Sabah erkenden kapımın tıklatılmasına uyandım. Bugün fındık başlıyordu. Konakta hummalı bir telaş vardı. Hemen kalkıp yatağımı düzenledim. Alparslan erken gitmişti yanımdan. Böylesi daha iyi olmuştu. Yengemlerin diline düşmek isteyeceğim en son şey olabilirdi. Düşüncelerimle yatağımı toplayıp hemen üstüme günlük kıyafetlerimi giydim ve odadan çıktım.
Hemen mutfağa gittim.
"Lavinya gel şu kuymağı sen yap güzel yaparsın".
Yengemin ricası ile hemen malzemeleri aldım ve işe koyuldum.
Kızlar hızlı hızlı sofrayı koyarken bende kuymağı bitirdim. Ocağın altını söndürüp el bezleri ile tavanın iki yanından tutup masaya götürmek için mutfaktan çıktım.
"küçüğüm nereye?"
Karşımda Alparslan 'ı görmemle durdum.
"yengem kuymak yapmamı istedi masaya koyacam"
"ver bana yine başın dönecek. Hem sen niye iş yapıyorsun ya ben uyarmadım mı onları?"
"ya bana hasta muammelesi yapmasana. Gayet iyiyim ben."
"olsun küçüğüm sen yine de bana ver." diyip kuymak tavasını elimden aldı.
Oflayarak mutfağa girdiğimde herkes kahvaltıya oturmuştu. Bende hemen Fadime 'nin yanına çömeldim.
Herkes hızlı hızlı kahvaltı yaparken bende onlara ayak uydurdum.
Herkes yedikten sonra kalkarken yengem bana bakarak "Lavinya sen evde dur yemek yap kızlar siz fındıklığa hayde" diyip fındıklığa doğru yola çıktılar.
Bende sofraları toplamaya başladım.
Ev işlerini yapmaya koyuldum. Ortalığı temizledim çamaşır makinesini çalıştırdım ve öğle yemeği yapmaya koyuldum. Kapının zili çalmasıyla karıştırmakta olduğum yemeğin altını kısıp kapıyı açmak için mutfaktan çıktım.
Alparslan kendimi yormuyorum diye defalarca de....
Gördüğüm kişiyle gözlerim kocaman açıldı. Hemen kapıyı kapatmaya çalışırken ayağını kapıya koydu ve kapanmamasını sağladı.
"lütfen git burdan yenge"
Kocaman kulakları sağır edecek bir kahkaha attı.
"gitmek mi? Seni küçük sıçan ailemi çaldın benden gebertecem seni" bana doğru atılırken çığlık atarak geriye kaçtım.
"seni ellerimle boğacam. İlk oğlumu aldın benden sonra kendini acındırdın kocamı aldın. Ama bugün bu iş bitecek senden kurtulacam anladın mı beni?"
Geri geri giderken ellerimle yaklaşma bana yapıyordum.
"bak be-benim Ka-karnımda senin torunun var onu düşün lütfen"
Gözleri karnıma inerken hiçbir merhamet kırıntısı görememiştim.
"keşke o karnındaki şey başkasının karnında olsaydı. O zaman kabul edebilirdim. Sen hariç herkes kabulümdü ama salak oğlum inadıma gitti seni aldı. Aldığı yetmezmiş gibi koynuna soktu bir de üstüne çocuk peydahladı"
Ağlamam artarken dibime gelmişti. Arkamda duran bibloyu ellerimle sıkı sıkı tutarken bana yaklaşmasıyla kafasına indirmiştim.
Gözlerimi sıkıca kapayıp ellerimi karnıma sardım ve bana gelecek olan darbeyi bekledim. Bir darbe gelmeyince gözlerimi açtığımda gördüğüm şeyle çığlık atıp geriye kaçtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amcamın Emaneti
ChickLitKaradenizin hırçınlığına inat sakin kimsesiz Lavinia. O ölüm çiçeği... Babası son zamanlarını yaşarken kızını aç kurtlar içinde güvendiği tek kişiye emanet edebilirdi. Alparslan Hancıoğlu.. Yiğenine... Lavinia abim dediği kuzeniyle kendini nikah mas...