BÖLÜM 39

2.3K 118 22
                                    

"Bir sorun mu var?" Melih'in meraklı sesini duyunca irkildim ve telefonumu cebime attım. Ne yapacağımı bilemiyordum, her davranışım bana olumsuz olarak geri dönüyordu.

"Biri sigara paketini düşürmüş." Umursamaz gözükmeye çalışsam da yüzündeki ifadenin korkunç olduğunu biliyordum.

Melih kaşlarını çattı. "Biri bizi mi dinliyordu?" Anladığı için mecburen kafamı salladım. "Galiba evet."

Melih'e döndüğümde gözlerinde parıltılar gördüm. "Erkekti Melih, tahmin ettiğin kişi değil."

Melih'in yüzü bir anda renk değiştirdi, ciddi ifadesine bakarken aklımda son okuduğum mesajlar vardı. İçimde galip gelen üzüntü duygusunu bastırmaya çalışırken Melih bir soru sordu. "Yüzünü gördün mü?" Sesindeki telaşa anlam veremedim.

"Ne fark eder?" Tek kaşımı kaldırdım, omuz silktim ve sigara paketini elinden alıp çantama attım. Bu anonimi bulabilmem için bir delildi. Demek sigara içiyordu.

Hakkımda ilk defa yanılıyordu, ona dair aklımda bir kişi bile yoktu. Sadece ona ulaşmak ve... Ve kırdığım kalbi onarmak istiyordum.

Aklımdan bir kez olsun çıkmıyordu. Yemek yerken, yatmadan önce, ders çalışırken, kitap okurken, televizyon izlerken... Her anımda aklımdaydı. Bunu engelleyemiyordum.

Melih'i ardımda bırakıp mekana yeniden giriş yaptım, yoğun ter kokusu midemi bulandırdı. Melih'in arkamdan seslenişlerini umursamadan ilk başta oturduğumuz koltuğa doğru hızla ilerledim, sarhoş bedenlerden yayılan iğrenç kokuya daha fazla dayanamayacaktım. Nefesimi tutup ilerlemeye devam ettim.

Beni gören Ege ayağa fırladı. "Kötü bir şey mi oldu?" Yüzümden ağlamaklı bir ifadede olduğumu anlayacak kadar tanıyordu beni.

Kerem ve Ege'ye baktığımda ikisinin de yüzündeki ifadeyi çözmeye çalıştım. "Gitmek istiyorum. Hemen. Şimdi."

Kerem onaylarcasına kafasını salladı ve yanımdan geçti, gitti. Melih şaşkınca kolumdan tuttu. "Ne oldu Sude?"

"Midem bulanıyor." Yalan değildi, bulanıyordu. Ama ağlamak isteyen yanımı bastırmaya çalışıyordum, her an patlayabilirdim. Ege'nin yüzü düşüktü, büyük ihtimalle bana üzülmüştü.

Melih'in koluna girdim. "Sadece Kerem beni bırakabilir, siz kalın isterseniz. Gecemizi mahvettim özür dilerim." Melih omuz silkti. "Tadı kaçtı buranın, gidelim."

Ege etrafa bakındı, ardından kafasını sallayıp önden gitmeye başladı.

Herkese ne oluyordu böyle?

Arabaya binene kadar ağzımı açmadım, arabaya binince de telefonumu açıp son mesajları tekrar tekrar okudum. Gözlerimin dolmasına anlam veremedim. Sanki bir parçamı kaybetmiştim ve bir daha onu bulamayacaktım.

Evet, kaybettin Sude.

Seni koşulsuz seven birini kaybettin.

Kafamı cama yasladım ve iç sesimin beni azarlamasını dinledim. Ben gerçekten kör ve aptaldım.

Çabaladıkça işleri daha beter bir hâle sokuyordum. Yaptığım şey en baştan yanlıştı, bunu biliyordum.

"Melih." Kerem'e baktım usulca. "Efendim?"

Kerem arabayı durdurdu. "Marketten sigara alsana, biliyorsun ne içtiğimi." Melih onaylayarak kapıyı açtı ve indi.

Arabada çalan kısık sesli müziğe odaklandım ve camdan dışarıyı izledim. Melih kapıyı açtığında içeriye dolan soğuk havayla beraber ona doğru döndüm. Elindeki paketi Kerem'e uzatırken gözlerim irileşti.

Bu, benim bulduğum paketin aynısıydı.

Hızla Kerem'e baktım, paketi alıp cebine atacakken Ege onu durdurdu. "Lan bende kalmamış birkaç dal versene."

Başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

Anonim, Kerem ya da Ege miydi?


Bölüm sonu değerlendirmelerinizi alabilir miyim? :)

ELZEM | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin