Şimdi Güney Avustralya ya varmıştım. Oldukça kalabalık bir ekiptik herkes heyecanlıydı. Tabii bende. İlk başta olduğum yeri gözlemliyordum. Evli çiftler bile vardı sanırım balayı için fazla idealıydı burası. Ee haliyle maceraperestler de yerinde duramıyordu benim gibi. Çantamdan hızla kameramı çıkarmıştım herşey için hazır olmam gerekiyordu.
Elimde ki biletimi göstermiştim görevliye ve şimdi hepimiz teker teker biniyorduk büyük geminin içine. Kaptan bize bir kaç kuralardan bahsetiyordu. Hepimiz can kulayla dinliyorduk . Birazdan dalış yapacaklardı botun yanın da bağlı olan dalış kafesin de. Ben sadece gözlemleyecektim olduğum yerde böyle atraksiyonlara gerek yoktu şimdilik.
Aklımda ki bilgileri yoklamıştım. Büyük beyaz köpekbalığı, şu anda okyanuslarda yaşayan en büyük yırtıcılardan biridir. Sırt kısmı bazen göbeğin beyazlığı ile kontrast oluşturan koyu gri bir renge sahiptir. Vücut masif ve iğ şeklindedir. Namlu uzamış ve koniktir ve çeneler, jilet bıçakları gibi keskin olan dört ila altı sıra üçgen ve çentikli diş ile donatılmıştır. Yanlış şekilli pektoral yüzgeçler güçlü bir şekilde gelişmiştir ve dorsal yüzgeç, anal yüzgeç ile aynı boyuttadır. Gözleri iri ve siyahtır. İşitme ve koku alma duyusu çok gelişmiştir ve yakınlığı dışında mükemmel görüşü.
Şimdi okyanusun ortasındaydık ve beyaz köpekbalıkları gözüküyordu hızla kameramla çekiyordum.
" Robert bak orda" Heyecanlı konuşan sarışın kadına bakıyordum.
" Gördüm Emily" Adam ilgisiz bakıyordu kadına dikkatimi çekmişti nedense. Daha sonra bize yaklaşan beyaz köpekbalığına bakıyordum hayran gözlerle. Biraz yaklaşmak istemiştim ve o sırada biri kolumu tutmuştu.
" Dikkatli olun bayan düşe bilirsiniz" Okyanus gözlü adam ifadesiz bakıyordu bana. Aksanı vardı yabancı olmadığı her halinde beliydi. Sanırım Türk'tü duruşu sert ve bir o kadar da heybetli duruyordu.
" Siz Türk müsünüz?" İngilizce sorduğum soruya varla yok arası tebessüm etmişti.
" Evet Türküm" daha sonra gitmişti çok değişik biriydi.
O anda gemi sağlanıyordu hepimiz panik içinde bakıyorduk birbirimize. Dev dalgalar çıkmıştı. Herkes panik içinde bağırıyordu. Su geçirmez özel kameramı kapatmıştım ve vakit kaybetmeden fermuarlı cebime sokmuştum. Ve hızlıca çekmiştim fermuarını.
" Sakin olun lütfen panik yapmayın. Eğer ki suya düşsek bile kıpırdamayın sakın ve grup içinden ayrılmayın." Korku içinde kalanları sakinleştirmeye çalışıyordum. Herkese yetecek kadar can simidi vardı. Sükunetimi korumam gerekiyordu. Kalabalık gruba saldırmıyordu genelikte.
Kahretsin kefesin altından kalanlar beyaz köpekbalıklarına yem olacaktı eğer gemi batarsa! Çünkü onlar en savunmasızdı ve korkarım ki sinirlendirmişte olabilirdi beyaz köpekbalıklarını.
Tartışma sesiyle düşündüklerime ara vermiştim.
" Hepsi senin yüzünden Emily eğer buraya gelmeyi tutulmasaydın şimdi beyaz köpekbalıklarına yem olmayacaktık!"
" Robert saçmalama ben mi dedim gemi batsın diye!" Harıl harıl birbiriyle tartışıyorlardı. Tam yanlarına müdahelede bulunacağım sırada, bir beyaz köpekbalığı hızla çıkmıştı yerinden ve saldırmıştı. Kıyıya yakın duruyorlardı ve oldukça dikkatlerini üzerinde toplamışlardı. Üstelik kanlar fışkıracak bir şekilde saldırmıştı ikisine de. Dehşet bir görüntüydü. Herşey hızla olmuştu ve idrak etmeye vakit bile yoktu.
Üstüme baktığımda kan yoktu ama diğerlerinde vardı ve şimdi kan kokusunu almışlardı kahretsin ! Herkes panik içinde bağırıyordu yine!
Kimse beni dinlemiyordu herkes ayrı bir yerlere gitmeye çalışıyordu ve o sırada gemi devrilmişti.
Kahretsin!
⏳⌛️
Yeni kurgum yakında sizlerle yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkına Düşman
ActionBeyaz köpek balıkları görmek için o kadar yol katederken hiç beklenmedik anda bindikleri gemi dev dalgaların arasında batmıştı. Çok sayıda kişi ölüp giderken Arslan Aslıhan'ın elini tutmuştu ve o eller başka bir maceraya açmıştı kapıyı. İzinsiz başk...