Alparslan telefonu kapatır kapatmaz arabasına koştu. Eve vardığında etraf polislerce kuşatılmış olay yeri inceleme gelmişti. Arabadan inip eve koştu.
"küçüğüm " sesindeki endişe yüzündeki o korkmuş ifade bariz belliydi. Polislerden biri hemen ona doğru koşarak "içeri giremezsiniz inceleme yapılıp parmak izi alınıyor. Lütfen içeriden savcının çıkmasını bekleyin ".
Alparslan başını iki yana salladı "karım içerideydi. O içerideyken kurşunlanmış ev onu görmem lazım engel olmayın bana".
Polis memuru tam lafa atlayacakken "Alparslan" diye koşarak onlara gelen Ömer gözüktü yoğun kalabalığın ortasında.
Alparslan memurun koluna dokunup Ömer 'e koştu.
"Ömer! Lavinya nerede? İyi mi? Kötü bir şeyi yok değil mi". Alparslan ona cevap vermeyen Ömer karşısında daha da sinirlenmişti. Kollarından tutarak sarstı "cevap versene lan karım nerde? İyi mi?".
"iyi. Sadece kolunda sıyrık var başka bir şeyi yok ambulansta gel".
Alparslan hemen Ömer 'in peşine düştü...
İnsanları çarpa çarpa aştıktan sonra ambulansta sedyenin üzerinde oturan Lavinya yı gördü. Koşarak ambulansa vardı. Lavinya, Alparslan,' ı görünce direk ona sarılıp ağlamaya başladı. "be.. Ben çok korktum. Bebeğimize bişey olacak diye çok korktum.".
Alparslanından gözlerinden yaşlar akıyordu.
Lavinya nın sırtını sıvazlarken "şişş geçti her şey.. Sizi daha gözümün önünden ayırmam".
Lavinya başını sallarken Alparslan'ın omzunda uyuya kalmıştı...
Lavinya gözlerini açtığında beyaz tavanla karşılaştı. Mırıldanarak su istedi.
Alparslan hızla yerinden kalktı "küçüğüm bir yerin mi ağrıyor?".
Lavinya başını hayır anlamında salladı "su istiyorum sadece ". Alparslan hemen yanındaki can sürahiden aldığı bardağa su koyup Lavinya nın yanına gitti.. Başını hafif kaldırıp suyu içirdi.
"daha iyi misin?". Lavinya, Alparslan 'ın endişeli sesi ile sorduğu sorunun cevabını bilmiyordu. İyi miydi? O evden sağ çıkmıştı bebeğiyle. Ya sağ çıkamasaydı. Kendi önemli değildi ama Lavinya nın düşünmesi gereken bir bebeği vardı.
Alparslan' ın onu incelediğini ondan bir cevap beklediğini gördü. "iyiyim merak etme sadece korktum ve kendimi yere atarken kolumu masa sıyırdı. Başka bir şeyim yok".
Alparslan anladım dercesine başını salladı. İçinden intikam yeminleri içiyordu. Bu çocuğuna ve sevdiğine yapılanlar misliyle karşılık bulacaktı kim olursa olsun....
Hastaneden çıktığımızda Alparslan beni kendi belirleyeceği bir evde yaşamama izin vereceğini söyledi. Şuan çok yorgun olduğumdan daha iyi vaktimde bunun olamayacağını ona söyleyecektim. Ama şuan değil. Alparslan ile tartışmaya ne halim ne mecalim vardı.
Araba durduğunda kemerimi söküp indim. Etrafa bakarken birden kendimi yine yeniden havalanırken buldum. Evet doğru tahmin Alparslan kucağına almıştı.
Sinirli sinirli "Alparslan ne yapıyorsun? İndirir misin beni? Yanlış anlayacak görenler".
Akparslan omuzlarını silkip "hiçbiri sikimde değil anlıyor musun? Ne dediklerini takmıyorum sende takma"
"yalnız o öyle olmuyor Alparslan bey!". Hala kucağından inmeye çalışıyordum.
Asansörü çağırmıştı bu arada Alparslan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amcamın Emaneti
ChickLitKaradenizin hırçınlığına inat sakin kimsesiz Lavinia. O ölüm çiçeği... Babası son zamanlarını yaşarken kızını aç kurtlar içinde güvendiği tek kişiye emanet edebilirdi. Alparslan Hancıoğlu.. Yiğenine... Lavinia abim dediği kuzeniyle kendini nikah mas...