam konusunda büyük rol oynamıştı.

Ancak bakışlarım, bu üç gözden tek birine odaklanmıştı.

Zümrüt yeşili gözleriyle beni baştan aşağı süzmekte olan sağ kalan çocuk, bana gözlerinden başka bir şey daha bahşetmişti o an.

Yara izi.

Zihnim hızla çalışır olanları yorumlamaya çalışırken, gözlerimi o izden çekemiyordum. Her şey zihnimde yavaş yavaş oturmaya başlamıştı. Gelmiş geçmiş en bilge büyücünün elindeki karaltı, Snape ile kurulan yakınlıkları, Tom Marvolo Riddle'ın günlüğü, Sırlar Odasının açılışı, Basilisk dişi ve daha nicesi...

"Ah, bu mu? Sadece önemsiz bir yara Miss Granger"

"Komik... Aptal küçük bir kızın eline geçen, aptal küçük bir günlük, nelere sebep olabiliyor."

"Hala yaşıyor, ama şimdilik..."

"Sen bir hayalet misin?"

"50 yıldır, bir günlükte saklanan bir anıyım."

"Bu yüzden ardımda bir günce bıraktım. 16 yaşımdaki halimi sayfalara yazacak, böylece bir gün Salazar Slytherin'in asil görevini başka birinin tamamlamasına olanak sağlayacaktım."

"Peki günlüğe ne oldu Harry?"

"Bilmiyorum, ben... Bilmiyorum."

"Dumbledore, bu çok güçlü bir lanet. Elimden geleni yapacağım fakat..."

"Bunca zaman sonra mı?"

"Her zaman."

Hayır, olmazdı. Dumbledore, kendisinin öldürülmesine öylece izin vermezdi. Draco'dan ve onun görevinden haberi vardı. En başından beri biliyordu. Ama onu durdurmadı. Bunu denemedi bile. 

Çünkü, kaybedecek hiçbir şeyi yoktu.

Çünkü, zaten öleceğini biliyordu...

Artık her şey yerine oturuyordu. Elindeki, o önemsiz olduğunu savunduğu karaltı; bir lanetti. Aylarca ortadan kaybolduktan sonra, elindeki bu lanetin ise tek bir anlamı vardı. 

Dumbledore aylarca sebepsizce çekip gitmemişti. 

Dumbledore, savunduğu ve bize savunmamızı miras bıraktığı değerler için gitmişti; bir plan için. 

Contradiction // DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin