Never

105 11 4
                                    

:)

HOŞGELDİNİZZZZ! 

Evet sorumsuz yazarınız sonunda bölüm atmayı başardı.

Her neyse çok uzatmıyorum ve sizi bölümle yalnız bırakıyorum.

İyi okumalar!

--------------------


Üç farklı kişinin kılığında üç farklı kişi, Sihir Bakanalığı'nın koridorlarında hızla ilerliyorduk. 

Ah, neden mi? 

Orası biraz ilginç işte.

Uzunca süren araştırmalarımız, Kreacher ile paylaştığımız konuşma ve gözümüze gazete yapraklarının arasında boynundaki tanıdık madalyonla çarpan Umbridge'ı gördükten sonra Mundungus'un karargahtan kaçtıktan sonra yediği haltlar ortaya çıkmıştı.

Bu yüzden biz, illegal olmasına rağmen, Çok Özlü İksir ile gözümüze kestirdiğimiz üç bakanlık çalışanının kılığına girerek madalyona ulaşmaya çalışıyorduk.

"Merlin adına! Peter! N'apıyorsun burada? Mahkemede olman gerekmiyor mu?" dedi gözlüklü bir büyücü hızla Ron'a doğru ilerleyip.

"Ah, neyden bahsediyorsun..." Ron sesini olabildiğince değiştirip en kalın sesiyle bu cümleleri kurarken, birden cümlenin sonunu getiremediğini farkettim. Bana gönderdiği dilenen bakışlarını gördüğümde adamın adı hakkında en ufak bir fikre sahip olmadığını anlamıştım. 

Kaşımla adamın yaka kartını işaret ettiğimde Ron da rahat bir nefes almıştı.

"...Micheal?" dedi Ron büyük bir yükten kurtulmuş gibi.

"Eşinin mahkemesinden söz ediyorum tabi ki!" dedi adam Ron'a şüpheyle bakarken.

"Ah, evet! T-Tabi ya! Mahkeme. Nasıl da aklımdan uçup gitmiş!" dedi Ron bize ne yapacağını soran bakışlarını gönderirken. 

"Olsun! Duruşma henüz başlamadı. Hala yetişebilirsin! Hadi gel." adam hızla Ron'un kolunu kavrayıp onu arkasından sürüklemeye başladı. Ron bizden mimikleriyle yardım istemeye çalışsa da bizim tek yaptığımız şey onun kızarmış suratına bakıp kıkırdamak olmuştu.

"Hadi, hızlı olmalıyız." diyen Harry'e hak verdim ve adımlarımı hızlandırdım. Ofislerin aralarından sıyrılırken, doğru bölümü bulmaya çalışıyorduk. 

Hızlı ve dikkatsiz adımlarımız sonucu yediğimiz birkaç omuz ve hakaretten sonra kendimizi o kapının önünde bulmuştuk.

Dolores Umbridge...

Harry'e döndüm ve omzunu patpatladım. Birkaç saniye daha onunla göz temasını koruduktan sonra, kafasını sallamasıyla gülümsedim ve onu hafifçe itekleyerek kapıya yönlendirdim. 

Harry kapıyı tıklatır ve içeriden girebileceğine dair onay aldığı gibi içeri girerken, kapıyı hafifçe açık bırakmıştı.

İçeriden gelen konuşmalar kesik kesik olsa da, olayların nasıl geliştiğini anlayabilecek kadar duyuyordum.

"Ah, hoşgeldin Richard!" dedi o ses.

"Merhaba Umbridge."

"Umbridge mi? Neler oluyor Richard? Bana dargın mısın yoksa?" kapının aralık kısmından gördüklerimle gözlerim ardında kadar açıldı. Umbridge, Harry'e yaklaşmış ve kollarını onun boynuna dolayıp yüzünü ona olabildiğince yaklaştırmıştı.

Contradiction // DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin