BÖLÜM 15

2.8K 127 158
                                    

Melih, Kerem ve Ege'yi alıp kantine getirirken ortamda sadece ikimizin kalmasına sevinmiştim. Ta ki yanımıza birileri gelene kadar.

Sarı saçları olan bir erkek çocuk ve sevgilisi olduğunu tahmin ettiğim bir kız gelmişti. Her gün değişik tipler görüyordum, yüzleri tanıdık olsa da isimlerini aklımda tutamıyordum.

Sarışın çocuk, Kutay'a selam verirken sevgilisi bana bakıp gülümsedi. Ben de mecburi gülümsedim. Adının Tuncay olduğunu öğrendiğim çocuk Kutay ile ayaküstü sohbete başlayınca gerilmeye başladım.

Kız sürekli benle konuşmaya çalışıyordu, benim derdim Kutay idi. Kutay'a dik dik bakınca Kutay kaşlarını çattı ve sohbete devam etti. Sinir krizi geçirmemek için kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.

Hep böyle oluyordu, onunla rahatca baş başa kalamıyorduk ve Ege'nin bu konuda haklı olması çileden çıkmama neden oluyordu.

Zil çaldığında nihayet gidebildiler, Kutay gülümsedi. "Bir sonraki teneffüs dışarıdaki banklardan birine oturup konuşalım, olur mu?" Gidecekken kolundan tuttum. "Olmaz."

Şaşkınca bana bakarken kaşlarımı çattım. "Şimdi konuşacağız."

"Ama ders var?" Kahkaha attım. "Sen derslerini umursar mıydın ya?"

Kaşlarını çattı. "Ne saçmalıyorsun?" Etrafımızdaki insanlara aldırmadan kolundan tutup kalorife getirdim. İçeri girenler arasında Baran da vardı ama yanındaki kızla konuşuyordu, bize hiç bakmadı.

Kutay'a döndüm. "Seninle konuşmak istiyordum, bir süredir."

"Ne hakkında?"

"İlişkimiz hakkında." Tek kaşı kalktı. Derin nefes alıp konuşmaya devam ettim.

"Kutay farkındaysan sana hep ulaşmaya çalışıyorum. İlişkimize herkes karışıyor. Hiç baş başa kalamadık, seninle konuşmak istesem bile birileri oluyor. Ben bundan yoruldum."

"Benimle sevgili olurken bunun olacağını zaten biliyordun Sude."

Kollarımı göğsümde topladım. "Bu kadar olacağını bilmiyordum."

"Mertten ayrılıp peşimden koşan sensin ve şimdi bundan şikayet mi ediyorsun?" Şaşkınca ona baktım.

"Ne?" Ona kızgınca baktım.

"Baran'ı, Mert için bıraktığını biliyorum."

"Kes sesini, kimse bu konu hakkında bir şey bilmiyor."

"Bu durumda Baran'ı aldatmış oluyorsun, buna rağmen seni seviyorum." Ellerimi dudağına getirdim. "Kes sesini!"

Arkadan gelen seslerle arkamı döndüm. 11-B sınıfı beden eğitimi dersine çıkıyordu, Baran dediklerimi duymuş muydu? Bir sürü öğrenci arasından onu buldum, surat ifadesinde gram mimik yoktu. Önündeki telefonla uğraşıyordu. Kutay'a döndüm.

"Konumuz bu değil, konumuz ilişkimize herkesin karışması!"

"Sude farkındaysan okulun gözde çiftiyiz, bunun olması normal. Sen de bunu istemiyor muydun zaten?"

"Kutay bu kadar ayrı kalacağımızı nereden bilebilirim?"

"Tamam bu konuya dikkat edeceğim, oldu mu?"

Kafamı iki yana salladım. "Olmadı, resmen trip atar gibi dedin!"

"Sude konuyu uzatıyorsun."

"Çünkü bu ciddi bir sorun."

"Ara mı verelim o zaman? Ne istiyorsun?" Şiddetle karşı çıktım.

"Hayır, saçmalama." Ofladı. "Sude tamam dedim, derdin ne o zaman?"

"Sevgini hissettirmen."  Kaşlarını çatarak bana baktı.

"Hissettiriyorum zaten." Ona sarıldım. "Daha fazla hissettir." O da bana sarıldı.

Kutay ile biraz daha konuştuğumuzda anlaşabilmiştik. Bu konuda daha hassas olacağına söz vermişti. Tam sınıflarımıza doğru ilerleyecektik ki müdürün merdivenlerden indiğini gördük. Kutay bana tuvaletleri işaret etti, kızlar tuvaletine girdiğimde Kutay koridorda duruyordu. Müdürün sesi yankılandığında titredim. "Kutay!"

Kutay müdüre yaklaştı. "Efendim hocam."

Müdürün sinirden kıpkırmızı olduğunu fark ettiğimde korkum arttı. "Hâlâ utanmadan yüzüme bakıyorsun demek!"

Kutay kaşlarını çattı. "Sorun ne hocam?"

Müdür bağırdı. "İt herif, sorun sensin."

Kutay'ın da sinirlendiğini fark ettiğimde kapıya biraz daha dayandım, boyum uzun olduğu için üstten onları görebiliyordum, tabi biraz parmak uçlarımdaydım ama olsun.

Müdür Kutay'a yaklaştı. "Kendinden küçüklere okulda sigara mı veriyorsun it? Erkekler tuvaletinde sigara satıyormuşsun!"

Ellerimi ağzıma götürdüm. "Ayrıca derse de girmemişsin, hergele seni! Doğru disipline gidiyorsun, doğru!" Eliyle üst katı işaret edince yutkundum, gözlerim dolmuştu.

Kutay tek kelime etmeden merdivenlerden yukarı çıkarken yüzüme su çarpmaya başladım, ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

Telefonumu elime aldım, bugün herkes üzerime üzerime geliyordu.

Sude: senden nefret ediyorum!

Tüm ders boyunca burada duracaktım, umurumda değildi. On beş dakika sonra yanıt geldi.

Anonim: ?

Sude: Kutay'ı sen şikayet ettin.

Sude: ilişkimizi kıskanıyorsun, pislik!

Sude: senin yüzünden bir şey olursa ona, seni bulduğum gibi tüm okula yayacağım rezil edeceğim seni!

Anonim: Kutay'a ne oldu?

Sude: kes ya kes! Biliyorsun sen, sen şikayet ettin onu. Senin yüzünden disipline gidiyor

Anonim: Kutay ne halt ettiyse umurumda bile değil,

Anonim: beni günah keçisi yapamazsın.

Sude: zeytinyağı gibi üste çıkıyorsun bir de arsız

Anonim: sizin boktan ilişkiniz beni alakadar etmiyor.

Anonim: sinirini benden değil, kime sinirliysen ondan çıkar.

Anonim: Kutay'ın yediği haltlar beni hiç ilgilendirmiyor.

Anonim: ve sen de bana iftira atamazsın.

Anonim: bıktım artık bu hallerinden, biraz mantıklı ol.

Anonim: sana 'bana yazma' diyen bir adam böyle ucuz numaralarla sizi ayırmaya çalışır mı?

Anonim: insanları kırmaktan gram vazgeçmiyorsun.

Sude: ben

Anonim: samimi olmayan özürlerini istemiyorum.

Sude: özür dilerim

Görüldü

Ooo ortalık karışıyor, sizce Kutay'ı şikayet eden kim?

Teorileri bırakalım buraya 🧩

ELZEM | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin